Nisanın başından itibaren yaşadığımız sıcaklar başka sıcaklar. Bugüne kadar böyle sıcak ne gördüm ne duydum desem yanlış olmaz. Kavurucu mu? Kavurucu. Yakıcı mı? Yakıcı. Boğucu mu? Boğucu. Güya ilkbahar ayındayız ama yalancı baharı bile görmeden yazdan günler yaşıyoruz. Baharı böyle geçenin haziran, temmuz ve ağustos ayları nasıl geçer, şimdiden kestiremiyorum. İki yıldır doğru dürüst kış da görmedik. Öğrenci ve öğretmenler bu kış kar tatili yapmadı desem, kafi sanırım. Kıt su kaynaklarıyla bu sene yazı geçirip kışa nasıl gireriz bilmem. Dereler, ırmaklar kurursa hiç şaşırmam. Musluklardan çamur akarsa, su kesintileri artarsa hiç sürpriz olmaz. Her ay katmerli gelen su faturalarının nerede duracağını, nerelere fırlayacağını kestirmek mümkün değil. Susuzluk kapıda. Susuz ne yaparız bilmem. Sıcakların şimdiden iyice bastırdığı bugünlerde, okullarda nasıl ders yapılır, öğrenciler sınıflarda nasıl tutulur, bunu da öğretmenler şimdiden düşünmeye başlasa iyi olacak.