Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Öğretmenin Ardından

İki bin öncesi aynı okulda çalıştığım bir fizik öğretmeniyle, sonrasında hiç karşılaşmadım. Sosyal medya aracılığıyla vefat ettiğini öğrendim.  Yakınlarına başsağlığı kendisine rahmet diliyorum.  Vefatının ardından, birlikte yaşadığımız anekdotlar gözümün önüne geldi. Belki hisse çıkarırız düşüncesiyle bazı anekdotlara ve kendisi hakkında bazı bilgilere yer vereceğim.  İlginç bir kişilikti. Fikri, zikri farklı biriydi. Çalıştığı okul İHL olmasına rağmen herhangi bir konuda aykırı görüşünü söylemekten kaçınmazdı. Fazla konuşur, her konuda fikrini söylerdi. Hoş sohbet biriydi.  Kendisiyle boş derslerde ve teneffüs aralarında laflardım.  Ortaokulu imam hatip ortaokulunda okumuş. Babası, dindar ve mütedeyyin biri olmasına rağmen kendisi mütedeyyin değildi. Açıkça söylemese de edindiğim intiba, inanmayan biriydi. Yaz tatilinde herkes memleketine giderken sıcak bir iklim olmasına rağmen o, memleketine gitmezdi. Konuşmasından anladığıma göre babasıyla anlaşamıyordu. Zannedersem kü

Başkasının Gözünde İlahiyatçılar

İnsanın veya herhangi bir meslek grubunun kendisini nasıl ve ne şekilde gördüğünü bilmesi önemli. Çünkü kişinin veya meslek gruplarının kendini bilmesi, kendini okuması demektir. Kendini bilen çevreyi de okur ve bilir. Daha da önemlisi, kişinin veya meslek gruplarının başkalarının nezdinde nasıl göründükleridir ve bunu bilmeleridir. Çünkü kişi veya meslek grupları ne kadar iyi olurlarsa olsunlar, değer ve kıymetlerini başkalarının gözünde göründükleri kadardır. Olumlu bir imaj varsa, bu imaj itibarlarına itibar katar. İyi bir imajları yoksa itibar kaybına uğrarlar. Bu görüntüyü giderirlerse ne âlâ. Değilse toplum nezdinde itibarları yok olur. Bu kısa ve genel açıklamanın ardından, son yıllarda makam ve mevkilerde daha bir görünür olan ilahiyatçılar, kendilerini nasıl görür bilmiyorum ama günümüz ilahiyatçılarına dair ilahiyatçı olmayan bir yüzün ilahiyatçılar hakkında yazdıklarına yer vermek istiyorum:     "Din adına yapılan işlerdeki, söylenen sözlerdeki pespayelikleri gördüğ

Geçmişle Yaşamak

Dünü değerlendirdik veya değerlendiremedik. Dünü değerlendirdik ise bugün meyvelerini yeriz. Şayet değerlendiremedik ise dün geçmiştir. Bugüne bakmak lazım. Bugün neredeyiz desek de bazıları nedense bir türlü geçmişle yaşamayı terk etmiyor. Çünkü geçmişle yaşamaya devam ediyorlar. Temizlik konusu gelse, niye temiz değiliz desen, Avrupa temizliği bizden gördü denir. Tamam, Avrupa temizliği bizden görmüş olabilir. Bugün temizlik konusunda neredeyiz?  Bilim, bilimde niye yokuz dersin. Tüm bilimsel gelişmelerin temelinde biz varız. Şunu biz bulduk, bunu biz bulduk. Avrupa bizden aldı denir. İyi de bugün bilim adına ürettiğimiz, patentini aldığımız neyimiz var?  Avrupa niçin gelişmiş, biz niye gelişemedik dersin. Onların gelişmesinin temelinde, kan, gözyaşı ve sömürgecilik vardır. Bir zamanlar biz de gelişmiş idik. Biz de sömürseydik, bugün ileri olurduk. Biz dünyaya adalet dağıttık denir. İyi de sömürmeden gelişmek mümkün değil mi? Bugün üretimin, katma değer üretmenin neresindeyiz

En Kârlı Ticaret

Dün dündür, bugün de bugün prensibini düstur edinerek sık sık U dönüşü yapacaksın. Bunun için önce kırıp dökeceksin. Meseleyi Filistin-İsrail meselesi haline getireceksin. Büyük söz söyleyeceksin. Can, beden ten ne varsa ortaya koyacaksın. Ben yaşadıkça gelmem, gitmem, gelemez. Çünkü ben haklıyım. Bu iş bitti diyeceksin. Herkes senin ciddiyetini anlayacak. Sonra tamir yoluna gideceksin. Yalnız bu dönüşü burnundan kıl aldırmadan birden yapmamayı, zarardan kısa yoldan dönmemeyi zamana yaymayı badü harabil Basra'ya kadar öteleyeceksin. Tüm bu süreçte zarar görülürmüş, maliyeti ağır olurmuş demeyeceksin. Bir şey olmamış gibi görünüp yoluna devam edeceksin. Ne kadar suçlu olursan ol, her defasında üste çıkmayı bileceksin. Derviş görünümlü olmayı hiç terk etmeyeceksin. Bir nevi kuzu postuna bürünmüş kurt olacaksın. Tevazu görünümlü kibri hiç elden bırakmayacaksın. Güç zehirlenmesi denilen zehirlenmeyi iliklerine kadar hissedeceksin.  Allah, din, iman, ahlak, adalet, ehliyet, liyaka

Evliliklerin Sözle Sona Erdirilmesi

Yıl 2023. Günlerden cuma. Kenar semtlerden bir camide cuma kılıyorum. Görevli Mevlidi Nebi haftasına dair bir hutbe okudu. Bitiminde hutbeden inmeden, üzücü bir konuya değineceğini çünkü mahallemizde çoğaldı iyice dedi. Bir kişi nicedir yanına gelip derdini anlatıyormuş. Yok mu bunun bir çözümü diyormuş. Bu kişi üç defa hanımına boş ol demiş. Bu kişiyi müftülüğe gönderdiğini, derdini onlara anlat dediğini söyledi. Devamında bunun şakası yok. Aynı mekanda ardı arkasına üç defa boş ol denmişse, bu evliliğin bir bağının gidip ikisinin kaldığını, şayet farklı mekanlarda üç defa boş ol denmişse, bu evliliğin sona erdiğini, dikkatli olmak gerektiğini üstüne basa basa birkaç defa tekrarladı. Namazdan sonra imamın boşanmaya dair sözleri aklına yatmayan bir münevverle lafladık. Böyle bir boşanma olur mu, bu adam hangi kafayı taşıyor dedi. Örfü, kültürü, fi tarihinde oluşturulmuş fıkha dair fetvayı, bugüne dair hiç geliştirmeden din diye anlatırsan bir evliliği böyle bitirirsin dedim. Bu nas

Oyunu Ağalar Kurar, Marabalar Oynar

Bin lira borç verir misin? Ne zaman vereceksin? Bir yıl sonra bugün. Bir yıl sonra benden borcu istetmemen ve   verdiğim 1.000 lirayı 1.300 lira vermen şartıyla buyur. Niye 1.000 lira değil? Tefeciliğe mi soyundun? Bildiğim kadarıyla buna karşısın. Ne değişti? Bu, haram değil mi? Sümme hâşâ. Tefecilikten ve haram yemekten Allah'a sığınırım. O zaman? Nassın gereğini yapıyorum. Halihazırdaki nass yüzde otuz. Böyle nass mı olur? Niye olmasın? O zaman biraz indirim yapabilir misin? Yapamam. Niçin? Zaten en alt sınırı bu. Bu borcu benden MB politika faizini açıklamadan bir gün önce isteseydin, yüzde 25 olacaktı. O zaman 1.250 ödeyecektin. Mayıs-haziran gibi isteseydin yüzde 8,5 olacaktı. O zaman da 1.085 TL ödeyecektin. MB ile bunun ne alakası var? Alakası, nassı bugün MB belirliyor. Bu nass denilen bir iner, bir çıkar mı? Normalde inip çıkmaz. O zaman? Mevzubahis olan bu ülke ise normal. Nass ülkeye göre değişir mi? Benim bildiğim nass bir ilkedir. İlke olmaya ilkedir. Yalnız inandığ

Maydanozgillerden Bir Tür

Maydanozu severim. Yeter ki yerinde ve kıvamında olsun. Kişinin midesi ve bünyesi götürüyorsa her yemekte maydanoz yemesinde de bir sakınca yok. Yeter ki maydanozu çok yiyorum, ben de oldum bir maydanoz diyerek her şeye maydanoz olmaya kalkmasın. Maydanoz yiyip yemediğini bilmediğim bir kız öğrencim vardı. Sınıfta her şeye karışırdı. Kızım dur, karışma dediysem de onu her şeye karışmaktan vazgeçiremedim. Hiçbir şeyi beğenmez, her şeye dudak büker, burun kıvırırdı. Sanırsın ki dünyada mükemmel bir kendisi var. Zaman zaman içime, kızım senden başka dünyada iyi biri var mı diye sormak geldiyse de söylemedim. Bir böyle iki böyle. Yine bir şeye karıştığı bir esnada, kızım, maydanozun kıymetini bilmek lazım dedim. Oymuş, sustu. İçine kapandı. Sınıfta ha vardı ha yoktu artık. Çünkü bir daha hiçbir şeye karışmadı. Her şeye karıştığında dersi zehir eden bu kız içine kapanınca, sınıfa bayram havası geldi. Sınıf barış ve huzurun adresi oldu. Öyle zannediyorum, her şeye maydanoz olma sözü onu

Dupuytren Kontraktürü (2)

Elin Bağ Dokusu bozukluğu demek olan Dupuytren Kontraktürü hastalığı hakkında uzmanlarından alıntı yaparak bir önceki yazımda bilgi vermiştim. Bu yazımda da bu hastalığa maruz kalan biri olarak hastalığım, ameliyat ve tedavi safhasını ele almak istiyorum. Yazıda kendi görsellerime de yer vereceğim. Sol elimin içinde idi rahatsızlığım. Avuç içim önce büzüştü. Büzüşen yerin alt tabakasında sertlikler oluştu, yer yer de çukurlar. Çok telefon tuttuğumdan olmalı dedim. Bir ortopedi uzmanına göründüm. Cep telefonu tutmaktan değil. Elin rahatlaması için günde sabah akşam elini sıcak suya koyup çıkaracaksın. Çıkardığın elini yumruk yapıp açacaksın. Bu işlemi suyun içinde 150 defa yapmalısın dedi. Bu öneriyi bir süre uyguladım. Elim de rahatlayınca bırakıverdim. Bir yıl sonrasında el ayamda sertlik ve büzüşme arttı. Elim büzüştükçe sol el yüzük parmağımı da içe doğru çekti. Elimi yere paralel  düz tuttuğum zaman yüzük parmağım diğer parmaklarımla aynı hizada saf tutamadı, aşağıda kaldı. El ayam

Dupuytren Kontraktürü (1)

Bu yazımda “elin bağ dokusu bozukluğu anlama gelen Dupuytren Kontraktürü hakkında bilgi vermek istiyorum: Dupuytren Kontraktürü, avuç içinin cilt ve cilt altı dokusunun hastalığına denir. Elde, parmak eklemlerinde meydana gelen sertlik ve parmakların açılmaması halidir. Nadir görülen bağ dokusu bozukluğudur. Avuç içi derisi altında yer alan lifli dokunun kalınlaşması ve kısalması ile sertleşmiş bir nodül oluşur. Akabinde burada çok sertleşmiş bir doku bandı görülür. Dolayısıyla etkilenen parmak birkaç ay veya daha uzun bir süre boyunca avuç içine doğru çekilmeye başlar. Sonra sabit bir pozisyonda kalır ve geri çekilmez. Kalın ve sert bir doku şeklini alan cilt ve cilt altı dokusu, parmakları avuç içine doğru çeker ve elin hareketlerini kısıtlar. Genellikle 4. veya 5. parmaklarda sık görüldüğü gözlemlenmiştir. Genellikle orta yaş (40 yaş ve üstü) erkeklerde ortaya çıkar. Şeker hastaları, elini çok kullanan ağır işte çalışanlarda daha sık olmakla birlikte bu hastalığın nedeni net

Müslümanlığı Namaza İndirgemek

Sosyal medya bugün hayatın bir parçası. Sanal da olsa insanların fikri, zikri bu mecrada akıyor. Dinin bir umdesi olan namaz da hem gerçek hayatta hem de sanalda sürekli paylaşım yapılan ve önemine dair yazılıp çizilen konuların başında geliyor. Belli başlı insanların hep namaz üzerine yaptığı bu paylaşımları görünce, bunlara Müslümanlığı namaza indirgeyen tipler diyorum. Benim bu yazımı okuyan bazıları namazı önemli görmediğim anlamını çıkaracak. Hiç problem değil. Ki namaz dinin önemli bir umdesidir. Farz kılınış amacı da kişiyi kötülüklerden arındırmasıdır. Hayatı ve Müslümanlığı salt namaza indirgeyen bu tipler sadece sosyal medyada değil, gerçek hayatta da aktifler. Örnek vermek gerekirse, Birilerinin kaç yıldır devam ettirdiği ödüllü sabah namazı etkinlikleri, Şimdilerde pek duymasak da bir hayırlı iş için oğlan veya kızı komşularına ve tanıdıklarına sorduğumuzda, "Namazında ve niyazında" dendiğini az buçuk duymuşsunuzdur. Bu cevap bile kişinin iyiliği namaza

Teori ile Pratiğin Buluştuğu Okullar

İnsanlığın hizmetine sunulmuş her meslek kutsaldır ve önemlidir. Ama tüm mesleklerin içerisinde hekimliğin yeri bir başkadır. Hekim olmak için okunacak okulu kazanmak, kazanılan okulu hazırlık artı 6 yıl okumak, okulu zamanında bitirmek olağanüstü bir çaba ister.  Teori ile pratiğin birleştiği okullardır tıp fakülteleri. Beşinci sınıfı stajyer doktor, son sınıfı intörn olarak hastanede geçirmek zorunda öğrenciler. Hastanede nöbet tutmaya öğrenci iken başlarlar.  Gezmeye, dolaşmaya zamanları yoktur. Ders, hastane, nöbet, vakit kalırsa ev üçgeni içerisinde bir koşuşturmayla geçer öğrencilikleri. Vakit bulmak için az uykuya alışmak zorundalar.  Okul bitince pratisyen doktor olarak bilgisayar kurasıyla atanıp doktor olurlar. Acillerde, toplum sağlığı merkezlerinde çalışmaya başlarlar. Doktor olsalar da öğrencilikleri bitmez. Öğrenci iken başladıkları tıpta uzmanlık sınavına hazırlanırlar. Bu zor sınavı kazanırlarsa bir eğitim araştırma veya tıp fakültesinde uzmanlık yapmak için

Öğretmen Mülakatına Dair

Cumhurbaşkanının “ Kamuda işe alımlarda mülakatı kaldırıyoruz” vaadine karşılık Milli Eğitim Bakanının “Mülakat devam edecek” açıklaması; Başlı başına bir çelişkidir. Vaadin yerine getirilmemesidir. Alışkanlık haline getirilen U dönüşüdür. Dün ayıplanan “Dün dündür, bugün bugündür” sözünün ayıplayanlar tarafından sahiplenilip özümsenmesidir. Bu aşamadan sonra bu sözün sahibi günümüz siyasilerimiz eline su dökemez. Biz buna boynuz kulağı geçmiş deriz. Cumhurbaşkanı ayrı telden, Bakan ayrı telden çaldığına göre iyi polis, kötü polis oynanıyor anlamını çıkarmak da mümkün. Ki bu Bakanın bu konuda yaptığı ilk değil. 2013 şube müdürlüğü sınavına girmiş olanlardan, mülakatta başarılı olanların ataması 2014 yılında yapılmıştı. Bu atama mahkemeye götürüldü. Mahkeme şikayetçileri haklı bularak atamaların iptal edilmesini istedi. Zamanın Bakanı Nabi Avcı, kendisinin açıklaması istemiyle sorulan soruya, Meclis kürsüsünde “Şube müdürlüğü atamaları iptal edilecek. Yazılı ve sözlü ortalamasına

Ortadoğululuk Nedir, Bilir misiniz?

-ÖLÜMÜ YÜCELTİP güzel yaşamayı aşağılamak ORTADOĞULULUKTUR. -Dini yüceltip bilime kayıtsız kalmak Ortadoğululuktur. -Lideri yüceltip, iyi sistem kurmayı aşağılamak Ortadoğululuktur. -İmanı yüceltip aklı aşağılamak Ortadoğululuktur. -Duyguları yüceltip mantığı küçümsemek Ortadoğululuktur. -Müteahhitti yüceltip, mühendisi aşağılamak Ortadoğululuktur. -Üniversiteleriyle değil, camileriyle gurur duymak Ortadoğululuktur. -“Alnı secde görüyor” diye, ZORBA ve HIRSIZ politikacılara oy vermek Ortadoğululuktur. -İmamları yüceltip, filozofları aşağılamak Ortadoğululuktur. -Ev kadınlığını yüceltip, kariyer yapan kadını aşağılamak Ortadoğululuktur. -Kendi çocuklarını Amerika’da okutup, halk çocuklarını imam hatiplere zorlamak Ortadoğululuktur. -Sözü yüksek olanı değil, sesi yüksek olanı iyi lider sanmak Ortadoğululuktur. -Kurumsal çözümler üretmek yerine, karizmatik lidere tapmak Ortadoğululuktur. -Hatasından ders alıp öğrenmek yerine, hatasıyla duygusal bağ kurup hayatı

Özlü Sözler (4)

83.Düşünmek kolaydır, yapmak zordur. Dünyada en zor şey de düşünüleni yapmaktır. Goethe 84.Eğer elinizde bir çekiç varsa, herşey gözünüze bir çivi gibi görünmeye başlar. Abraham Muslow 85.En büyük bilgelik kendine egemen olabilmektir. Eurıpıdes 86.Felaketlerin başlıca kaynağı, ölçüsüz arzularımızdır. Diyojen 87.Geçmişi değiştiremezsin ama gelecek daha elinin içindedir. Hugh White 88.Görev büyük şey yapmak değil gerekeni yapmaktır. Dr. A. Carrel 89.Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince diğerleri de yanlış gider. C. Bruna 90.Gözlerin konuştuğu dil, her yerde aynıdır. G. Herbert 91.Güler yüzle söylenen bir yalanı bir anda yuttuğumuz halde, acı gerçeği ancak damla damla yutarız. Diderot 92.Güzel olan sevgili değil, sevgili olan güzeldir. Tolstoy 93.Hayata yapılacak o kadar çok hata var ki aynı hatayı yapmakta ısrar etmenin anlamı yok. Sartre 94.Hepimiz yaşamın kısalığından söz ederiz de boş geçen zamanlarımızı nasıl kullanacağımızı bilmeyiz. Seneca 95.Her şeyden