Geldiğim nokta itibariyle herkese hakkını tastamam vermek
olan adaletten anladığım;
Güçlünün her daim borusunu öttürdüğü, işini çıkardığı bir
şeymiş.
Mülkün temeli değilmiş.
Güçsüz ve haklı olanın değil, güçlünün mekanizması imiş.
Ahbap, çavuş ilişkisi imiş.
Onca adalet sarayları, hakimi, savcısı, kanun ve hukuk
hukukun üstünlüğünü değil, yerleşik düzeni devam ettirmek ve gücü ele geçirenin
elinde bir sopa imiş.
Piyeslerdeki Hz Ömer imiş.
Adaletiyle nam salmış Ömer olmaktan ziyade adalet dağıtacak
Ömer arayışı imiş.
Ömer olacağım diye yola çıkanların Ömer olmadığı imiş.
Ömer arayanların Ömer aradığı falan yokmuş.
Adalete olan aşk, Ömer arayışı, gücü elinde bulunduran
mekanizmayı ele geçirmekmiş.
Fakir, kimsesiz ve haksızlığa uğramış kişiler için denen
adalet, bu kesimin mahallesine çok yabancı imiş.
Adaletten bahsedip malı götürmekmiş.
Gücün ve güçlünün istediğini vermekmiş.
Hak edeni hakkını vermemekmiş.
Güçlünün elindeki bir aparatmış.
Güç ve güçlüye, hak ve adaletsizliğe karşı çıkana haddini
bildirmekmiş.
Dost ve arkadaş sohbetlerine ve
meydanlarda adaletle ilgili ayetler okumakmış.
Olmasına karar verilen şeyi kılıfına
uydurmakmış.
Hasılı
“Şu fani dünyada arayıp da bulamadığımız, erişemediğimiz, elde edemediğimiz,
bir türlü bize yönünü dönmeyen ve yine bir türlü bize nasip olmayandır
adalet...” (Bir okuyucumun katkısı)
Adalet denen şey geçmişten günümüze hep böyleydi. Yine de
güçsüzler bir gün adalet güneşi doğacak ümidini ve hasretini taşıdılar.
An itibariyle adalet Ömer b. Abdülaziz zamanında hutbelerin
sonunda okunan ve adaletten bahseden “Şüphesiz ki Allah adaletli davranmayı, iyilik yapmayı ve
akrabayı görüp gözetmeyi emreder. Her türlü hayasızlığı, kötülüğü ve azgınlığı
yasaklar. Düşünüp ders almanız için size böyle öğüt verir.” ayetinde ibaretmiş. Evet, adalet hutbede okunmak için varmış.
Biz yine de okumaya devam edelim.
Bakarsınız bir yerde ortaya çıkar.
Korkarım ki bu adalet denen şey, işte aradığınız adalet benim diye bir gün ortaya çıkarsa ilk karşı çıkacaklar adaleti tesis ettiğine inananlar, adalet isteyenler ve gücü elinde bulunduranlar olacaktır. Belki de böyle de olmaz ki bize de bu yapılır mı diyecekler ve şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da en büyük düşmanımız adalettir diyecekler ve şimdi olduğu gibi adaletle mücadele edeceklerdir.
*08/01/2024 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Aşır Karye ismiyle yayımlanmıştır.
Merhabalar.
YanıtlaSilŞu fani dünyada arayıp da bulamadığımız, erişemediğimiz, elde edemediğimiz, bir türlü bize yönünü dönmeyen ve yine bir türlü bize nasip olmayandır adalet...
Selam ve saygılarımla.
Katkın için teşekkürler. Yazıma ekledim sizden izin almadan.
YanıtlaSilBöyle şeyler için izin almaya hiç gerek yoktur sayın hocam.
SilEyvallah, sağ olasın.
Sil