Bir yıl boyunca Trabzon'da idim. Bakım iyiydi. Sağ olsun
Trabzon.
Baktım olmayacak. Yolcu yolunda
gerek dedim. Bir yolculuğa daha çıkayım istedim.
Yarından itibaren Tunceli'ye geçiyorum. Bir yıl da orada
huzurlu ve mutlu bir misafirlik yapmak niyetim. Umarım Tuncelili günlerim de iyi
geçer. Tunceli'nin neyi meşhur bilmem. Bildiğim bu ülke insanının hepsi
misafirperver.
Sonrasında niyetim Şanlıurfa'ya
geçmek. Halilurrahman sofrası meşhurdur orada.
Sonra 64, 65... 81 plakaya kadar
dünyadaki misafirliğimi şehir şehir gezinerek sürdürme niyetim var.
Tabi bu benim evdeki hesap. Ne
derece çarşıya uyar bilmem.
Bu kadar şehir, her şehirde bir yol
oyalanmak da neyin nesi demeyin.
Dünya bir handır. Ben de bu
hanlardan geçen bir yolcuyum.
Daha doğrusu birer yıldan ibaret
zorunlu iskan misafirlik benimkisi. Misafirliğin bir, bilemedin üç gün olduğunu
da bilirim.
Böyle zorunlu yolculuğum, doğduğum
andan itibaren devam ediyor. Çünkü doğduğumuz andan itibaren ahirete yolculuk
yapıyoruz.
Bir nevi her durak bizim için
misafirliktir.
Ömrün sağlıklı, huzurlu ve
bereketli geçmesini temenni etsem de öncelikli olarak niyetim, halihazırdaki Türkiye’nin
en son plakası olan 81 olan Düzce'ye de misafir olmak.
Sonrasında da zaman zaman gündemde
olan il sayısının artmasını beklemek. Artan ve yeni il olacak her şehirde birer
yıl misafirlik yapmak. Temennim, bu ülkenin il sayısı 100'e çıksın. Ben de her
ilden böyle böyle haz alayım.
Tüm bu hazları da sağlıklı, huzurlu
ve mutlu bir ortamda alayım. Ele, ayağa düşmeyeyim. Kimseye muhtaç olmayayım istiyorum.
Öyle ya daha da ne isterim bu dünyadan.
61 yıldır kahrımı çeken bu dünya herhalde bir yüzü bana çok
görmez. Böyle böyle dört kişinin omzunda dünyadaki ömrümü tamamlayıp ahirete yollanmak
isterim. Allah ömrün de ölümün de hayırlısını versin hem bana hem herkese.
Dört kişi zor taşır demeyin. O taşıyacak dört kişi için de bir
iyilik düşünüyorum. Kilo almamaya, göbek oluşturmamaya çalışıyorum. Yediğimi eritiyorum.
Yürümem de bundan. O yüzden salıma yapışmaktan korkmayın.
Elhasıl kelam, bugün benim doğum günüm. Günü gününe yazdırdığını
söyleyen rahmetli babam, eğer yılı yılına yazdırmış ise bugün itibariyle 62’ye bastım.
Yaşayacağım bu yılın da önceki yıllar gibi sağlıklı geçmesini isterim.
Bu arada, doğum günüm dolayısıyla doğum günü mesajı gönderen
e devlete, Yapı Kredi Bankasına, Google’la, sendikama, sabahın erken saatinde işlerinden
vakit ayırıp mesaj gönderen ilk üç oğluma, oğullarının mesajını gördükten sonra
evde kuru kuruya doğum günümü kutlayan ve doğum günümde eve misafir çağıran eşime,
doğum günümü kutlamadığı halde doğum günüm dolayısıyla benden lokantada yemek bekleyen
küçük oğlum tekne kazıntısına, doğum gününde bisikletine bekçilik yaptıran arkadaşıma, son dakikada mesaj gönderen köyü gün dostu Kızılay'a, ayrıca bu günümde ek dersimi yatırarak beni sevindiren okul-MEM-banka üçlüsüne çok
teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız.
Burada Yapı Kredi’ye bir parantez açayım. Yatan ek ders mesajı gelince miktarı öğrenmek için İnternet bankacılığına girdim. Görülmeye değer bir manzara ile karşılaştım. Gözüm yine de ek ders miktarına idi. Ama göremedim. Sağ olsun Yapı Kredi bir sanal pasta yapmış. Üzerine de yaban bir mum. Altına da “Doğum günün kutlu olsun Ramazan” yazmamış mı? Bir de mumu söndürmek için mikrofona üfle yazıyor. O değilden üfledim. Sonra nasıl söndü bilmem. Hasılı sanaldan da olsa doğum günümü pasta ile kutladım. Sağ olsun, var olsun. Bu arada Ramazan derken kırk yıllık arkadaş gibi olduğumuz da gözümden kaçmadı.
Daha dur hükümet edenler yeni iller ilan ederek senin ömrü uzatırlar daha. Ayrıca bisiklet sahibini eve almamak gibi bir gayeniz olabilir mi?
YanıtlaSilHükümet edenlerin kendi bilir. Ama bugün ama yarın. Acelem yok. Beklerim. Ayrıca o bisiklet sahibini eve alsam, bu kadar şehri nasıl gezebilirim. Bir düşün.
YanıtlaSil