Ana içeriğe atla

Kabus Bitsin!

Bir mesaj vermeyecek misin?

Ne mesajı?

Yeni yıl için. 

Bu sene mesaj vermeyi düşünmüyorum. 

Niye ki?

Bugüne kadar her yeni yıl için iyi dilek temennisinde bulundum. Yeni yıl huzur getirsin. Dertleri bitirsin. Bir önceki yılı aratmasın dedim. 

Ne güzel. 

Güzel de bugüne kadar iyi niyet temennilerim hiç tutmadı. Çünkü her yaşadığımız yıl kabustu. Yeni yıl bu kabusun kalktığı ve nefes alacağımız bir yıl olsun dedim. Maalesef her gelen yeni yıl bir önceki yılı arattı. Adeta boğdu ve bir önceki yıla rahmet okuttu. 2023, 2022'yi, 2022 de 2021'i. O yüzden yeni yıla bir de temennide bulunmadan gireyim istiyorum. Bakarsınız, 2024, 2023'ü aratmaz. Bu da çıkmazsa seneye yılbaşına çıkarsam bu sefer de 2025 önceki yılları aratsın. Beter olalım diyeceğim. Bakarsınız o zaman da dediğimin tersi çıkar. 

Bu kadar karamsar olmaya ne gerek var. Bakarsın yeni yılda bahtımız açılır.

Karamsarlık yaraşmaz elbet. Yalnız perşembenin gelişi çarşambadan belli değil mi?

Orası öyle.

Yeni yılda terör, doğal afet olmasa bile yine de belimiz bükülecek.

Mesela?

Zamlar hız kesmeden devam edecek.

Hayat pahalılığı hayatı daha da zorlaştıracak.

Vergiler artacak.

Enflasyon azacak.

Kışı daha görmedik. Doğal gaz canımızı yakacak.

Asgari emekli maaşı alan ve 20 binin altında ücret alacak için yıl çekilmez olacak.

Mart seçimlerinden sonra TL’nin döviz karşısında daha da eriyeceğini söylemeye gerek yok. Zaten biliyorsun.

Resesyon dönemine gireceğiz.

İflaslar baş gösterecek.

İnsanımız işini kaybedecek.

Desene yine biz ağlayacağız.

Bize biçilen rol bu. Rolümüz de ağlamak ve dişlerimizi sıkmaktır. Yine de usuldendir. Usule uyalım ve yeni yılın hayırlar getirmesini temenni edelim.

Yorumlar

  1. Merhabalar Sayın Hocam.
    Bu dert bizim başımızda olduktan sonra, yeni gelenin eski gideni aratacağını söylemeye daha lüzum yoktur sanırım. Ben de sizin gibi aynı kanaatteyim. Evet biz yine de duamızı yapalım ve temennimizi dileyelim de o da ne halt karıştırırsa karıştırsın.
    Yeni yıl, tüm insanlık alemine sağlık, huzur ve mutluluklar getirsin. Gücü yetmezse, bize haber versin, yardımcı oluruz.
    Selam ve saygılarımla birlikte iyi yıllar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yapanın yanına yaptığı kar kaldıktan, hesap sormadıktan, demokratik tepkiler dile getirilmedikçe ve biz tüm bunlara sessiz kaldıkça her gelen öncekini aratacak, her yeni yıl bir öncekini aratacak maalesef. Yine de az da olsa ümit taşımak istiyorum. Size de iyi yıllar inşallah.

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde