Ana içeriğe atla

Kayıtlar

şiir etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Seçim Merdiveni

Sandık başkanı mısın? Derdin çok demektir Zarf, pusula, sayım, döküm, tutanak hep senin Elinden geçecek sabahtan akşama bir bir Zor mu zor ama bunu baştan düşünecektin İşin zoru bitti deyip adliyenin yolunu tuttun Son bir gayret, çoğu gitti azı kaldı dedin Merdivenlerdeki kalabalığı görünce Eyvah, turpun büyüğü heybede imiş dedin Bir elinde saman renginde ağır bir torba Öbüründe tutanakların olduğu bir zarf Girdin hemen herkes gibi upuzun sıraya Karşına çıktı sonu görünmeyen merdiven Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden Pardon dikileceksin. Yürümek ne kelime Her bir basamağında duracaksın güç bela Bel ağrır, ayaklarına kara sular iner Çıkmak ne mümkün bunca basamakları bir bir Çünkü başkanlardan örülmüş etten bir duvar Dikil, adımla, çık. Bitmez bir türlü merdiven Çünkü daha çıkılacakmış üç kat merdiven Üç katın merdiveni sürdü doksan dakika Bu zaman zarfında atardım on bin adım ben Onca evrak teslimi sürdü on beş dakika Ardından indim onca basamağı birden Ahmet Haşim bugünleri yazmı

Emeklim Emeklim!

Yedi bin beş yüz liraydı maaşın,  Verdik otuz yedi, altılık oran.  Üzerine ekledik bir beş daha Etti mi maaşın düz hesap on bin.  Kim verir bu devirde bu parayı?  Allah lillah için söyleyin haydi.  Sadece bu fani verir değil mi? Üstelik vermeye de doymuyor.  Dedi bir de her şey emekli için Gönlümde ayrı yeri var onların.  Olsun onlara iki bin yirmi dört Unutamayacakları yıl olsun.  Ne iki bin yirmi dördü ne beni Ne de balta kürek yaktıran martı.  Hesap kitap yapsınlar tüm yıl artı,  Hesapsız yaşanmaz bu sene çünkü.  Unutmayın başımın tacısınız,  Koca bir yılınız hayırlı olsun.  İstemeyin benden çok fazlasını,  Zira bir sonrası kara topraktır.

Sivri Dilliyim Sivri Dilli

Dilim dilim, büyük dilim Sivri dilim, acıtan dilim İğneleyici dilim, kırıcı dilim Kırılsanız da ne edeyim ki ben buyum.   Dilimden vazgeçemem. Zira benden bir parça Susamam. Çünkü dilsiz şeytan olmak istemem. Kesip atamam. Zira emanete ihanet etmiş olurum. Beni böyle kabul edin. Zira ben buyum.   Sevseniz de nefret etseniz de Dilimden dolayı bunu yapın Yeter ki başka bir günahım olmasın Bu da bendeki bir kusur olsun.   Çektiğim hep dilimdendir Bunu bilir, bunu söylerim Ne ederim ki benden bir parçadır Atsan atılmaz, satsan satılmaz.   Beni bilen böyle bilsin Beni kabul eden böyle kabul etsin Yok ben bunu kaldıramam diyen Kendini benden ırak etsin.

Hastalanma Zamanı Değil

İlaçlara yüzde otuz zam gelmiş Bazı ilaçlar ödemeden çıkarılmış Zamlı ve cepten ödemeden geç İlacı bulduğuna şükret Bu zamanda hasta olma diyemem Zira bunu demek çok kolay Vücudu zayıf buldu mu virüs Hasta olmaman elde değil Hastaneye para vermedim diye sevinme Eczaneye gitmeyince Hasta katılım, ilaç bedeli vs. ödeyince Sağlık bedava değilmiş diyeceksin Bil ki hastalığın şakası yok Ne hastaneye git ne de eczaneye Okursan ilaçların yan etkisini Ölümü görüp sıtmaya rıza gösterirsin

Yaşa da Göreyim!

Kiralık ev bulunmuyor Bulunsa da yanına varılmıyor Oturuyorsan kaç katı isteniyor Bu durumda kirada otur da göreyim.  Kiralar kazanç kapısı oldu Bir kira asgari ücreti geçti Bu devirde evi olmayanlar  Kirada otursun da göreyim.  Yüksek kiraya % 25 sınır getirilmiş Ev sahipleri bu oranı geçemezmiş Bu kurala uymaya kalkacak olursan Ev sahibiyle papaz olma da göreyim.  Çocuğu gelir ev sahibinin Avrupa'dan Çocuğunu evlendirmeye kalkar kısa yoldan Ya kendi oturmaya kalkar ya da çıkarır satışa Bu durumda bu evde otur da göreyim.  Emekli maaşın 7.500 ise Ek gelirin de yoksa Evin de kira ise Bir ev kirala da göreyim Hasılı kiralık evde oturuyorsan  Gelirin bir yirmiyi geçmiyorsa Bu zamlar artmaya devam ettikçe Ağız tadıyla yaşa da göreyim. Yüce! Şiir yazdım diye sevinme Ben de oldum bir şair deme Dünya kuruldu kurulalı Böyle şiir ne gördü ne de okudu. 

Maaş Zammı Sevinci

Maaşıma iyi zam geldi diye sevinme Zira bu sevincin kursağında kalacak Hem de aheste aheste çıkmayacak  MTV'ye ek MTV konmuş şimdiden Ek MTV bir defaya mahsusmuş deme Korkmalısın bu bir defalıklardan Unutma, ÖTV de bir tüketimlik idi Sonra sürekli tüketim hale geldi Şimdi MTV'ye gelmişse, ek MTV Bil ki emlak vergisine de gelir bu ek Adına da bir defaya mahsus denir Bir bakmışsın sürekli hale gelir Maaşıma çok zam yapıldı deme Bol kaşık/kepçe verilen bu zamlar Benden duymuş olma Bu sefer kazanla geri alınacak Aldığın zamlı çok maaş Eder sanma çok aş Eskiden aheste aheste çıkardı Bu sefer şimşek hızıyla çıkacak

Her Şeye Zam

Faizler yükselse de Döviz fırlasa da Zamlar devam etse de Bu kervan yürüyecek Hayat pahalılığı varmış Fiyatlar cep yakıyormuş Kira fiyatları fırlamış Ne gam ne keder Soğan, patates yükseldi diye  Vaz mı geçeceğiz biz yolumuzdan Tüm fiyatlar bugün çıkar, yarın iner Yeter ki sabretmesini bilelim.  Döviz, altın, faiz yükseldi diye  Oturup karalar mı bağladık Biraz nefes alın diye  Maaşlara zam yaptık Enflasyon yüksek çıkmışsa çıkmış Memuru, işçiyi ezdirdik mi biz hiç Altı ay sonra refah payı da dahil Verdik de verdik hep bugüne kadar O zaman bu sızlanmak niye Nankörlük yakışır mı size Yetinin kaşıkla verdiğimize Bak geliyor büyük kepçe

Nassa Mola

8,5 luk nass çıkmış on beşe  Fırsatçılara gün doğdu böylece Hani sizin nassınız vardı diyorlar Seviniyorlar gündüz gece Sevine durun siz bre gafiller Bilin ki kursağınızda kalacak Çünkü vaz geçmedik biz bundan Yine indireceğiz yine indireceğiz Nassın bir yere gittiği yok Şimdilik buzdolabına koyduk  Yeri gelince tekrar kullanacağız Zira nass da bizim din de bizim  Çatlasanız da patlasanız da Bu çıkış inecek yine bir gün İndiren de biziz çıkaran da Çünkü nass bizimdir bizim

Enflasyona Meydan Okuyan Ürün

Ürünlere zam gelmiş Çok umurumda sanki Poşet fiyatına bak Hepten aynı değil mi? Poşet deyip de geçme!  Taşınmaz onsuz ürün. Nimet dense yeridir. Anlarsın olmayınca. Hep yerinde sayıyor. Şımarıp değişmiyor. Zamma meydan okuyor. O halde bu gam niye?   Hayat pahalı derken Poşet niçin görülmez? Bunlara göz lazım göz Üzerine bir gözlük.    Ürünlerin her biri Birer poşet olsaydı Her şey ucuz olur Pahalılık olmazdı.   Bardak dolu iken Boşuna bakmak niye?   Sende bu kafa varken Çok söze hacet yok.

Ne Gam Ne Keder!

Hayat pahalılığı artmış, Fiyatlar uçup gitmiş, Ne gam ne keder!  Bize ezanlar yeter.  Et almış, başını gitmiş,  Soğan zirvedeymiş,  Ne gam ne keder!  Bize bayrağımız yeter.  Doğal gazın fiyatı yüksekmiş,  Elektrik cep yakıyormuş,  Ne gam ne keder!  Bize seccade yeter.  Paramız pul olmuş,  Bu da fiyatlara yansımış,  Ne gam ne keder!  Bize Allah'ımız yeter. 

Cebim ve Dolar

24 Kasımda içime umut dolar Getirse her bir öğrencim bir dolar Cebimde  bolca olur birlik dolar Etrafım sevenlerimle dolar   Ders anlatırken içime sevinç dolar Çünkü gözümde hepsi bir dolar Karşılığında, öğrencim bilgiyle dolar Notları hep beşle dolar   Geleceğe yatırımdır dolar Teneffüslerde hep konuşurum dolar Bir de çıktı mı, yüzüm sevinçle dolar Bozdurunca bereket cebime dolar

Bir 24 Kasım Günü Evimde Beklerken-e- Ben

Midem bayram ederdi her 24 Kasımda, Çünkü hep bir yemek daveti alırdım o gün. Önce ne gerek vardı? Zahmet ettiniz derdim. Ardından tıka basa yer, bir güzel stoklardım. Öyle yerdim ki “midem yeter artık” dedikçe, Karnım, “daha stoklanacak yer var” derdi. Ben ise bir yediğime, bir de kalana bakar, Rabbim, “Ne olur, midemi büyüt” derdim. Yediğim, beni biraz rahatsız etse de Gözüm yiyemediklerimde kalırdı. Çünkü diğer günleri de düşünmeliydim. Zira kolay mı bir 364 gün daha beklemek. Böyle günlerde karnım davul gibi şişerdi. Neredeyse ayaklarımı göremez olurdum. Ama olsun. Zira ayaklara düşman bakardı. Ben ayağa değil, mideme bakmalıydım. Zaman zaman bu öğretmenler gününü niçin Miladiye göre kutlarız? Hicri takvime göre kutlasak olmaz mı derim. Hiç olmazsa bir sonraki öğretmenler gününü bir 11 gün önce kutlar, Midem böylece erkenden bayram eder derdim. Dengesiz beslenmeden dolayı göbek iyice çıkınca, Ayaklarıma bakanlar göbeğime

Mustafa VAREL'den "Destanı Karasınır" Şiiri

Karasınır'ın meşhur 'Koca Çeşme'si DESTANI KARASINIR Karasınır'ı dolan da gör bey, Ondaki her şey boldur ha boldur. Anlatmak lazım ruhunda azim, Bal gibi üzüm boldur ha boldur. Târif gerekmez, gel de bir yol gez, Köpüklü pekmez boldur ha boldur. Güler varana, söyler sorana, Türlü barana boldur ha boldur. Derviştir kimi, ustadır tümü, Öğretmenim ve Ben Ibrık güğümü boldur ha boldur. Bembeyaz unu gel de gör şunu, Şepit somunu boldur ha boldur. Aşıkta sazı, ekmekte tuzu, Ördeği kazı boldur ha boldur. Avcının avı, tarlanın tavı, Bulgur pilâvı boldur ha boldur. Arkasında dağ, ön yanında bağ, Çömleğinde yağ boldur ha boldur. Öğretmenim, oğlu ve ben Pilavda kaşık, eller alışık, Cepte günaşık boldur ha boldur, Avda tazısı,  evde kuzusu, Çeşmesinde su boldur ha boldur. Dümdüz ovası, hoştur havası, Demir kovası boldur ha boldur. Çeşitli yemek, hamdolsun demek, Nohut mercimek boldur ha boldu

Karasınır ve Aşağı Çeşme

Her yerin, her bölgenin, her muhitin adı anıldığı zaman ilk başta akla gelen  yerleri vardır. Karasınır dendi mi? Aşağı Çeşme akla gelirdi. Yeni nesil bilmez. Şimdilerde tarih oldu, Bugün orta yaş seviyesindeki herkesin mutlaka gittiği, kana kana suyunu içtiği, hemen altındaki söğüt ağaçlarının gölgesinde soluklandığı, anısının olduğu bir yer... Büyük-küçük herkesin buluşma yeri idi. Nereden geliyorsun/nereye gidiyorsun sorularına verilen klasik cevap 'Aşağı Çeşme' olurdu. Aşağı Çeşme dendi mi hemen akla dokuz gözünden sürekli akan çeşmesi akla gelir. Önünde hayvanlar içsin diye uzun uzadıya ulanmış yalakları var idi. Çok amaçlı kullanılırdı bu çeşme ve yalakları. Hem insanlara hem de hayvanlara hitap ederdi. Hayvanlar yayılmadan gelince susuzluğunu yalaklardan giderirdi, gençler ve çocuklar ise bu yalaklardan yıkanırlardı. Gündüz bekçisi pek izin vermez, iştahlarını akşamın kararmasına saklarlardı. Kimi yüzmeyi bu yalaklardan öğrendi. Deniz ve göl vardı da ge

Ben

Seni sana anlatmak isterdim ben Buna imkan vermedi sendeki ben Ne zaman çıkacak içindeki ben? Daha masum geldi yüzündeki ben 16.12.2016

Okulum

Okulum* Okulum imam hatip sözüyle başlar, İçindeki kitleye gör ki neler bağışlar. Bütün varıyla bağlıdır hep arkadaşlar. İstikbali ebedi ve iman kokulu, Okulların en güzeli İmam Hatip Okulu. İlim ve irfan doludur bunda, İman güneşi parlar ufkunda, Ulvî mahiyetiyle şeref kolunda, Sen ki hakikatiyle gör bu kolu, Okulların en güzeli İmam Hatip Okulu. Ben değil dedem diyor bunu, İman uğrunda esirgeme şunu, Alsalar canını verme okulunu, Okulumun ismi dillerde konu, Şanı şöhretiyle İmam Hatip Okulu. Bekir Kutlu ( Emekli Öğretmen) * 1961 İmam Hatip Okulu Orta 1.sınıf öğrencisi iken yazdığı bu şiiri 1983 yılında öğrencisi olarak derste dinledim.2015 yılında aynı heyecan ve şevk ile kendi ağzından Konya Öğretmen Evinde dinleyerek not aldım.Hocamızın yüreğine sağlık...) 06/07/2015