Eskiden toplumca ayıp karşılanan bir davranışı yapmaya
insanlar çekinirdi. Çünkü 'Millet ne der, konu-komşu ne der, el âlem ne der'
endişesi taşınırdı. Yok, ben illaki yapacağım diyen olursa gizli-kapaklı
yapardı bu işi.
Son
yıllarda free takılmak moda oldu. Kazara birisi, 'Bu yaptığınız ayıp' diyecek
olsa 'Kime ne?' denerek sözü kişinin ağzına tıkmak bir adet haline gelmeye
başladı.‘Sana ne’ sözünün kibarca söyleneni yani. Genelde bu sözü değerlerimizi
hiçe sayan, önemsemeyen ve kendi yaptığını doğru kabul eden kimse ve kesimler
söyler oldu. “Ben kimseden çekinmem, ki ben ne yaptığımı biliyorum” havası
yaygın bu tiplerde.
Sık sık duymaya başladığımız bu cümleyi en son tutuklu olan
bir gazetecinin tahliye olması sonrasında fazlasıyla duyduk. Malumunuz gazeteci
bir yıldır tutuklu idi, serbest kalınca çıkışta eşiyle dudak dudağa olan öpüşme
sahnesi gazetelerde yer aldı. Bu görüntüyü eleştirenler olmuş olmalı ki gazete
köşelerinde savunma yazılarına rastladım. Üstelik “kime ne? Eşi değil mi? Size
mi soracak öpüşeceğini? Öpüşmeye de mi karşısınız?” gibi yazılara yer verildi.
Sahneye tekrar göz attım acaba kimsenin olmadığı bir ortam
mı diye. Yok, etrafında insanlar var. Yani herkesin gözü önünde cereyan ediyor
bu eylem. İnsanın eşini sevmesi, öpmesi, öpüşmesi kadar doğal bir şey yok.
Özellikle uzun süre görüşmemişlerse. Zaten kimsenin de buna bir şey diyeceğini
sanmıyorum. Burada tepkinin eylemin alenen olmasına diye düşünüyorum. Kapalı kapılar
ardında, kimsenin olmadığı ıssız ortamlarda veya yatak odasında olması gereken
bu öpüşme sahnesinin meydanlarda icra edilmesinedir.
Niyetim bu sahnenin oluşmasına sebebiyet verenleri falan
eleştirmek değil. Zaten kimsenin kimseye karışamadığı günleri yaşıyoruz. Kim
karışmaya kalkarsa en ucuz yoldan ‘kime ne’ eleştirisine muhatap olmaktadır.
Daha ileriye götürüp uyaranı tekme tokat dövüp hastanelik edenler de var.
Sadece ‘kime ne’ye muhatap olmak ‘Dua et! İyi günümdeyim, yoksa ben sana gösteririm
gününü, verilmiş sadakan var’ gibi bir şey bu.
Bu görüntüye sebep olanlar, bu görüntüyü eleştirenler ve
savunanlar şunu bilsin ki kimsenin insani bir eylem olan sevgiye, öpüşmeye
falan karıştığı yok. Burada bu eylemin nerede olduğuna bakmak lazım. Biz böyle
her hareketi savunurcasına ‘kime ne’ dersek yarın bizi örnek alan küçükler
büyüyünce bugünkü eleştirdiğimiz eylemi, milletin gözü önünde bir ileri
merhalesine taşıyıp ‘kime ne’ derlerse o zaman ne yapacağız? Unutmayalım ki
çocuklarımız bizim ileriye attığımız oklardır. Attığımız oklara dikkat edelim,
zira onlar bize baka baka büyüyorlar. Demek ki bu işler böyle de olabiliyormuş
bilinci yerleşecek zihinlerine. Biz bugün birilerince masum görünen bu hareketi
yaparsak yarın çocuklarımız yatak odalarını meydanlara taşırlarsa hiç
şaşırmayalım. Özellikle toplumsal bir görev icra eden kişilerin bu tür
eylemlere dikkat etmelerinde fayda vardır. Zira ‘İmam osurursa cemaat pisler’
deriz çoğu zaman. Değerlerimizi, kültürümüzü, örf ve adetlerimizi bu şekilde ‘kime
ne’ diyerek yozlaştırmayalım. Haydi bu iş yapıldı diyelim, bari bu görüntüyü
çekerek cümle aleme servis etmeyelim.
Yok, hala ‘kime ne’ denerek haklılık savunulacaksa bize de ‘Bari bu işi az ötede yapın’ demek
düşer. 30/09/2017
* 02/10/2017 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 02/10/2017 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder