Maydanozu severim. Yeter ki yerinde ve kıvamında olsun. Kişinin
midesi ve bünyesi götürüyorsa her yemekte maydanoz yemesinde de bir sakınca
yok. Yeter ki maydanozu çok yiyorum, ben de oldum bir maydanoz diyerek her şeye
maydanoz olmaya kalkmasın.
Maydanoz yiyip yemediğini bilmediğim bir kız öğrencim
vardı. Sınıfta her şeye karışırdı. Kızım dur, karışma dediysem de onu her şeye
karışmaktan vazgeçiremedim. Hiçbir şeyi beğenmez, her şeye dudak büker, burun
kıvırırdı. Sanırsın ki dünyada mükemmel bir kendisi var. Zaman zaman içime,
kızım senden başka dünyada iyi biri var mı diye sormak geldiyse de söylemedim. Bir
böyle iki böyle. Yine bir şeye karıştığı bir esnada, kızım, maydanozun
kıymetini bilmek lazım dedim. Oymuş, sustu. İçine kapandı. Sınıfta ha vardı ha
yoktu artık. Çünkü bir daha hiçbir şeye karışmadı. Her şeye karıştığında dersi
zehir eden bu kız içine kapanınca, sınıfa bayram havası geldi. Sınıf barış ve
huzurun adresi oldu. Öyle zannediyorum, her şeye maydanoz olma sözü onu kendine
getirdi. Bu söz okul sonrasında da bir şeye maydanoz olmaya kalkınca, kulağına küpe
olarak kalacak. Hep beni hatırlayacak.
İş bu öğrenciyle kalsa iyi. Benim öğrencim olmayan
bazılarına, zamanında her şeye maydanoz olma denmemiş olmalı ki onlar büyüyüp serpilmişler.
Makam ve mevki sahibi olmuşlar. Bulundukları makamda elan her şeye maydanoz
olmaya devam ediyorlar. Haliyle ceremesini de emrinde çalışan amir ve memurlar
çekiyor. Halbuki benim bildiğim makam ve mevki sahibi, ben her şeyi iyi
bilirim, en iyi yaparım, her şeyden anlarım modunda olmaz. Her bir şeye olur
olmaz karışmaz, ağır azam olur. Makamının ağırlığını korur. Oturduğunu, kalktığını
bilir. Eksik aramaz, sabırsız olmaz. Herkes gibi dokuz aylık olduğunu hiç
aklından çıkarmaz. Dağları ben yarattım demez. Emrindekileri ezmeye kalkmaz.
Onlara terör estirmez.
Günlük, haftalık ve aylık bir planı olur. O plana göre işlerini
yürütür. Aksayan yönler olursa, müdahale eder ve sorunu çözer. Sorun olmaz. Çözümün
bir parçası olur.
Çözümü parçası veya faktörü olmak isterse, her sabah
kalkınca bugün kimi rahatsız edeyim, kimin huzurunu bozayım planı yapmaz. Yapılan
planı bozup içine etmez. Gittiği her yere huzur götürür, huzurla döner. Huzuru huzursuzlukta
aramaz. İçindeki kavgasını başkasının üzerine boca etmez.
İki kat aşağıda banka oturup ayakkabısını bağlayan birinin kim
olduğunu; kimdir, necidir, kimin nesidir diye merak edip git bak gel diye birini
göndermez.
Bir araba sesi duyduğu zaman bu arabanın burada ne işi var deyip
merakını gidermek için birini göndermez.
Kriterleri belirlenmiş çiçek takdimi yapılacak iki kişiden,
kendisinin çiçek vereceğini değiştirmez. Pişmiş aşa su kattığı için çiçek verilecek
kişi sayısını üçe çıkarınca, bunu devlet krizi olarak görmez. Eğer bir kriz varsa,
krizin kendinden kaynaklandığını bilir.
Makamında, birinin elini hareket ettirmesinden dolayı hal ve
hareketlerine dikkat et demez.
Personeline, amirlerinden şikayet etmez. Dedikodu yapmaz. Dedikodusuna
destek bulamayınca o personelden nefret etmez. Kin gütmez, intikam peşinde koşmaz.
Kendisine emanet edilen makamı emellerine alet etmez. Üstüne
gülücükler dağıtıp astına sopa sallamaz.
Hasılı geldiği yerin hakkını verir. Etkisini ve yetkisini kötüye
kullanmaz. Her şeye maydanoz olmaz. Taşıdığı kırmızı etiketin temsil hakkını tam
verir. Kısaca kubbede hoş bir seda bırakarak hem kendisine hem atasına rahmet okutur.
*02/10/2023 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Aşır Karye ismiyle yayımlanmıştır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder