Ortaokulda öğrenci iken bir öğretmenimiz derste, "İlmin başı soğandan acı, sonu ise baldan tatlıdır" cümlesini söylemiş, benim de ilk defa dikkatimi çekmişti, ilmin başını ve sonunu beliğ bir şekilde ifade eden bu cümle. Cümleyi aklımın bir köşesine yazdım ta o zaman. Gerçekten de eskiden okuyanları anlatan güzel bir cümle bu. Geçmişte okuyup da sıkıntı çekmeyen kimse yok gibidir. Çoğu, yokluk içerisinde okumuştur. Güç-bela okuduktan sonra semeresini hayatı boyunca görmüştür. Tıpkı bal misali. Bunu ellerinde imkan varken okumayanlar daha iyi hisseder ve "Okumadığıma eşekler gibi pişmanım" şeklinde ifade eder. Hatta "Oku baban gibi, eşek olma" atasözüyle de okumanın önemine işaret edilir. Okuyan gecesini gündüzünü dersine vererek uykusuz kalırken okumayan ise bir meslek öğrenmek için sanayinin yolunu tutardı. Okumayı seçen görevine atandıktan sonra elini sıcak sudan soğuk suya dokunmazken okumamak için direnenin ise eli soğuk sudan çıkmazdı. Şimd