Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İncinen gönüllere...*

-Seni etkileyen, sende unutulmaz yaralar açan, dil yarasından beter bir yaran oldu mu? -Oldu maalesef -Nedir o? -Gönül yarası. -Bu ne demek şimdi? -İnsanın onuruyla oynanması, incitilmesi. Kullanılıp kullanılıp atılması, kedinin fareye boğdurulması gibi bir şey. -Bu ne zaman oldu? -Bundan 16 ay önce bu ülkede bir milat yaşandı. Ahmet'e kızıldı. Hıncı Mehmet'den alındı. Kelle avcılığı yani. -Şu bilmeceyi bırak. Sadede gel. -Sana kokusu gelmedi anlaşılan. -Hayır ben bir şey hissetmedim. -Yoksa  "Bana dokunmayan bin yaşasın", 'bana ne' veya "Sükut altın" mı dedin? Sağır sultanın duyduğu, b.k böceğinin bile rahatsız olduğu kokuyu hissetmedi isen bence burnunu göster. Bence suç burnunda değil, vicdanında. Yok yok kalbinde sorun var senin. -Mübarek bu kadar şeyi söylediğine göre sen gerçekten incinmişsin. Sayınız çok mu bari? -Çok mu da laf mı? -Haydi şu meseleyi aç artık. Milat meselesi ne? -Mesele insanın onuru meselesi. Ama açmayacağım. Şu fıkra il

Hep gündemde kalmak

-İleride belediye başkanlığı düşünüyorum. -Hayırlı olsun şimdiden -Ne tavsiye edersin, şimdiden. -Hangi konuda? -Sürekli gündemde kalmak ve hatırlanmak ve anılmak için. Seçimden seçime hatırlanmak istemiyorum. -Yol ve cadde kenarlarını ücretli otopark yap. -Haydi yaptım. Ne işe yarayacak. -Kenarları otopark yapınca parka girerken, parktan çıkarken diğer şerit işgal edilecek, arkadan gelen araçlar sıra sıra bekleyecek. Böylece trafik kilitlenecek. -Haydi kilitlendi. Millet beni nasıl hatırlayacak. -Öyle hatırlar ki, 7 ceddine rahmet okurlar. Seni hep hayırla anarlar. Seninle beraber çoluğun çocuğun da hep gündemde kalır. -Trafiğin kilitlenmesi iyi bir şey değil ki. Akan trafik daha iyi değil mi? -Trafik akarsa gündemde kalamazsın. Milletin duasını da alamazsın. Bu kafayla zaten başkan da olamazsın. -Başka ne yapayım? -Kaldırım taşlarını sürekli değiştir. Oraya da bir tabela yazdır: " Belediye çalışıyor. Verdiğimiz geçici rahatsızlık için özür dileriz." -Başka? -Bunlarla b

Siliver

-Hocam Pazar günü ev temizliğine temizlikçi gelecek. -Kendin temizleyemiyor musun? -Hep kendim temizliyordum. Zor oluyor. 100 liraya temizliyorlarmış. Verip kendim rahat edeceğim. *** Pazartesi günü öğretmen okula gelir. -Hocam ev temizliğini yaptırdın mı? -Yaptırdım ama çok yoruldum. -Niye ki? Temizlikçi geldi ya. -Geldi hocam gelmesine de. -Hayırdır? Ne yorulması? Sen ücretli birini tutmadın mı? -Tuttum tutmasına da o mu çalıştı, ben mi çalıştım? Bilemedim. -Nasıl oldu? -Hocam, kadın temizlemeye gelmeden ayıp olmasın, evi bu şekilde görmesin diye Cumartesi günü evi ben temizledim. Kadın Pazar günü geldi. Aldı eline süpürgeyi. Bana da, "Ben süpüreceğim, sen de arkadan siliver" dedi. Ben de aldım elime bezi, onun arkasından tüm evi silmeye başladım. Saat 10.00 olduğunda kadın elinden süpürgeyi attı, oturdu. " Benim 10.00 kahvemi getir. Ben kahvesiz yapamam" dedi. Gittim, bir de kahve yaptım. Akşam 17.00 olunca da "Benden bu kadar. 17.00'ye kadar çalı

Ağzı dualı anneler

Sabah 06.30 sularında bir anne sınava gidecek çocuğunu otobüse bindirmek için durakta bekliyor. Az sonra otobüs geldi. Çocuğu bindi. Anne binmedi. Annenin dudakları kıpırdıyor. Belli ki dua ediyor. Biliyorsunuz bugün tüm 8.sınıf öğrencileri TEOG isimli sınava giriyorlar. Ayaklarının altı öpülesi annelerin duaları çocukları için hiç eksik olmuyor maşallah. Anadolu anneleri böyle. Helal olsun onlara. Helal olsun onların kıymetini bilen çocuklarına.

Görünmez telefon kazaları

-Alnın sarılı, hayırdır? -Bir görünmez kaza. -Geçmiş olsun. Nasıl oldu? -Yürürken elektrik direğine vurdum. -Gece miydi? -Hayır, güpegündüz, görünmez kaza işte. -Görmedin mi kaldırımdaki direği? -Önüme bakıyordum. -Mübarek, yürürken öne bakılır mı? -Cep telefonuna bakıyordum. -Cep telefonunun neyine bakıyordun? -Face'e bakıyordum. -Seninki görünmez kaza falan değil. Güpegündüz intihara teşebbüs. Başına geleceği belliydi. Ama ucuz kurtulmuşsun. -Niye ki? -Yürürken face'i takip etmek... Olacak şey mi? -Ama bildirimlerime bakıyordum. Önemliydi. -Anlaşıldı. Canından daha önemliydi değil mi? Ama böylesi bin nasihatten daha iyidir. -Görünmez kaza işte. -Direk sana düşseydi eh diyelim. Ama sen direk direği nişanlamışsın. Ama ben bekliyordum bunu. -Nasıl bildin? -Geçen gün bana misafirliğe geldiğinde daha yüzüme bakmadan, ben sana hoş geldin demeden benden evin internet şifresini istedin. Nice sonra çayın bile soğudu gittiydi. Çünkü sen internetin bağımlısı olmuşsun. Yine de ucuz a

Yeteneklerini köreltip başarısızlığa sevk ettiğimiz çocuklarımız

Her anne-baba çocuğunun başarılı olup bir meslek sahibi olmasını ister. Bunun için de genellikle "saçını süpürge" eder.   Ebeveynin çocukları üzerindeki bu iyi niyetli çabası çoğu zaman başarıyı beraberinde getirmemektedir. Çünkü başarı yanlış yerde aranmıştır. Çocuğun yetenek ve kabiliyeti öğrenilmeden gönlümüzden geçen mesleğin çıkacağı alana çocuğumuzu yönlendirmekle daha baştan yanlış yolda ilerlemeye çalışıyoruz. Çoğu zaman girilen bu yanlış yolda beklediğimiz başarı bir türlü gelmemektedir. Neden gelsin ki? Ne demek istediğimi biraz açalım. Bildiğiniz gibi çocuklarımız küçükken yaptıkları hareketlerle ben zekiyim diye kendini gösterir. Bu yüzden her anne-baba haklı olarak çocuğunu çok zeki olarak görür. Yakındıkları tek şey, zeki olmasına rağmen çocuklarının ders çalışmamasıdır. Okul çağına gelmeden, zekalarıyla övündüğümüz, zeka fışkıran çocuklarımızı okullu yaptıktan sonra çoğu zaman tanıyamıyoruz. Bu o çocuk mu diye zaman zaman iç geçiririz. Çocuklarımızı başar

Bitmeyen sorunumuz: İnsan

İlk kan abi Kabil'in kardeşi Habil'i öldürmesiyle aktı. Akmaya görsün durmak bilmedi. Bireysel başlayan kavga, kitlesele dönüştü. Hem de oluk oluk akıyor. Akıtan da hem cinsi. Sanki atar damarımız patladı. Gözünü toprak doldurasıca insan, "Eşref-i mahlukat" sıfatını ve onurunu taşıyamadı. Vampirlere, kan içicilere, tüm hayvanata taş çıkarırcasına "Esfel-i safilin" derecesine inmek için uğraştı, didindi. Hep kendi mutluluğunu hemcinsinin  mutsuzluğunda aradı. Hâlâ da aramaya devam ediyor. Araya araya bulacak belasını. Genetiğinde var; kıskançlık, haset, kan akıtma. Nedense genimizde bulunan Habil ve Kabil genlerinden Kabil'i seçtik.  Nihayetinde atamız ne Adem ne Nuh ne İbrahim ne de başkası. Atamız Kabil. Bakmayın hepimiz kardeşiz, hepimiz Adem'deniz, hepimiz bilmem neyiz dediğimize. Birbirimizi kandırmayalım. Haydi hep beraber "Hepimiz Kabil'iz" diyelim. İnsanlık mertebesine çıkamadık hâlâ. Beşer safhasını geçemedik. Hayva