Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

En İyi Narkotik Polisi Anne (2) *

Uyuşturucu kullananlarda çok görülen materyaller: Sigara çarşafı, kilitli düğme poşeti, enjektör, kova, yanmış alüminyum folyo  parçaları, kalemle delinmiş pet şişe...  Uyuşturucu kullanılan mekanlar: Kendi evleri, metruk binalar, park ve bahçeler, araç içi, şüpheli mekanlar, bazı camiler, üst düzey korunan villa tipi evler.  Sokak satıcısı: Torbacı. Bunlar (Konya'da) 25'li yaş grubunda, esmer, kirli sakallı, vücutlarında döğme, ayaklarında spor ayakkabısı, ceplerinde 5 ve 10 liralıklar bol miktarda bulunur.  Uyuşturucu kullananları ve satanları görürseniz 112'yi arayarak ihbar ediniz. UYUMA (Uyuşturucu ile Mücadele) programını cep telefonunuza indirebilirsiniz. Bana dokunmayan bin yaşasın deme lüksümüz yok.  2022 verilerine göre uyuşturucu kullanma yaş ortalaması, Türkiye ortalaması 21.2'dir. Konya'da bu oran biraz üzerinde diye düşünüyoruz. 2020'de yaş ortalaması 19 küsur, 2021'de 20 yaş.  Madde kullanım belirtileri: (Sosyal belirtileri): Aile

En İyi Narkotik Polisi Anne (1) *

Güneysınır Kültür Merkezinde öğretmenlere, imamlara, ilçe daire başkanlarına, muhtarlara ve okul-aile birliği başkanlarına, Konya Narkotik Şube Müdürlüğünden bir görevli tarafından "En iyi narkotik polisi anne" başlıklı bir sunum yapıldı. Konusu ve içeriği pek hoş olmasa da 50 dakika süren sunum, dinleyiciler tarafından can kulağıyla dinlenildi. Dinlediklerimiz karşısında ağzımız açık kaldı.  Başlığı görür görmez bana ne bağımlılıktan ve uyuşturucudan. Benim, ailemin ve çevremin bu taraklarda bezimiz yok. Çok da tın diyebilirsiniz. Açıkçası seminere giderken ben de sizler gibi aynı düşüncedeydim. Bir saatimi heba edecekler dedim. Aynı şekilde seminere davet edilen kişiler de potansiyel olarak bağımlılığa çok uzak kesimler. Semineri dinledikçe ve bittikten sonra iyi ki bu semineri dinlemişim, iyi ki ilçemiz böyle bir imkandan nasiplenmiş oldu dedim. Bu vesileyle bu semineri organize eden Güneysınır Kaymakamlığına teşekkürü bir borç bilirim.  Bize sunum ziyafetini veren e

Ülke Yönetimi

Siyaset, ülkenin içte ve dışta usulüne ve kurallara uygun ortak akılla yönetilmesi sanatıdır. Milletin teveccühüyle sandıktan çıkıp ülke yönetimini emaneten üzerlerine alanlar, içte ve dışta beklenmeyen ve umulmadık bir kriz ortaya çıktığı zaman; Yeni bir krize yol açmayacak şekilde çözülmesi için çaba göstermekle yükümlüdür.  Çözüm bekleyen sorunları görmezlikten gelme ve öteleme gibi lüksleri yoktur.  Kronikleşmiş sorunları çözmek için tarafların görüşlerini almak suretiyle çözüme kavuşturmalıdır. En azından çözüm odalı irade ortaya konmalıdır. Sorunları soğukkanlılıkla masaya yaptırmalı, çözüm için kapıyı ardına kadar açık bırakmalıdır. Yangına körükle gidilmemelidir.   Gerilimden beslenmemeli. Gerilimi iç siyasette malzeme olarak kullanmamalı.  Diplomasiyi kesmemeli, hamaset ve slogana yer vermemeli, diplomatik bir dil kullanmalı. En son söylenecek söz ilk başta söylenmemeli.  Ülke meselelerini kişiselleştirmemeli.   Mesela, bu can bu tende durduğu/ben burada durduğum müddetçe ve k

Kokuşmuşluk *

Ölüm dışında her şeyin bir çaresi var sözü halk arasında yaygın kullanılan doğru bir sözdür. Yeter ki nefes almaya devam edelim ve vücut fonksiyonlarımız tedaviye cevap verebilsin.  Bir eşya düşünelim ki kırılmıştır. Her kırılan yapıştırılabilir. Yapışmasa da yenisiyle değiştirilebilir.  Bir şey yırtılmış veya eskimiş olabilir. Yama yapmak suretiyle onu kullanmaya devam edebiliriz.  Bir meyveye kurt girmiştir. Kurtlu yeri kesip atmak suretiyle geri kalan kısmı yiyebiliriz.  İnsanoğlu hata ve yanlış yapabilir. Hangi birimiz hata yapmayız ki. Hatayı terk edip yolumuza devam ederiz.  Pişmanlık duyduğumuz şeyler yok mu? Hayat geriye döndürülemese de pişmanlığı içimize gömer, hayatımıza devam ederiz.  Birilerine kırılır, küseriz. Bir zaman gelir ki barışır hatta dost bile olabiliriz.  Deneme yanılma yoluyla doğruyu bulabiliriz.  Deli dolu yaşarız. Bir gün dinginleşiriz.  Yoruluruz. Dinlenince yorgunluğumuz geçer.  Uykusuz kalırız. Deliksiz bir uyku bizi kendimize getirir

Bu Halı Başka Halı

Tüm başarısı ilkokulu birincilikle bitirmek olan zatı muhterem nihayet birileri tarafından görülür. Kendisine arayıp da bulamadığı bir görev tevdi edilir ve protokolde vali ve belediye başkanından sonra Cumhuriyet başsavcısı, adli yargı komisyon başkanıyla birlikte üçüncü sırada yer bulur. İstediği bir gözdü. Ona verildi iki göz. Daha ne istesin.  Görevine başladığı andan itibaren hiç gündemden düşmedi. Maceradan maceraya koştu. Kırıp dökse de kimse onun bileğini bükemedi. Öyle ya ilkokulu birincilikle bitirene kim ne yapabilirdi. Kıskananlar çatlasın. Üstelik arkası da sağlamdı.  Bu başarısına rağmen kendisini tanımamakta direnenlere kendini göstermesini de bildi. Bunun için de soru cevap yöntemini kullanarak öğretmeye devam etti ve tevazuundan hiçbir şey kaybetmedi. Onlara: Bu civarın son yıllarda yetiştirdiği en büyük alim kim diye sordu. İşinde gözü olmayanlar burunlarını ucundaki alimi nereden bilecekler? Kem küm cevapları karşısında hiç bozuntuya vermeden, bilemediniz diyerek ağz

Saygı Duymuyorum

*Ömrünü birilerine şakşakçılık yaparak ve başkasını kötüleyerek geçirenlere, *Bir kişinin, bir düşüncenin, bir kişinin sorgusuz sualsiz trollüğünü yapanlara, *Akıl nimetini başkasına kiraya verenlere,  *En ufak bir eleştirinin yapıcı olanına dahi tahammül edemeyip ağzını ve kalemini bozarak hakaret edenlere, *Hayata tek gözlükle bakıp hayatı kendinden ibaret görenlere, *Sevdiklerinin birçok konuda çelişkileri ayan beyan ortaya çıkmasına rağmen vardır bir hikmeti deyip yanlışı savunmaya devam edenlere veya çelişkiye sessiz kalanlara ya da çelişki yok deyip eleştirip ayıpladıklarını dün dündür aymazlığına yatanlara,  *İşini çıkarmak amacıyla her devrin adamı rolünü üstlenenler kendini belli etmesine rağmen bu tiplere prim verenlere, *Kiminle ve nasıl biriyle çalışacağına dair elinde seçme iradesi olduğu halde çevresini, yeteneksiz ve ehliyetsiz çapsız insanlarla dolduranlara, *Kendisini başkasını kötüleyerek ifade edenlere, *Yapamadıkları ile ilgili bin bir türlü mazere

Basın Yasası Sansür Yasası Olmasın *

Basın kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7418 sayılı Kanun, 13 Ekim 2022 tarihinde Meclisten oy çokluğuyla geçti. 17 Ekim 2022 tarihinde de Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak 18 Ekim tarihli Resmi Gazetede yayımlandı. Kanunun girişinde amacının, basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün kullanımı ile basın kartına ilişkin usul ve esasları belirlemek olduğu açıklanmaktadır. Tartışmalara sebebiyet veren bu kanunun basın camiasına ve sosyal medya kullanıcılarına hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Basından okuduğum kadarıyla yasalaşmış olmasına rağmen hakkında hala tartışma yapılan bu kanunun sadece iktidar partisine mensup partilerin oylarıyla değil de oy birliği ile yasalaşmasını gönül isterdi. Çünkü kanunun "basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün kullanımı..." şeklindeki amacı kulağa hoş geliyor. Bir yerde özgürlük varsa bu kanunla ilgili niye tartışma olsun, öyle değil mi?  Tartışmanın fitilini ateşleyen, kanunun " Sırf halk arasında endişe, korku veya panik ya

İlk İntiba

—Beni tanıyor musun?  —Teşehhüt miktarı kadar.  —Yani yeterince tanımıyorum diyorsun.  —Aynen öyle.  —Ama benim hakkımda kanaat belirtmişsin.  —Doğrudur. Hakkınızda konuştum.  —Halbuki ben size hep iyi davrandım.  —Doğrusu hep iyi ve nazik davrandınız ve değer verdiniz.  —O zaman mesele ne?  —Konuştuklarım benim meselem değil. Efkarı umumiyenin derdine tercüman olmak istedim.  —Sen onların avukatı mısın?  —Değilim ama bigâne de kalamazdım. Çünkü aynı ortamda yaşıyor, aynı havayı soluyoruz.  —Yeterince tanımadığın biri hakkında konuşmak doğru mu?  —Hem doğru hem doğru değil. Yeterince tanımıyorum. Bu yönüyle hakkında ileri geri konuşmam doğru değil. Tanımama rağmen hakkında konuşma yapmamın doğruluğuna gelince, yaptığım kanaattir. Bu, ilk intiba demektir. Kanaat ve intiba tanıdıkça değişebilir.  —Bak, gördün mü? Bu, yanıldığının itirafı değil mi?  —Ama değişmeyebilir de.  —O zaman erken hüküm vermemek en doğru olan değil mi?  —İnsani bir durumdan bahsed

Grizu Patlaması ve Biz *

Bartın'da meydana gelen maden faciası 41 cana mezar oldu. Ateş düştüğü yeri yaksa da acımız büyük. Bu faciada vefat edenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar, vefat edenlerin ailelerine başsağlığı diliyorum.  Temennim, bu tür maden facialarının son bulması. Ama temenniden öteye geçmiyor bu dileğim. Çünkü geçmişte benzerlerini çok gördük, şimdi de gördük, böyle giderse yarınlarda da görme ihtimali yüksek. Patlamanın olduğu andan itibaren eksik olmasınlar, devlet ricali Bartın'da idi. Ne zaman bir deprem, sel baskını, maden faciası olsa devlet ateşin düştüğü yerde oluyor. En azından acılarınızı paylaşıyoruz demektir bu. Ailelerin acılarını yok etmese de birtakım yardım ve destek açıklamaları da olay yerinde sıcağı sıcağına yapılıyor.  Devletin olay yerine gidip birinci elden açıklama yapması, süreci yönetmesi, devletin tüm imkanlarını seferber etmesi, yaralı ailelere yardım ve destek açıklaması takdire şayan ama tüm bu yapılanlar yeterli mi? Bence yeterli değ

Bana Nasihat Verir misin?

—Babacığım, bir dediğini iki etmem. Zira sever sayarım.  —Teşekkür ederim evlat. Sadede gelirsen. —Biliyorsun. Hedeflediğim okulları kazanıp mezun oldum. Devlete atanmak için de iyi puan aldım. Atanma bekliyorum.  —Hayırlısıyla atanırsın evlat. Benden ne istiyorsun? —Biliyorsun, sınavlardan iyi puan almak yeterli değil. Çünkü sınav tek başına hayatın kendisi değil. Göreve başlayınca her şeyi kırıp dökmek istemiyorum. Senin tecrübelerinden faydalanmak istiyorum.  —Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır evlat. Kendi yolunu kendin bulursun. Buna da saygı duyarım. Yalnız şu söylediklerim de kulağına küpe olsun.  —Lütfen! Zira ihtiyacım olacak. —Evlat, insanlar kıyafetleriyle karşılanır, fikirleriyle uğurlanır sözünden hareketle, görevde ilk vereceğin imaj çok önemlidir. Biliyorum, mükemmeliyetçi bir kişiliğin var. Herhangi bir aksamaya meydan vermeden her şeyin zamanında düzgün olsun şeklinde bir duruşun var. Zekana zaten diyecek yok. Allah vergisi.  Çalışkanlığına ben şahidim.

Durum *

WhatsApp, Telegram, Bip uygulamaları, son yıllarda yazılı ve görsel paylaşım ve yazışmaların vazgeçilmezi. Öyle zannediyorum, en yaygın kullanılanı Whatsapp'tır. Ben de bu en yaygın olanı kullananlardan oldum hep. Birilerinin kızarak ve hamaset göstererek bir ara WhatsApp'ı kullanmayı bırakıp Bip uygulamasına geçtiği kısa zaman diliminde dahi WhatsApp kullanmayı bırakmadım. Bir ara zorunlu olarak ilaveten Bip kullandım. Ne yalan söyleyeyim, Bip'e bir türlü içim ısınmadı. Basit bir oyuncak gibi geldi bana. Zaten çok da kullanışlı değildi. Başkasını bilmem ama işkenceydi benim için. Hoş, kızıp bundan sonra WhatsApp kullanmayacağım, Bip kullanacağım diyenlerin kahir ekseriyeti tekrar Whatsapp'a geri döndü. Vatandaş neyse de resmi kurumları Bip'e yönlendiren devlet de Bip'ten vazgeçti. Hasılı pireye kızıp yorgan yakmamız da yanımıza kar kaldı. Ki bu yaptığımız bu ülkede vakayı adiyedendir. Yakın zamanda tecrübe ettiğimiz bu zigzag geride kaldı. Ben geleyim sadede. 

Oyları İpotek Altında Olan Seçmenler *

İstisnalar kaideyi bozmamakla beraber bu ülkede seçmen kesimlerinin oyları siyasiler nezdinde çantada keklik görülür. Yani bazı kesimler siyasi partilerin oy deposudur ve kaleleri mesabesindedir. Oyları İpotek altında olan fakat farklı siyasi yönelim gösteren seçmenler ise mecburlar bana vermeye diyen siyasi partiler tarafından pek makbul görülmezler. Nankör ve hain olarak görülürler. Satılmış derler en azından. Bu tür seçmenlerin işi zordur. Çünkü bu kişiler yani kabuğunu kıran ya da kırmaya çalışan seçmenler en hafifiyle mahalle baskısına maruz kalırlar. Ne demek istediğimi örneklerle açıklamaya çalışayım: Dindar ve mütedeyyin biri iseniz, Başörtülü iseniz, İHL ve ilahiyat mezunu olup Diyanet'te İmam hatip, müezzin kayyum, vaiz, müftü vb görevler yürütüyorsanız, Din kültürü ve ahlak bilgisi ve İHL meslek dersleri öğretmeni iseniz... Oylarınızı Milli Görüş geleneğinden gelen veya bu gelenekten geldiğini iddia eden partilere yani SP, YRP ve özellikle AK Parti'ye v

Hangi Müslümanlık? (2) *

Tasavvuf, tarikat ve Cemaat Müslümanlığı : Varsa yoksa cemaat ve tarikatları. Allah ve peygamberden çok dini liderleri telaffuz edilir. Onların emrinden çıkılmaz. Şuraya oy verin denir, sorgulanmaz. Şeyhleri ne derse vardır bir hikmeti. Kurtuluşta olacak fırka bağlı oldukları cemaat ve tarikattır. Sohbet gününde sohbete giderler, verilen zikri çekerler. Bir araya geldikleri zaman şeyhlerinin kerametini anlata anlata bitiremezler. Cemaatinin çıkardığı dergiye abone olurlar, gazetesi varsa alırlar. Şeyhin tüm kitapları kitaplıklarını süsler. Cemaatlerine bağlı esnaftan alışveriş yaparlar. Zekat ve sadakalarını ehil kimselere dağıtsın diye cemaatlerin kurduğu dernek ve vakıflara verirler. Tarikatlarına bağlı olmayanlara acıyarak bakarlar. Dine Mesafeli Müslümanlık : Pek camide ve cemaatte görünmezler. Dinden diyanetten pek söz etmezler ve ibadetlere soğuklar ama dine saygılı olduklarını ifade etmekten geri kalmazlar. Batı Özlemi Duyan ve Batı Karşıtı Olan Müslümanlık : Batılılar Hrist

Hangi Müslümanlık? (1) *

İslam ve Müslümanlık tek ve en son hak din olmasına, inananlarına Kur'an'ın ifadesiyle Müslüman denmesine, hepsinin beslendiği kaynaklar Kur'an ve sünnet olmasına rağmen yöreye, bölgeye, yetişme iklimine göre çeşit çeşit Müslüman tipi var. Başka ülke Müslümanlarını bilmem ama gözlemlerime dayanarak Türkiye'deki Müslüman tiplerini ele almaya çalışacağım. Yapacağım tipleme nesnel değil, özneldir. Namaz Müslümanlığı : Müslümanlıktan anladıkları namazdır. Sabahtan akşama namaz kılmasalar da namaz tüm günlerini kapsar. Bir vakit namazını kılarlar, diğer vakit namazına hazırlanırlar. "Vakit yaklaşıyor, namaza hazırlanmak lazım, namazını kıldın mı? Haydi namazımızı kılalım. Bir namazımız var, namazı da kılamayıp da ne yapacağız..." derler. Namaz kılınır, az iş güç, biraz dinlenmenin ardından tekrar yeni bir namaza hazırlanırlar. Bir abdestle kolay kolay iki vakit kılmazlar. Namaz kılmadan da rahat etmezler. Arda kalan zamanda namaz kılmayanları eleştirirler. Yanlış