Meram Yeniyol Caddesi, uzun ince, dar ve düz bir cadde. Yeniyol dendiğine bakmayın. Yolun caddeliği çok eski.
90'lı yıllarda öğrenci iken 1989-1995 yılları arasında Meram Belediyesi Başkanlığı yapan Sayın Veysel Candan döneminde bu caddede uzun süren bir çalışma yapılmıştı.
Çalışmayı yerinde görmek için bu yola gelen Veysel Candan'a bir hanımefendinin, "Sayın başkan bu yol çalışması ne zaman bitecek? Bir tarih verebilir misin" diye soru sorduğu, başkanın da "Şu tarihte" dediği, kadının bu tarihte biteceğine dair senet istediği, başkanın da "Senede gerek yok. Benim sözüm senet" dediği öğrenciler arasında konuşulmuştu.
Uzun süren genişletme çalışması sonrasında cadde, gidiş ve geliş olacak şekilde ikişer şeritli bir yol olmuştu. Dökülen asfalt ile birlikte caddenin görünümü daha da güzel olmuştu.
O zamandan bu zamana bu caddede defalarca asfalt çalışması yapılmıştır. Orta refüjdeki ağaçlar zamanla sökülüp dikilse de caddenin bugünkü görünümü 90'lı yıllardan kalma.
Bu caddeden her geçişte hem Veysel Candan'ı hem de başkanın kadına, "Sözüm senet" sözünü hatırlarım.
Sonrasında, bu caddede Veysel Candan'ı unutturacak gözle görülür bir farklılık ve genişletme olmadı. Daha sonra açılan Meram Yaka Caddesi alternatif bir yol olarak açılmasına rağmen Meram Yeniyol Caddesinin araç yoğunluğu hiç azalmadı. Sabahın erken saatinden geç vakte kadar bu yol daima işlek.
Yaya yönünden Cadde Meram'ın açılmasıyla birlikte gözle görülür bir artış olmakla birlikte Meram Devlet Hastanesinden sonra kaldırımda yürüyen pek yaya görmek mümkün değil. Çünkü benim gibi tek tük yürüyen olsa da yayanın yürüyeceği doğru dürüst kaldırım yok. Ortalama bir metre genişliğinde olan kaldırım her yerde bir metre de değil. Bazı yerlerde bir yaya zor yürür. Ya önüne ağaç ya elektrik ve telefon direği ya çöp kovası ya elektrik panosu çıkar. Bazı yerlerde ağacın kök salmasıyla birlikte kaldırım inişli çıkışlı olmuş. Üzerindeki taşlar ise bildiğimiz kaldırım taşları gibi değil. Kimi çukur kimi yüksek kimi yerinden çıkmış kimi kırılmış şekilde. Buraların kaldırımından gitmek için bir yerlere çarpmadan gitmek ya da ayağın takılıp düşmemek için yayanın epey bir ecel terleri dökmesi gerekiyor. Bu kaldırımda gidilmez deyip yolun kenarından yürümeye kalkan yayanın ise yola inmesiyle kaldırıma çıkması bir olur. Çünkü jet hızıyla kaldırıma sıfır gelen araçtan kendini koruması gerekiyor. Hele kaldırımın öyle bölümleri var ki yaya, yola inmek zorunda kalıyor.
İkişer şeritli işlek bu caddeden bisikletli birinin gidip gelmesi de çok zor ve cesaret ister. Çünkü her bir bisikletli iki şerit işleyen yolun birini tıkaması anlamına gelir.
Ne demek istiyorum? Bu dar ve işlek cadde genişletilsin demiyorum. Çünkü bu yolu genişletmek mümkün değil. Keşke mümkün olsaydı. Zaten mümkün olsaydı, şu ana kadar Büyükşehir bu yolu çoktan genişletirdi. Bu caddenin sağlı sollu meskûn mahal sakinlerinden bir karış almak, abartmayalım ama Avrupa'yı hatta Viyana'yı fethetmekten daha zor. Çünkü eski yerleşim yerlerinde yolu düzenlemek çok zor.
Peki, bu işlek cadde belli bir noktadan sonra yaya kaldırımından mahrum olmaya devam mı edecek? Yok mu bunun bir yolu?
Kaç defa gelip geçtiğim bu yolun iki tarafına yapılmış müstakil villaların önünde, nereden bakılsa 8-10 metrelik bir mesafe var. Yani ev yok. Belediye, bu yolun iki taraftaki sakinleriyle görüşse, sizlerin arsasından 1-2 metre alıp bu muhite yakışır, güzel ve evladiyelik bir kaldırım yapacağım. Gelip geçen rahatça yürüsün. Hatta yer müsait olursa bisiklet yolu da yapacağım. Size bir masraf çıkmayacak. İhata duvarlarınızı Belediyemiz yapacak dese, herhalde mahalle sakinleri bir şey demez diye düşünüyorum. Çünkü alınan her bir metre amme için kullanılacak.
Burada gözlemlerimi anlatarak yolun nasıl daha iyi olacağına dair öneri sundum. Belki Belediye bu önerimi mahalle sakinlerine teklif edip sakinlerden kabul görmemiş olabilir. Eğer daha önce bu öneri götürülmedi ise denemeye değer diye düşünüyorum. En azından mahalle sakinlerine böyle bir teklifi götürdük ama kabul görmedi denir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder