Yıl 2023. Günlerden cuma. Kenar semtlerden bir camide cuma
kılıyorum. Görevli Mevlidi Nebi haftasına dair bir hutbe okudu. Bitiminde
hutbeden inmeden, üzücü bir konuya değineceğini çünkü mahallemizde çoğaldı
iyice dedi. Bir kişi nicedir yanına gelip derdini anlatıyormuş. Yok mu bunun
bir çözümü diyormuş. Bu kişi üç defa hanımına boş ol demiş. Bu kişiyi müftülüğe
gönderdiğini, derdini onlara anlat dediğini söyledi. Devamında bunun şakası
yok. Aynı mekanda ardı arkasına üç defa boş ol denmişse, bu evliliğin bir
bağının gidip ikisinin kaldığını, şayet farklı mekanlarda üç defa boş ol
denmişse, bu evliliğin sona erdiğini, dikkatli olmak gerektiğini üstüne basa basa
birkaç defa tekrarladı.
Namazdan sonra imamın boşanmaya
dair sözleri aklına yatmayan bir münevverle lafladık. Böyle bir
boşanma olur mu, bu adam hangi kafayı taşıyor dedi. Örfü, kültürü, fi tarihinde
oluşturulmuş fıkha dair fetvayı, bugüne dair hiç geliştirmeden din diye
anlatırsan bir evliliği böyle bitirirsin dedim. Bu nasıl bir din anlayışı ki
evlenirken kadına evlenme beyanını soruyorsun. Evliliği bitirirken kanaatini
sormuyorsun. Bir evlilik nasıl başlatılıyorsa, onu sona erdirmek de aynı yol
ile olur. Üstelik boşanmalarda iki şahit şartı ayette geçiyor. Anayasa
Mahkemesi, içeriğine gitmeden birçok Anayasa maddesini usulden bozar. Böyle bir
boşanma geçerli olacaksa iki şahit olmadığı için bu boşanma sözünü usulden
bozmak ve evliliği devam ettirmek gerek türünden bir şeyler söyledim.
İmamın hutbe dışında değindiği bu
konuyu dinleyince bir arkadaşın bir zaman anlattığı benzer bir anekdot aklıma geldi.
Yakın bir akrabası "boş ol, boş ol, boş ol" demiş eşine. Söyler
söylemez pişmanlık duymuş. Evliliği nasıl devam ettiririm arayışına düşmüş.
Kitapları karıştırmış. Hocalar ve müftülüklere giderek çalmadık kapı
bırakmamış. Her biri siz boşandınız. Yeniden evlenebilmeniz için eşinizin
herhangi bir baskı olmadan gönül rızasıyla bir başkasıyla evlenmesi, o evlilik
sona erdikten sonra isterlerse tekrar nikah kıyabilirler denmiş. Birlikteliğe
dinde çözüm bulamayınca ne kadın yeniden evlenmiş ne de erkek. Kadın çocuklarıyla
birlikte aynı evde kalmış, koca da bir başka evde. Koca eşinin tüm
ihtiyaçlarını ve geçimini günlük ve aylık sağlamış. Her gün evin ihtiyaçlarını
kapıya kadar getirmiş, eve girmeden kapının önüne bırakıp gitmiş. Bu durum taraflar
ölünceye kadar sürmüş.
Aklımda kaldığı kadarıyla durum böyle.
Evliliği devam ettirme irade ve beyanına ve hayat boyu süren bir pişmanlığa
rağmen geçmişte oluşturulan fıkıh ve onun yılmaz savunucuları, bir evliliğin
devamına geçit vermemiş. Resmen evli olmalarına rağmen dinen boşanmış kabul
edildikleri için geri kalan ömürlerini kağıt üzerinde evli ama ayrı
geçirmişler.
İmamın değindiği ve arkadaşın akrabası üzerinden anlattığının
benzeri bu toplumda kaç kişinin başına gelmiş, ne kadarının evliliği devam etmiş
ne kadarı ayrılmak zorunda kalmıştır? Her birinizin çevresinde benzer acılı hikayeler
vardır. Başka hikayeye gerek yok. Ama bu konuda şunu söylemek isterim:
Evlilik ve boşanmanın dini ve resmisi olmaz. Evlilik iki adayın
bir ömür boyu birlikte yaşama iradesini ortaya koyduğu iki taraflı bir sözleşmedir.
Gönül rızasına dayanan bu birlikteliği orta yerde kağıt ve kürek olmadan, söz ve
beyana dayalı olarak kızgınlık eseri tek taraflı bitirmek evlilik müessesesinin
köküne dinamit koymaktır. Tövbe ve pişmanlık kapısı ardına kadar açık iken tek hatasında
bir insanı kapının önüne koymak gibidir bu. Müslümanlar hem evlenme hem de boşanmalarda
resmi ve dinî ikilemden kurtulmalıdır. Borçlanmalarda bile Allah Bakara süresinde
bir sayfa borçlanmanın ne şekilde olması
gerektiğini anlatıyor. Kısaca yazın, yazdırın, iki şahit bulundurun derken evlilik
gibi bir müessesenin sözle başlatılıp söyle bitirilmesi fıkha girse bile Allah’ın
murat ettiği olmasa gerek. Çünkü evlilik ve boşanmaya göre çok çok basit kalan bir
borçlanmayı bile kayıt altına alan Allah, bir toplumun temel taşı olan aileyi korumak
ve devam ettirmek için neler murat etmez. Hele pişmanlık iradesi ortaya koyup evliliğini
devam ettirmek isteyen kişilere geçmiş fetvaları gerekçe göstererek tüm kapıları
kapatıp evliliğiniz bitmiştir demek ne insanidir ne dinidir ne vicdanidir ne çağı
okumadır ne İslam’ı asrın idrakine sunmaktır. Tek kelimeyle zulümdür. İnsanımıza
bu kötülüğü yapmayalım.
*27/09/2023 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Aşır Karye ismiyle yayımlanmıştır.
Merhabalar.
YanıtlaSilErkek ya da kadınların bir kızgınlık sonucu neden hemen böyle "boş ol" diyerek evliliklerini sıkıntıya sokarlar. Bu acelecilik nedendir? "Bir müddet görüşmeyelim, bir müddet ayrı kalalım, sen biraz annenlere git" vs. gibi cümlelerle tedbirli olmak var iken, "boş ol" demek de ne oluyor? Aslında boşanmaya vesile olacak bu lafzı söyleyenler için o zor işlemi uygulayacaksın. Sayın hocam "Boş ol" dilbilgisi açısından nedir? Birleşik kelime, birleşik fiil, lafız, söylem, vs. ne diyeceğiz? Çözemedim. Siz belki biliyorsanız açıklarsınız.
Selam ve saygılarımla.
Merhabalar Recep Bey, kızgınlık, sinir ve öfke aklı yok eden özellik olsa gerek. Akıl gidince bu boş ol sözü insanımızın ağzından çıkıveriyor. Bunda kültürün ve şiddet toplumu olmamızın payı büyük. Nedense sorunları konuşarak soğukkanlılıkla çözemiyoruz. Sakin düşünsek, soruna dediğiniz yöntemlerle çözebiliriz. Bu toplumda sakinliği ara ki bulasın. Kimin gücü kime yetiyorsa, zayıftan alıyoruz hıncımızı. Sözün nereye gittiğini düşünemiyoruz. Dilbilgisi açısından boş ola gelince dişin inceliğini bilmem. Bu söz Dilbilgisi yönünden ziyade örfte mecazi olarak kullanılmaktadır. Artık baba bağlı değilsin, hürsün, özgürsün anlamında.
YanıtlaSilMerhabalar Hocam.
YanıtlaSilVerdiğiniz cevap için teşekkür ederim. "Boş ol" kelimesinin kapsadığı ya da kullanıldığı yer anlamını değil, dilbilgisi açısından, kelime yapısı bakımından hangi gruba sokabiliriz. Örnek: Birleşik fiil mi? Birleşik kelime mi? Deyim mi? Söylem mi? Nasıl tanımlarız "Boş ol"u?
Tekrar teşekkür ederim.
Üçüncü gruptakiler “karmaşık fiil” (Osm. mudil fiil) diye adlandırılan birleşik fiillerdir.
YanıtlaSilBunlar bir sıfat-fiil ile “öncelik”, “başlama” ve “niyet” gösterme işlevlerindeki ol- yardımcı fiilinin birleşmesinden oluşmuştur: anlamış ol-, bitirmiş ol-, utanır ol-, uğramaz ol-, söyleyecek ol- gibi. (turkedebiyati.org). Sanırım cevabı bu olmalı Recep Bey
Merhabalar.
YanıtlaSilÖnce verdiğiniz bilgiler ve açıklamalar için çok teşekkür ederim. "Boş ol" kelimesinden bahsederken ne diyeceğimi bilemedim. Kelime mi desem, ata sözü mü desem, birleşik fiil mi desem, kavram mı desem, söylem mi desem, yemin mi desem? "Boş ol" kelimesini nasıl bahsetsem de doğru tarif etsem diyedir tüm bu uğraş. "Boş ol" nedir, bir yemin midir? Hüküm müdür? Karar mıdır? Yapısal açıdan birleşik fiil olabilir. Tanımlamak için ne diyebiliriz?
Örnek Cümle: "Boş ol birleşik fiilini, aklınızı başınıza alınız ve gelişi güzel kullanmayınız."
"Boş ol" kavramı düşünmeden söylenecek bir karar değildir.
Size de zahmetler veriyorum ama, taktım kafayı, bunu illaki öğrenmem lazım. Yoksa, gözüme uyku girmez!
Sanki tecahüliarif sanatının en güzel örneklerini veriyorsunuz diye düşünüyorum Recep Bey. Olsa olsa deyim olur bu birleşik kelime. Birine bağlı olarak yaşamını süren, birlikte hayat süren, iyi günde ve kötü günde birlikte olacaklarına dair birbirine söz veren ikiliden güçlü olan, "Bu aşamadan sonra senin bana, benim sana verebileceğimiz bir şey yok. Ki ben senden sıdkımı sıyırdım. Artık bana bir bağlılığın kalmadı. Şu aşamadan sonra hür ve özgürsün" anlamında birlikteliği sona verdiren bir boşanma sözü veya ifadesi olarak kullanılır. Örf ve kültürden bize tevarüs etmiştir. Bir nevi yemindir. Bu şekil kayıt kürek olmadan, sözle boşama, ancak yerleşik hayata geçememiş, geçti ise bu hayatın gerçeklerini özümseyememiş bir zihin yapısının sonunu düşünmeden işini dağ kanunuyla halletme yoludur. Bizim fıkıh, ilmihal kitaplarımız, geçmiş fetvalar ve bu fetvaları din kabul eden, sorun çözeceğim derken sorun üreten bazı din hocalarımız bu çağ dışı kalmış örfü devam ettirme de çok teşne. Allah bildiği gibi yapsın böylelerini.
YanıtlaSilMerhabalar Sayın Hocam.
SilBen öğrenmek istediğimi sayenizde öğrendim. Teşekkür ederim sayın hocam. Demek ki, "boş ol" söylemi bir deyim imiş. Örnek: "Boş ol" deyimi öyle kolay söylenecek bir söz değildir. Çok iyi düşünmeden acele ile söylenecek bir deyim değildir." İşte ben böyle bir cümlede "boş ol"u nasıl tanımlayacağım diye internet üzerinde bayağı bir araştırdım, ancak Google amcadan olumlu ve beni tatmin edecek bir sonuca ulaşamadım.
Tekrar teşekkür eder; sağlık, sıhhat ve afiyetler dilerim.
Selam ve saygılarımla.
As, bilmukabele
Sil