Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ekonomimizin Merhemi

Hazine Bakanlığına göz kırptığım eski yıllarda bakın önerilerim nelermiş:  " Altın sahiplerinin yastık altında tuttukları altın miktarı, 5 bin ton olduğu tahmin ediliyormuş. Bu da 300 milyar dolara tekabül ediyormuş. Milletin altınını yastık altında tuttuğu nereden biliniyor bilmiyorum. Açıklandığında göre bu altınlar yastık üstüne çıkarılırsa ekonomimiz rahatlayacakmış. Altın Garantili TL uygulamasıyla devlet bu altınları bankalara kazandırmaya çalışıyor ama millet yastık altından çıkarmaya pek niyetli değil. Bu garantiye rağmen millet niçin TL'ye dönmüyor? Sanırım bir güven problemi var. Belki de benim Hazine Bakanı olmamı bekliyor. Çünkü at sahibine göre kişner. Gözlerindeki ışıltıya rağmen halk altınını mevduat hesabına yatırmıyorsa sen nasıl yapacaksın diyebilirsiniz. Haklısınız. Bunu bakanlık tevdi edildiği zaman açıklayacaktım ama mesele memleketse benim bakanlığım teferruattır. Uzatmayayım. Bir aya varmadan tüm yastık altındaki altınları ekonomiye kazandı

Sevdiklerinize Zarar Vermek mi İstiyorsunuz?

Sosyal medyayı beğensek de beğenmesek de bir iyiliği daha var. Anılar kısmı. Her gün önceki yılların bu gününde ne paylaştığını önüne seriveriyor. Bu yönüyle Facebook bir nevi arşiv görevi ifa ediyor. İşte iki yıl öncesinin son 31 Aralık gününde yazıp paylaştığım bu yazı da arşiv de kalmış ama güncelliğini kaybetmeyen bir yazım imiş: “ 2021 yılının son günü 31 Aralıkta yazmışım bunları. Anılar bölümü hatırlattı. Üzerine toz kondurmadığımız sevdiklerimize en büyük zararı; * Sevdiklerinizin kendisi, * Onları çok sever görünenler, * Aşırı sevenler, * Hatasını görmeyenler, * Hatasını görmezden gelenler, *Hatasını bildiği halde sesini çıkarmayanlar, *Sevdikleri, hata yaptıkları halde hatasını söyleyemeyenler ve bu hatayı savunanlar, * Sevdiklerinin her yaptığında hikmet arayanlar, * Sevdiklerini eleştirmeyenler ve eleştiremeyenler, *Sevdiklerinin hatasını söyleyenleri tu kaka yapanlar, *Sevdiklerine açık çek verenler, hesap sormayanlar... Verir. Sevdiklerinizin

Sivri Dilli imişim!

Bir ortamda birilerine beni tanıtırlarken sivri dilli şeklinde tanıtıyorlar bazıları. Bu, bir değil, beş değil. Kaç kişi birden böyle tanıttı beni. Konu tanıtım olunca, önceleri bu sivri dilliliği iyi bir şey sandım. Beni methediyorlar diye düşündüm. Öyle ya tanıtımda iyi şeyler söylenir, kişi taltif edilir. Olmasa da. Bir gün nedir bu sivri dillilik? Şuna bir bakayım da neyle övülüyorum öğreneyim dedim. Baktığıma, bakacağıma pişman oldum. Vara bakmaz olaydım dedim. Çünkü TDK’ye göre sivri dilli olmak, sıfat ve mecaz olarak kullanılıyormuş. İğneleyici ve kırıcı söz söyleyen kimse demekmiş. Ne umdum ne buldum. Dilim adına bugüne kadar tek bildiğim, farklı zaman ve mekanda diş tedavimi yapan iki diş hekimi, dişimle uğraşırken onca uğrasın arasında “Amma büyük dilin var. Bugüne kadar böyle büyük dil görmedim” demişlerdi. Cevap veremedim. Çünkü ağzım açık ve içinde diş alet ve edevat vardı. Zaten bundan cesaret alarak böyle dediler. Hasılı iki diş hekiminin beyanı ve şehadetiyle bü

Sivri Dilliyim Sivri Dilli

Dilim dilim, büyük dilim Sivri dilim, acıtan dilim İğneleyici dilim, kırıcı dilim Kırılsanız da ne edeyim ki ben buyum.   Dilimden vazgeçemem. Zira benden bir parça Susamam. Çünkü dilsiz şeytan olmak istemem. Kesip atamam. Zira emanete ihanet etmiş olurum. Beni böyle kabul edin. Zira ben buyum.   Sevseniz de nefret etseniz de Dilimden dolayı bunu yapın Yeter ki başka bir günahım olmasın Bu da bendeki bir kusur olsun.   Çektiğim hep dilimdendir Bunu bilir, bunu söylerim Ne ederim ki benden bir parçadır Atsan atılmaz, satsan satılmaz.   Beni bilen böyle bilsin Beni kabul eden böyle kabul etsin Yok ben bunu kaldıramam diyen Kendini benden ırak etsin.

Kabus Bitsin!

Bir mesaj vermeyecek misin? Ne mesajı? Yeni yıl için.  Bu sene mesaj vermeyi düşünmüyorum.  Niye ki? Bugüne kadar her yeni yıl için iyi dilek temennisinde bulundum. Yeni yıl huzur getirsin. Dertleri bitirsin. Bir önceki yılı aratmasın dedim.  Ne güzel.  Güzel de bugüne kadar iyi niyet temennilerim hiç tutmadı. Çünkü her yaşadığımız yıl kabustu. Yeni yıl bu kabusun kalktığı ve nefes alacağımız bir yıl olsun dedim. Maalesef her gelen yeni yıl bir önceki yılı arattı. Adeta boğdu ve bir önceki yıla rahmet okuttu. 2023, 2022'yi, 2022 de 2021'i. O yüzden yeni yıla bir de temennide bulunmadan gireyim istiyorum. Bakarsınız, 2024, 2023'ü aratmaz. Bu da çıkmazsa seneye yılbaşına çıkarsam bu sefer de 2025 önceki yılları aratsın. Beter olalım diyeceğim. Bakarsınız o zaman da dediğimin tersi çıkar.  Bu kadar karamsar olmaya ne gerek var. Bakarsın yeni yılda bahtımız açılır. Karamsarlık yaraşmaz elbet. Yalnız perşembenin gelişi çarşambadan belli değil mi? Orası öyle

Birileri Milliyetçi Oylara Talip

Ne zamandır şehit haberinin gelmemesine alışmıştık.  Uzun bir aranın ardından gelen 12 şehit, 12 eve ateş düşürdü. Tüm millet olarak acımız büyük. Şu var ki ateş düştüğü yeri yakıyor.  12 şehit haberinin ardından ülke ilginç olaylara gebe gibi.  Konya'da birer gün arayla gördüğüm terör örgütünü protesto yürüyüşleri öyle zannediyorum, tüm Türkiye'de oluyordur.  Ardından İstiklal Marşı, bayrak, Atatürk poster ve Atatürk resimli forma ile maça çıkma isteği ve bu istek dolayısıyla süper kupa maçının iptal edilmesi...  Bu iki olay Türkiye'de bir şeylere gebe. Birileri bir şeyler kaşıyor dedirtiyor insana.  Bu iki olayın da yaklaşmakta olan mahalli seçimler öncesine denk gelmesi düşündürücü.  Öyle görünüyor ki mahalli seçimlerin galibini, 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimlerinde olduğu gibi milliyetçi oylar belirleyecek.  Birileri yine milliyetçi oylara ihtiyaç duyuyor olmalı ki 12 şehitle Türk-Kürt kutuplaşmasını, Riyad'da yapılmasına karar verilen ve

Din Görevlisi Olmak

Üniversiteyi bitirdim. Ne yapacağımı bilmiyorum. Daha doğrusu yapacağım iş konusunda karar veremedim. Ne seçenekler var elinde? Aslına bakarsan fazla seçenek de yok. Öğretmen olabilirim. Yalnız KPSS puanım fazla yüksek değil. Diyanette görev alabilirim. İmamlık gibi. Bunu yapmada da kararsızım. Elimde de bundan başka seçenek yok.  Görevini yapar, işini seversen aslında imamlık güzel.  Ama bu yaptığımı herkes yapar.  Herkes yapamaz. Yapsa da öylesine yapmış olur.  İmamlıkta karar kılarsam ne yapmalıyım? Bir defa bu görevi sevmelisin. Sevdin mi arkası gelir.  Başka?  Başlıca görevinin beş vakit namazda camide olman gerektiğini zaten biliyorsun. Yalnız iş bununla sınırlı değil. Camiye bir defa cemaat gibi gelip gitmeyeceksin. Orayı kendi evin bileceksin.  Tamam.  Görevine caminin dışından başlayacaksın. Nasıl?  İkinci görevin, cami ve müştemilatını tertemiz tutacaksın. Tuvaletini, şadırvanını, bahçesini, cami girişini, arka cemaat mahfilini, camiyi vs.  Temiz

FB ve GS Yerimiz Dar Dedi

Suudi yetkililer, GS ve FB'li futbolcuların sahaya çıkarken ısınmak için Atatürk posterleri ve Atatürk resimli formalarla çıkmak istemesini kabul etmedi.  Bunun üzerine takımlar sahaya çıkmadı ve yanlış hesap bu sefer Bağdat'tan değil, Suudi Arabistan'dan döndü.  Hasılı gittiğimiz gibi maç yapmadan geri döndük.  Bu aşamadan sonra maçın oynanmasına dair günah keçisi aramanın bir gereği yok. Bir defa Süper kupanın Suudi Arabistan'da oynanması yanlıştı. Fikir babası dahil karar merciinde kimler varsa birinci derece suçlu onlar.  Normal ve orta zekaya sahip birine bu süper kupa nerede oynansın dense saydığı onca seçenek arasında maçın Suudi Arabistan'da oynanmasını saymaz. Çünkü Suudi Arabistan dendi mi akla hac ve umre için gitme gelir. Futbol hiç gelmez. Bu iki seçenek dışında Suudi Arabistan'ın hiçbir cazip yönü yok. Futbolun beşiği de değil.  Kısaca macera arayan takımlarımız ve bağlı bulundukları futbol federasyonu bu maçı yapmak için Avrupa, Asya,

Sizden Çıkacak

Bir ilçede çalışırken birlikte oturduğumuz 8-10 arkadaş, okullardaki ihtiyaç sahibi öğrencileri belirleyelim. Onlara ayakkabı alalım istedik. Öğrencileri ve giyecekleri ayakkabı numaralarıyla birlikte tespit ettik. Hangisi uygun verir diye birkaç esnafı dolaştık. Çeşidi bol olan bir esnafa karar kıldık. Esnaf da bizim öğretmenlerimizin düşünmediğini siz bizim çocuklar için düşünmüşsünüz. Biraz ikram da ben yapayım dedi. Belirlediğimiz ayakkabıları alıp ilgili öğrencilere ulaştırdık. Gel zaman git zaman bu esnafla ilişkiyi geliştirdik. Kendi çocuklarımızın ayakkabı ihtiyacını karşılamak için de aynı esnaftan alışveriş yapmaya başladık. Her alışverişte ayakkabı kolay hocam, oturun biraz muhabbet edelim, bir şeyler ikram edeyim derdi. Hoşsohbet biriydi aynı zamanda. İçerdik, içmezdik derken milli içeceğimiz çayda karar kılardık. Sıcakta çay gitmez hocam. Başka bir şeyler için, soğukluk falan derdi. Biz de size daha fazla külfet vermeyelim derdik. Ne külfeti hocam. İkramı ben yapıyorum

Getirisi Bol Yatırım

Gayrimenkul işiyle uğraşan bir emlakçı ile karşılaştım. Ayaküstü ne var ne yok, işler nasıl dedim. Sorma. Ev alım satım işleri tamamen durdu. Yaprak kıpırdamıyor dedi. Millet de para mı yok ya da gayrimenkul çok pahalı olduğu için millet yanaşmıyor mu dedim. Parası olan fakat dini duyarlılığı olmayan herkes parasını mevduata yatırıyor. Çünkü mevduat faizleri çok yüksek. Bankalar deli para veriyor. Adam niye ev bark işiyle uğraşsın dedi. Birkaç ay önce idi bu arkadaşla görüşmemiz. O zamanlar politika faizleri 30 olsa gerek.  Bu konuyu yazı konusu edineyim diye elime telefonu aldım. Mevduat faizi ne kadar yazdım. Yüzde 51 imiş. Politika faizi 42,5 olduğuna göre bankaların mudilerine verdiği oran çok normal. Yüzde elli bir faiz oranı, günümüz enflasyon oranının altında bir oran olsa da nakiti olup herhangi bir alanda değerlendirmeyenler için iyi bir getiri. Yüz liran bir bakmışsın 151 lira oluvermiş. Dünyanın neresinde var bu oranı verecek ülke veya banka. Parası olan ve faiz du

Mesleği Yalan ve U Dönüşü Olanlara Gelsin

Bir çocukluk arkadaşım vardı. Üç yıl kadar aynı sınıf ortamında okuduk. Çocukluğundan lise bitirinceye kadar adeta yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmedi. Beğenmediğim bir yönü vardı. Her ne yaparsa gizli yapar, hesap sorulduğunda da yalanlardı. Doğru diye de yemin billah ederdi. Ömrü yalanla geçti dense hayatını yalan üzerine kurdu dense yeridir.  Özünde temiz biri olmasına rağmen hayatını yalan üzerine kurmasında dedesinin payı büyük. Çünkü her ne yaparsa, dedesi onu sığaya çekerdi. Bundandır ki dedesinden çok korkardı.  Büyüdü, çoluk ve çocuk sahibi oldu. İşini kurdu. Ama küçüklüğünde, baskıdan dolayı başvurduğu yalan onun yakasını hiç bırakmadı. Adeta kendisinden ve kişiliğinden bir parça oldu. Konuşurken de avukat gibi konuşur, hiç teklemeden muhatabını ikna ve etkileme özelliğine sahiptir.  Okul hayatı boyunca hem birinci hem de ikinci dönem zayıfı olmasına rağmen karnesini kimse görmemiştir. Sorana da teşekkürüm var, takdirim var derdi. Yazın bütünlemeye gider. Ailesine de ş

Ayakları Yere Basmayan Zümre

Gözde bir okulun müdürü sosyal medyada tefsir dersi sınavında meslek dersleri öğretmenlerinin zümre olarak hazırladıkları sınav kağıdı içeriğinin bir kısmını paylaşmış. Böyle sorular hazırladıkları için öğretmenlerini tebrik ediyor.  Ders tefsir olduğuna göre zümrenin, Kureyş ve Fil surelerinin anlamını öğrencilerinden istemesi kadar doğal bir şey olamaz. Bu yönüyle öğretmenleri ben de tebrik ediyorum.  Burada sorun, Fil ve Kureyş surelerinin anlamlarını istenmesi değil. Sorun, Fil suresinin anlamından hareketle, Kabe'yi yıkmaya cüret ederek haddi aşan Ebrehe'nin Allah'ın orduları tarafından nasıl yok edildiğinin ve bunu bugünkü Filistin'deki hadiselerle yorumlanmasının istenmesi. Kureyş suresinin sorulması da öyle zannediyorum, İsrail ile alakalı. İsrail de Filistinlilere zulmederek tıpkı Ebu Lehep gibi haddi aştı. Ebu Lehep'in başına gelen İsrail'in de başına gelmesini istiyor. Öğrenciler sınavda ne yorum yaparlar, bunu bilemiyorum. Yeniden 5.soruya ge

2024 Asgari Ücreti

Halihazırda 11.400 lira olan asgari ücret, yeni tespitle birlikte 2024 yılında net 17.002 TL oldu. Bu miktar % 49 bir orana tekabül ediyor.  Verilen bu oran, yıl ortasında yeni bir düzenleme yapılmayacak olması işçiyi kara kara düşündürüyor. Çünkü 2024 yılı boyunca bu emekçiler bu enflasyonlu dönemde bu ücrete talim edecekler.  İşçiyi ve işçi temsilcisini memnun etmeyen bu zam oranı, kendileri asgari ücretli olmayan tuzu kurulara göre rekor bir artış. Asgari ücretin açıklanmasıyla birlikte işçi daha zamlı ücretini almadan verilen asgari ücretin dolar bazında 578 dolar yaptığını yazarak "Asgari ücret rekor tazeledi" paylaşımları yapmaya başladılar. Sanki Ocak 2024 yılında dolar yerinde sayacakmış gibi. Daha önce asgari ücretin kaç dolar yaptığını yıllara göre listeleyip kamuoyuna servis ediyorlar. Milatları da 2002 yılından bu yana. Sanırsın ki bu ülkenin 2002 öncesi yok. Akılları sıra işçiyi biz düşünürüz mesajı vermeye çalışıyorlar. Paylaştıkları listede, 2023 Ocak ayı

Terörü Kınamamak

Terör Türkiye'nin başının belası. Az bedel ödemedi bu uğurda. Nice canlarını bu uğurda verdi. Nice ocaklara ateş düştü. Bugüne kadar teröre kurban gidenlerin sayısı say say bitmez. Okullarımızın isimleri şehit asker isimleriyle müsemma. Bitti bitiyor, kökü kazındı derken bir bakmışsın, kış uykusuna yatmış terör yeniden hortlayıveriyor. Kanaatimce kaç yıldır sessizliğe bürünen ve Türkiye içinde teröre kalkışmayan terör örgütü, tüm gücünü Suriye’de yeni bir yapılanmaya verdi. Yani hedefi büyüttü. Belki de birkaç yıl içinde Suriye içinde önce özerklik, ardından bağımsız bir devlet olma mücadelesi verecek. Terör örgütü bunu kendi başına yapmıyor. Dün Türkiye içinde teröre izin veren güç bugün Suriye’de farklı bir yapılanmanın içinde. Biz de perde gerisini düşünmeden Türkiye’de terör olmuyor, terörün kökü kazındı diye sevinip duruyoruz. Hoş, terör örgütünü anlamak zor. Belli ki başka güçler adına vekalet savaşı veriyor. Bu gücü kesmeden, ülke içinde ve dışında terö

Adaletten Anladığım

Geldiğim nokta itibariyle herkese hakkını tastamam vermek olan adaletten anladığım; Güçlünün her daim borusunu öttürdüğü, işini çıkardığı bir şeymiş. Mülkün temeli değilmiş.  Güçsüz ve haklı olanın değil, güçlünün mekanizması imiş.  Ahbap, çavuş ilişkisi imiş.  Onca adalet sarayları, hakimi, savcısı, kanun ve hukuk hukukun üstünlüğünü değil, yerleşik düzeni devam ettirmek ve gücü ele geçirenin elinde bir sopa imiş. Piyeslerdeki Hz Ömer imiş.  Adaletiyle nam salmış Ömer olmaktan ziyade adalet dağıtacak Ömer arayışı imiş. Ömer olacağım diye yola çıkanların Ömer olmadığı imiş.  Ömer arayanların Ömer aradığı falan yokmuş.  Adalete olan aşk, Ömer arayışı, gücü elinde bulunduran mekanizmayı ele geçirmekmiş.  Fakir, kimsesiz ve haksızlığa uğramış kişiler için denen adalet, bu kesimin mahallesine çok yabancı imiş.  Adaletten bahsedip malı götürmekmiş.  Gücün ve güçlünün istediğini vermekmiş. Hak edeni hakkını vermemekmiş. Güçlünün elindeki bir aparatmış. Güç v

Bu Gocunma Niye?

Ne gündemi takip ederim ne haberleri dinlerim ne de dizi izlerim.  İşimden arta kalan zamanlarda, önemli bir havadis var mı diye İnternetten bir siteyi o değilden karıştırırım. Bir de gündemde ne var diye sosyal medyaya göz gezdiririm.  Yürüyüş yaparken YouTube'dan bazı videolar dinlerim.  Nefeslenmek ve çay ihtiyacımı gidermek için bir çay ocağına oturduğumda -eğer yalnız isem- bir şeyler yazar çizerim.  Pazar günü, elimde telefon yürüyüş yaparken seçtiğim bir videoyu dinlemeye başladım. Pazar ihtiyacımı göreyim diye bir markete yöneldim. Sebze ve meyve alırken dinlemeye devam edeyim diye cep telefonunu cebime koydum. Alışveriş yaparken başladığım video bitti. Reklamın ardından sıradaki video başladı. Bir dizi analizi idi konu. İki hanımefendiden biri soru soruyor, diğeri cevaplar veriyordu. Kızıl Goncalar dizisiymiş konuştukları. Diziyi de ilk defa duydum.  Konuşmadan anladığım kadarıyla bugünlerde gündem buymuş. Kaç gündür bir tartışmadır gidiyormuş. Dizide tarikat v

Bir Vatan Nasıl Satılır?

Bir vatanı satmak ithamı gırla gidiyor. Nedir bu? Bir vatan nasıl satılır? Kişi ya da kişiler nasıl vatan satar? Bilmiyor musun? Hayır, nereden bileyim? Doğrusunu istersen ben de bilmiyordum. Tecrübeli büyüklerim sayesinde bir vatan nasıl satılır sorusunun cevabını buldum. Nasılmış? En iyisi kendimden hiçbir şey katmadan etkili ve de yetkili bir büyüğümüzün sözüyle cevap vereyim sana. Lütfen? “ Vatanı satmak, yüksek faizle, yüksek enflasyonla, kötü yönetimle ülkenin ve milletin kaynaklarını heba etmekle olur. " Yani bir ülkede faizler yüksek olursa Aynen. Enflasyon yüksek olursa Evet. Kötü yönetimle ülkenin ve milletin kaynakları heba edilirse Ta kendisi. Güzel tespitler bunlar. Kim demiş bunu? İsim ne fark eder. Ha Ali ha Veli. Kısaca büyük lokma yemeyip hep büyük laf eden biri. Ne zaman demiş bunu? 2015 yılının 27 Şubatında. Ta o zamandan bu zamana bu sözler nasıl aklında kaldı? Aklımda kalmasına gerek yok. İnternete yazarsan kim, ne zaman