Ana içeriğe atla

2024 Asgari Ücreti

Halihazırda 11.400 lira olan asgari ücret, yeni tespitle birlikte 2024 yılında net 17.002 TL oldu. Bu miktar % 49 bir orana tekabül ediyor. 

Verilen bu oran, yıl ortasında yeni bir düzenleme yapılmayacak olması işçiyi kara kara düşündürüyor. Çünkü 2024 yılı boyunca bu emekçiler bu enflasyonlu dönemde bu ücrete talim edecekler. 

İşçiyi ve işçi temsilcisini memnun etmeyen bu zam oranı, kendileri asgari ücretli olmayan tuzu kurulara göre rekor bir artış. Asgari ücretin açıklanmasıyla birlikte işçi daha zamlı ücretini almadan verilen asgari ücretin dolar bazında 578 dolar yaptığını yazarak "Asgari ücret rekor tazeledi" paylaşımları yapmaya başladılar. Sanki Ocak 2024 yılında dolar yerinde sayacakmış gibi. Daha önce asgari ücretin kaç dolar yaptığını yıllara göre listeleyip kamuoyuna servis ediyorlar. Milatları da 2002 yılından bu yana. Sanırsın ki bu ülkenin 2002 öncesi yok. Akılları sıra işçiyi biz düşünürüz mesajı vermeye çalışıyorlar. Paylaştıkları listede, 2023 Ocak ayındaki asgari ücretin karşılığı 455 dolar paylaşımı dikkat çekti. Nedense Temmuz 2023'de asgari ücretliye verilen 11.400 liranın, Aralık 2023 itibariyle 380 dolara gerilediğini yazmamışlar. Belli ki işlerine gelmiyor. Çünkü işleri güçleri gerçeklerin üstünü örtüp algılarla bu işi götürmeye çalışıyorlar. 

Şu bir gerçek ki yüzde 49'lık bir zam oranı çok yüksek bir artış. Zaten kimse zam oranına bir şey demiyor. Piyasa yerinde dursa enflasyon azmasa döviz bugünkü durduğu yerde dursa kimsenin bu zamma diyecek sözü olmaz. Hatta asgari ücretli enflasyona ezdirilmeyecek bile denir. Herkes biliyor ki ürünlere zam gelmeye devam edecek, kira artışları yerinde durmayacak, Mart 2024 mahalli seçimlerinden sonra döviz rekor üstüne rekor tazeleyecek, hayat pahalılığı dar gelirlinin belini bükecek. Bu dediklerim maalesef Türkiye'nin bir gerçeği. 

Ülkenin bu gerçeğini ancak yaşayanlar bilir. Çünkü yeni zamma, daha zam asgari ücretlinin cebine girmeden ve piyasayı hesaba katmadan rekor artış demek, doğmamış çocuğa don biçmek gibidir. Asgari ücretlinin bu zamla yılı nasıl geçirdiği yıl sonunda belli olur. Biz ise daha yaşamadan onlara haydi iyisiniz, rekor zam aldınız. Şu kadar dolara yükseldiniz diyoruz.

Bugün yeni asgari ücretin dolar bazında 578 dolar yaptığını yazıp çizenlerin Eylül 2024 yılında dolar karşısında asgari ücretin kaç dolara tekabül ettiğini yazarlarsa kendilerini objektif adamlarmış ilan edeceğim.

Dövizin tutulamadığı, enflasyonun kontrol altına alınamadığı bu ülkede bordro mahkumlarına verilen yüksek zamların bir anlamı yok. Üstelik verilen her yüksek zam enflasyonu tetikler. Keşke fiyatlar yerinde dursa paramız enflasyon ve döviz karşısında pul olmasa da varsın hiçbir ücretliye zam yapılmasın. Çünkü her yüksek artış, ekonomide çalan tehlike çanlarının giderek arttığına işarettir.

Türkiye ne yapıp ne edip asgari ücret statüsünde çalışanların insanca yaşayabileceği bir ücreti takdir etmesi gerekiyor. En azından enflasyon kontrol altına alınıncaya kadar asgari ücretlinin bir nebze nefes alması için altı ayda bir yeni ücret tespitinde yarar var. Nasıl ki çalışan ve emekli işçi ve memurun maaşları altı ayda bir düzenleniyorsa ve verilen zam oranı enflasyonun altında kaldığı takdirde geriye dönük enflasyon farkı alıyorsa aynı yöntem asgari ücretli için de düşünülmelidir. 

Hoş, asgari ücretliye rahmet okutan bir başka bordro mahkumları daha var. Esas acınası onlar. Hani şu 2023 yılında 7.500 liraya talim ettirdiğimiz emekli sınıfı. Gerçekten asgarinin asgarisi bile denmeyecek bu rakamla bu insanlar koca bir yılı geçirdiler. Geçinsinler, güle güle harcasınlar diye bir 5.000 lira verdik. Bir daha da hatırlamadık onları.

Öyle zannediyorum, kimsenin beğenmediği asgari ücreti bu 7500'lük kesim havada kapar. Vah ki vah...

Yeni yılınız dünü ve bugünümüzü aratmasın. 

Yorumlar

  1. Merhabalar Sayın Hocam.
    Asgari ücretin işverene maliyeti 23.502,94 TL. sıdır. Şimdi bizim site 68 daire ve asgari ücretli bir görevlimiz var. Şu anda 350,00TL. olan site aidatımız yükselecek. Artık sitelerde asgari ücretli görevli çalıştırmak pahalıya maloluyor. Ocak ayında toplantımız var, bakalım ne olacak? Neden bundan bahsettim biliyor musunuz? Asgari ücretin artması demek site aidatımızın artması demek.

    Asgari ücretle çalışanlar açısından şimdilik iyi bir rakam, ama sizin de dediğiniz gibi fiyatlar artmasa iyi, ancak fiyatların böyle yerinde duracağı da pek mümkün görünmüyor. AKP yerel seçimler için oy toplamaya çalışıyor. Ben lise mezunu 2. derece 5. kademesinden şef kadrosundan emekliyim. Emekli maaşım 10.950,00 TL. Asgari ücretli bizi daha önceki artışlarıyla solladı. Şimdi bizlere %50 zam yapsa benim emekli maaşım 16.425,00 TL. olacak, asgari ücretli yine benden fazla maaş alacak. Ben burada kendimi asgari ücretli ile yarıştırmıyorum. Daha önceleri asgari ücretliden çok farklı maaş alırken, yapılan zamların aynısı biz emeklilere yansıtılmadı, benim derdim odur. Yoksa asgari ücretli 20 bin TL. ücret alsın, memnun olurum.
    Asgari ücretliye zammı verirken elleri titremiyor, ama emeklilere geince elleri titriyor. Böyle adalet mi olur?
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. İş site aidatlarının artışıyla kalsa iyi. İşçi çalıştıran işverenler ürettikleri tüm ürünlere zam yapacaklar. Başka türlü işin içinden çıkamazlar. Ayrıca parası devletten çıkmayacak devlet de vergilere ve elinde bulundurduğu ürünlere kallavi zamlar yapacak. Mart seçimlerinden sonra dövizin yerini Tahayyül bile edemiyorum. Bu zamma rağmen asgari ücretli eğer lirada ise işi kül. Biraderim EYT'den emekli oldu. Aynı yerinde çalışmaya devam ediyor. Oturduğu evin kirası 14 bin lira. Bina aidatı hariç. 7500+17 bin lira gelirle geçinebilmesi mümkün değil. Çünkü kiralar çok yüksek. Emeklilere gelince bir zamanlar asgari ücretliye acırken bugün emekliler daha acınası bir durumdalar. Aldığınız 10950 lira ile geçinmek mümkün değil. Çoğu emekli de 7500 ila 15 bin arası alıyor ki bu ücret emekliyi yokluğa terk etmek demektir. Ömrümün sonlarında bu insanları muhtaç durumda bırakmak demektir. Emeklilerin kaybedeceği bir şey yok. Organize olup demokratik tepkilerini göstermesi gerekir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde