Siyaset, ülkenin içte ve dışta usulüne ve kurallara uygun ortak akılla yönetilmesi sanatıdır. Milletin teveccühüyle sandıktan çıkıp ülke yönetimini emaneten üzerlerine alanlar, içte ve dışta beklenmeyen ve umulmadık bir kriz ortaya çıktığı zaman;
Yeni bir krize yol açmayacak şekilde çözülmesi için çaba göstermekle yükümlüdür.
Çözüm bekleyen sorunları görmezlikten gelme ve öteleme gibi lüksleri yoktur.
Kronikleşmiş sorunları çözmek için tarafların görüşlerini almak suretiyle çözüme kavuşturmalıdır. En azından çözüm odalı irade ortaya konmalıdır.
Sorunları soğukkanlılıkla masaya yaptırmalı, çözüm için kapıyı ardına kadar açık bırakmalıdır. Yangına körükle gidilmemelidir.
Gerilimden beslenmemeli. Gerilimi iç siyasette malzeme olarak kullanmamalı.
Diplomasiyi kesmemeli, hamaset ve slogana yer vermemeli, diplomatik bir dil kullanmalı. En son söylenecek söz ilk başta söylenmemeli. Ülke meselelerini kişiselleştirmemeli. Mesela, bu can bu tende durduğu/ben burada durduğum müddetçe ve kitabımda geri adım yoktur denmemeli.
Diyelim ki boşta bulunduk. En son söyleyeceğimiz sözü ilk başta söyledik. Bu hatadan nasıl döneriz hesabı yapılmalı. Bunun için ülke onurunu zedelemeden bir çıkış kapısı bulma yollarına başvurulmalı. Kırıldığı yerden kopsun denmemeli. Ülke menfaati gözetilmeli. Ülkem bundan ne fayda sağlar ne zarar görür denmeli. Ülke zarar görecekse bir orta yol bularak gerekirse geri adım atılmalı.
Sorunu aylara, yıllara yaymamalı. Meseleyi Filistin ve İsrail haline getirmemeli. Pireyi deve, deveyi pire yapmamalı. Çünkü sorunun ötelenmesi demek ülke menfaatinin zararına olabilir. Sorun ne kadar çabuk çözüme kavuşursa diye hareket etmeli. Gerekirse üçüncü bir ülkeyi devreye sokmalı. Çünkü sorunun ötelenmesi ve çözümsüzlük ülkeye telafisi güç zararlar verebilir. Nasıl ki gecikmiş adalet adalet değilse, gecikmiş çözüm de çözüm olmayabilir. Hele "Ba'dü harab-il Basra" (Basra harap olduktan sonra) türünden çözümün bu ülkeye zerre faydası olmaz.
Her sorunu enine boyuna düşünüp kritik yapmalı. Bunu tecrübe olarak hanemize yazmalı. Bir daha aynı hatayı yapmamayı kulağımıza küpe yapmalı.
Dış ülkeyi ilgilendiren hususlarda mümkün oldukça yazı dışına çıkmamalı. Çıkmamız gerektiği zamanlarda da soğukkanlılığı elden bırakmamalı. Üsluba dikkat etmeli. Yaptığımız açıklama yeni krizlere sebebiyet vermemeli. Tansiyonu düşürmeye yönelik olmalı.
Siyasetçi ve devlet adamı her konuda inisiyatif almalı. Ama her konuda açıklama yapmayı alışkanlık haline getirmemeli. Çok konuşmalı, her konuda görüşünü söylememeli. Çoğu açıklamaları yardımcılarına, sözcülerine, alt birimlere ve ilgililere havale etmeli.
Siyasetçinin ve devlet adamının işlerin nasıl yürüdüğüne dair takip ve denetim görevi de vardır. Bunu asla ihmal etmemeli. Yetkili organlarca işlerin takibini yaptırmalı. Aksayan yerler varsa müdahale etmeli.
Siyasetçi ve devlet adamı çok çalışan, durmadan koşturan değildir. Her konuda konuşursa, her açıklamayı kendisi yaparsa, her eleştiriye kendisi cevap verirse vücut bunu kaldırmadığı gibi zihin de kaldırmaz. Bu yüzden birçok şeyleri ekibine havale etmeli. Dinlenme ve tatile zaman ayırmalı. Çünkü her tatil ve dinlenme insanı daha az hata yaptırır. Olaylara daha soğukkanlı yaklaşmasına ve daha sağlıklı karar vermesine sebebiyet verir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder