Gayrimenkul işiyle uğraşan bir emlakçı ile karşılaştım.
Ayaküstü ne var ne yok, işler nasıl dedim. Sorma. Ev alım satım işleri tamamen
durdu. Yaprak kıpırdamıyor dedi. Millet de para mı yok ya da gayrimenkul çok
pahalı olduğu için millet yanaşmıyor mu dedim. Parası olan fakat dini
duyarlılığı olmayan herkes parasını mevduata yatırıyor. Çünkü mevduat faizleri
çok yüksek. Bankalar deli para veriyor. Adam niye ev bark işiyle uğraşsın dedi.
Birkaç ay önce idi bu arkadaşla
görüşmemiz. O zamanlar politika faizleri 30 olsa gerek.
Bu konuyu yazı konusu edineyim diye
elime telefonu aldım. Mevduat faizi ne kadar yazdım. Yüzde 51 imiş. Politika
faizi 42,5 olduğuna göre bankaların mudilerine verdiği oran çok normal.
Yüzde elli bir faiz oranı, günümüz
enflasyon oranının altında bir oran olsa da nakiti olup herhangi bir alanda
değerlendirmeyenler için iyi bir getiri. Yüz liran bir bakmışsın 151 lira
oluvermiş. Dünyanın neresinde var bu oranı verecek ülke veya banka.
Parası olan ve faiz duyarlılığı
olmayan için bugün bankalar getirisi bol bir gelir kapısı. Parasını dövize yatırsa
döviz bu kadar kazandırmaz. Altına yatırsa yine bu kadar kazandırmaz. Borsaya girse
borsa da bu kadar kazandırmaz. Ticaret yapsa
veya üretime yönelse riski var. Geriye bankalar kalıyor. Hem parası güvende hem
faizi yüksek hem de riski yok. Banka batsa bile nasılsa devlet garantisi var. Yattığı
yerden para kazanmak varken parasını niye riske atsın, öyle değil mi?
Bu şekil paradan para kazananların yani parasını faizde değerlendirenlerin
sayısı da az değil. Faiz oranlarının bu kadar yüksek olmadığı bir zaman diliminde
bir devlet bankasında sıramı beklerken önümdeki yaşlı amca yüklü miktardaki parasını
çekmek istediğini söyledi banka görevlisine. Diğer şubenizdekini de çekeceğim dedi.
Görevli verelim amca da niye çekmek istediğini söyler misin dedi. Amca, siz fazla
faiz vermiyorsunuz. Başka bankalar daha çok veriyor. Gidip oraya yatıracağım demişti.
Burada bankaların verdiği faizin faiz olup olmadığı konusuna
girmeyeceğim. İçimizden bazıları faiz değil. Kur’an’ın yasakladığı ribadır. Bu da
tefeci faizi demektir diyebilir. Yalnız şu bir gerçek ki toplumun kahir ekseriyeti
bankaların verdiği faizin dinin yasakladığı faiz olduğu konusunda hemfikir.
İsteyen parasını mevduatta değerlendirebilir. Bu konuda kimseyi
kınayacak değişim. Yalnız şu bir gerçek ki faizlerin bu derece yüksek olmasının,
dövizin fırlamasının, enflasyonun canavarlaşmasının ve hayat pahalılığının artmasının
baş sorumlusu, başka saikler olsa da ekonominin iyi yönetilmemesi ve gelmekte olan
krizlere karşı zamanında tedbir alınmamasıdır. Kaç yıldır ekonomide macera üstüne
macera yaşadık. Bugünkü içine düştüğümüz bu acı tablonun, girdiğimiz maceraların
bir sonucudur.
Tekrar parasını mevduatta değerlendirenlerin çokluğuna gelirsek,
milleti bu faiz girdabına duçar eden zihniyet, güya faize karşı duyarlı. Nedense
bu duyarlılık ve faizle mücadele ters tepti ve milletin çoğunluğu faizi oldu. Hem
de İslamcı bir zihniyet zamanında.
Bakmayın bu zihniyetin faize karşıyız demesine. Bugünkü yüksek
faiz İslamcıların eseridir. Eserleriyle ne kadar gurur duysalar azdır.
Aslında faizler her ay Çin işkencesi gibi peyderpey indirilirken
murat edilen amaç, bankaları daha fazla kar ettirmekten başka bir işe yaramamıştır.
Anlatmak istediğim, bugünkü yüksek faiz oranları yanlış ve inat
politikaların bir sonucudur.
*03/01/2024 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Aşır Karye ismiyle yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder