Ana içeriğe atla

En İyi Narkotik Polisi Anne (1) *

Güneysınır Kültür Merkezinde öğretmenlere, imamlara, ilçe daire başkanlarına, muhtarlara ve okul-aile birliği başkanlarına, Konya Narkotik Şube Müdürlüğünden bir görevli tarafından "En iyi narkotik polisi anne" başlıklı bir sunum yapıldı. Konusu ve içeriği pek hoş olmasa da 50 dakika süren sunum, dinleyiciler tarafından can kulağıyla dinlenildi. Dinlediklerimiz karşısında ağzımız açık kaldı. 

Başlığı görür görmez bana ne bağımlılıktan ve uyuşturucudan. Benim, ailemin ve çevremin bu taraklarda bezimiz yok. Çok da tın diyebilirsiniz. Açıkçası seminere giderken ben de sizler gibi aynı düşüncedeydim. Bir saatimi heba edecekler dedim. Aynı şekilde seminere davet edilen kişiler de potansiyel olarak bağımlılığa çok uzak kesimler. Semineri dinledikçe ve bittikten sonra iyi ki bu semineri dinlemişim, iyi ki ilçemiz böyle bir imkandan nasiplenmiş oldu dedim. Bu vesileyle bu semineri organize eden Güneysınır Kaymakamlığına teşekkürü bir borç bilirim. 

Bize sunum ziyafetini veren emniyet görevlisi, konusuna hakim olduğu gibi sunumu da harika idi. Tebrikler ve teşekkürler polisimize. 

İzninizle seminerden akılda kalanları kısa kısa ifade etmek isterim:

Sunum beni çok etkiledi. Ama en dikkat çekici ve ilginç bulduğum kısmı, sunucunun bize sorduğu sorunun cevabı idi. "Uyuşturucu kullanan çocukların annelerinin dörtte üçünün ev hanımı olduğunu, bunun sebebinin de ev hanımı annelerin çocukların uyuşturucu kullandığından geç haberlerinin olması" olduğunun ifade edilmesiydi. Açıkçası bu oran bana garip geldi. Bana göre bu oran tam tersi yani çalışan annelerin geç haberinin olmasıydı. Çünkü çalışan anne işi gereği çocuğuyla sabahtan akşama yeterince ilgilenemeyebilirdi. 

Uyuşturucu kullananlardan her 10 kişiden 7'si bu hayata esrarla başlamakta. 

Konya'da kaçak olarak ekilen dişi keneviri yaygın. Konya polisi erken hareket etmek suretiyle ekimlerin hepsini yok etmiş ama ilimize diğer illerden girişler olmakta. Konya'da konuşma esnasında esrar "ot, cigara, cara" şeklinde ifade edilebiliyor. 

Bonzai ile ilgili 2014'den itibaren ölüm haberlerini duymaya başladık. Bitki gibi görünüyor ama 600’den fazla maddenin karışımıyla ortaya çıkan sentetik bir maddedir. Konuşma arasında jamaike geçiyorsa Bonzai'den şüphelenmek gerekir. 

Rengi beyaz diye bilinen eroin, ilimizde fazlaca kullanılan uyuşturuculardandır. Aslında rengi beyaz değil, kahverengi ve kahve tonlarındadır. Konuşma esnasında beyaz veya mal geçiyorsa kastedilen eroin olabilir. 

Kokain, nişastaya benzer bir maddedir. Koko veya taş geçiyorsa kokainden şüphelenmek gerek. Çok pahalı bir ürün olduğu için ilimizde nadiren görülür. 

Metamfetamin ilimizde hızlı ilerleyen bağımlı maddelerdendir. Limon tuzu, nane, kristale benzer. Islak veya nemli elinizle dokunmayın. Nedir diye merak edip dil ve dişinize değdirmeyin. Koruma altına alıp polise haber verin. Üç versiyonu var. Toz, tablet ve kristal. 

Ağrı kesici olarak kullanılan bazı ilaçlar 2019 yılına kadar eczanelerden reçetesiz alınabiliyordu. Bu ilaçlar antideprason ilaçlardır. Uyuşturucu kullananların evlerinde bu tür ağrı kesicilere rastlandıktan sonra bu ilaçlar kırmızı ve yeşil reçete kapsamına alındı. Bu ilaçlar kişiye özeldir. Bir başkasına vermek suçtur. (Devam edecek) 

*31/10/2022 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde