-ÖLÜMÜ
YÜCELTİP güzel yaşamayı aşağılamak ORTADOĞULULUKTUR.
-Dini yüceltip bilime kayıtsız kalmak Ortadoğululuktur.
-Lideri
yüceltip, iyi sistem kurmayı aşağılamak Ortadoğululuktur.
-İmanı yüceltip aklı aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Duyguları yüceltip mantığı küçümsemek Ortadoğululuktur.
-Müteahhitti
yüceltip, mühendisi aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Üniversiteleriyle
değil, camileriyle gurur duymak Ortadoğululuktur.
-“Alnı
secde görüyor” diye, ZORBA ve HIRSIZ politikacılara oy vermek Ortadoğululuktur.
-İmamları yüceltip, filozofları aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Ev
kadınlığını yüceltip, kariyer yapan kadını aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Kendi
çocuklarını Amerika’da okutup, halk çocuklarını imam hatiplere zorlamak Ortadoğululuktur.
-Sözü
yüksek olanı değil, sesi yüksek olanı iyi lider sanmak Ortadoğululuktur.
-Kurumsal
çözümler üretmek yerine, karizmatik lidere tapmak Ortadoğululuktur.
-Hatasından
ders alıp öğrenmek yerine, hatasıyla duygusal bağ kurup hayatını bataklığa
çevirmek Ortadoğululuktur.
-Standart
sahibi olmak yerine, DÜŞTÜKÇE “beterin beteri var” diye KENDİNİ
AVUTMAK Ortadoğululuktur.
-Başına
gelende katkısı olduğunu görmek yerine, hep dış güçleri suçlamak Ortadoğululuk.
-Şeytan
taşlamaktan ibadet etmeye zaman bulamamak Ortadoğululuktur.
-Kendi
hayatında hiçbir başarısı yokken, sürekli atalarıyla övünmek Ortadoğululuktur.
-Sıkılmış
bir yumruğun, açık bir elden daha güçlü olduğuna inanmak Ortadoğululuktur.
Yukarıdaki
maddelerin birçoğunun DİNLE İLGİLİ olduğunu görüyorsunuz. NEDEN?
Çünkü
ortalama bir Ortadoğulunun BEYNİNİN %75'İ DİNLE KAPLIDIR. Bu yüzden diğer
şeylere çok az yer kalır. Onun zihniyetiyle ilgili söylediğiniz her şeyi, dinine
saldırı sayar.
Dinle
ilgili olmayan konularda pek fikri olmadığı için dinini ilgilendirmeyen hiçbir
eleştiri yapma şansınız da yoktur! Üstünüzü ıslatmadan, elinizle balık
yakalamanın imkansızlığı gibi bir şey.
İronik
bir şekilde, Ortadoğulular ülkelerinin sıkıcılığından kaçıp, nefes almak
için turist olarak TÜRKİYE’YE GELİYOR.
Birkaç
yıldır, yılın yarısını yurt dışında geçiriyorum. Yurt dışında, gittiğim en iyi
restoranların en iyi yerlerinde hep ARAP ŞEYHLERİNİN ÇOCUKLARI, yanlarında RUS
SEVGİLİLERİYLE oturduğunu görüyorum.
“Kendi
ülkelerini modernleştirmek yerine, modern ülkelerde hayatlarını yaşıyor, kendi
halklarına da DİN PAZARLIYORLAR. Ama kendileri son derece DÜNYEVİ YAŞIYOR”
desem, beni
o diktatörlerin polislerinden önce, o yoksul insanlar linç eder. Celladına aşık
zihniyetteki insanlar için ne yapılabilir ki?
Bu
açıklamayı kimseyi ikna etmek için yazmadım. Mantığa inanmayan insanların
mantıklı argümanlarla değiştirilemeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim. Bu
hayatta, bazıları akılla öğreniyor, bazıları acıyla. Maalesef bu
coğrafya, acıyla öğrenenlerin coğrafyası.
Benimki,
sadece geleceğe dönük bir “BEN DEMEMİŞ MİYDİM” notu.
Bu
topraklarda, her şeyin bir gün anlaşıldığını ama hep geç anlaşıldığını
biliyorum. Hepsi bir gün neyin ne olduğunu anlarlar, ama hep geç anlarlar!
Az
gelişmişlerin kaderi iki kelimede saklıdır: İDRAK GECİKMESİ!
Matbaanın
300 yıl geç geldiği bir topluma, mantık da olması gerekenden 30 yıl sonra
geliyor. Neyin en mantıklı çözüm olduğuna karar vermeden önce 30 yıl kavga
ediliyor!
"COĞRAFYA KADERDİR" der, İbni Haldun. Bizim kaderimiz de idrak gecikmesi...
Not: Yazı, Mümin Sekman’dan alıntıdır.
*06/10/2023 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Aşır Karye ismiyle yayımlanmıştır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder