*Ömrünü birilerine şakşakçılık yaparak ve
başkasını kötüleyerek geçirenlere,
*Bir kişinin, bir düşüncenin, bir kişinin
sorgusuz sualsiz trollüğünü yapanlara,
*Akıl nimetini başkasına kiraya verenlere,
*En ufak bir eleştirinin yapıcı olanına
dahi tahammül edemeyip ağzını ve kalemini bozarak hakaret edenlere,
*Hayata tek gözlükle bakıp hayatı kendinden
ibaret görenlere,
*Sevdiklerinin birçok konuda çelişkileri
ayan beyan ortaya çıkmasına rağmen vardır bir hikmeti deyip yanlışı savunmaya
devam edenlere veya çelişkiye sessiz kalanlara ya da çelişki yok deyip
eleştirip ayıpladıklarını dün dündür aymazlığına yatanlara,
*İşini çıkarmak amacıyla her devrin adamı
rolünü üstlenenler kendini belli etmesine rağmen bu tiplere prim verenlere,
*Kiminle ve nasıl biriyle çalışacağına
dair elinde seçme iradesi olduğu halde çevresini, yeteneksiz ve ehliyetsiz
çapsız insanlarla dolduranlara,
*Kendisini başkasını kötüleyerek ifade
edenlere,
*Yapamadıkları ile ilgili bin bir türlü
mazeret, gerekçe ve bahanenin ardına sığınarak kendisine hiç toz
kondurmayanlara ve bu gerekçelere inanıp savunanlara,
*Her şeyde dış güçler parmağı paranoyasına
inananlara,
*Kendisi gibi düşünmeyenlere hain, nankör
diyenlere,
*Perşembenin gelişi çarşambadan belli
olmasına rağmen gözünün içine baka baka hayatı toz pembe göstermeye çalışanlara,
*Olup biten ve düzgün gitmeyen her şey
için dünyada da böyle deyip biz yine iyiyiz diyenlere,
*İşini ve her şeyini algılar üzerinden
yürütenlere,
*Kendi mahallesine toz kondurmayanlara,
*Bu konuda ben ne yapabilirimden ziyade
Mehdi bekler gibi kurtarıcı bekleyenlere,
*Varlığını zayıf rakiplerinden alanlara,
*Sevgi ve nefrette aşırı giderek dün
söylemedik söz bırakmayıp bugün kol kola girenlere,
*Dün birlikte iken öküz öldükten sonra
ortaklığı bozanlara ağır ithamlarda bulunanlara,
*Bazı şeylerin şüyuu mide bulandırmasına
rağmen kılını kıpırdatmayanlara…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder