Biraz daha özele
inersem, girişin sağında bir müdür yardımcısı var. Onun hakkında ilk kanaatim
olumsuzdu. Böyle müdür yardımcılığı mı yapılır? Böyle yapacaksa bıraksın
şeklinde dert yandım. Çünkü ne konuşurken gördüm ne gülerken. Dert küpü gibi
bir görüntü vermişti bana. Bunu özellikle yazıyorum ki ilk intiba ve ön
yargının yanlışlığına dikkat çekmek için. Hatta zümreme dert yanmıştım. Zümrem,
o öyle değil, iyi biri dese de gel sen bunu bana anlat.
Bana abi diye hitap
eden bu müdür yardımcısını tanıdıkça şeker gibi olduğunu anladım. Anladıkça
zamana bırakmadan ilk yargımın ne kadar yanlış olduğunu anladım ve mahcup
oldum. Hoşsohbetti aynı zamanda. İşini yaparken doğru yapayım, yanlış
yapmayayım diye biraz stresli idi. Hepsi bu kadar. Branşı konusunda araştırıp
incelemiş. Ezber bozan fikirleri vardı. Tayinim çıktığında bir konuya girdi ki
dinlemekten kendimi alamadım. Mübarek, bir buçuk yıldır neredeydin, benim
tayinim çıkınca mı coştun böyle dedim. Allah yolunu açık etsin.
Meslekçi bir müdür
yardımcısı vardı üçüncü katta. Bir aşağıda, bir yukarıda odasında. Kah okul
dışında kah fırında. Atom karınca gibi. Hafta içi ve pazar günleri okulda.
Belki cumartesi de geliyordur. Hiç boş dururken görmedim. Okulu belki de açan
belki de kapatan idi. Sabah çaylarını belki de o demleyip hazır etti.
Geldiğimiz zaman çayımızı hazır bulduk. Pazar günü okula gelen DTP
öğrencilerinin çayını bile demledi. İki evli dense yeridir. Biri evi, diğeri de
okulu. Üzerine iki ayrı yüksek lisans yaptığını ve müstakil ev yaptırdığını
öğrenince pes doğrusu dedim ve temposuna hayran kaldım. Bu vücut bu sıkleti
çekiyor vesselam. Allah yolunu açık etsin.
En son katta bir
müdür yardımcısı daha var. Okula sonradan atandı. On parmağında on hüner dense
yeridir. Öğrenci işlerinden arta kalan zamanda kocaman bahçeyi sürdü. Üzerim
toz olur demedi. Bahçeyi ekti, dikti, yeşillendirdi, adam etti. Sigara
içmemesine rağmen teneffüs aralarında tiryakilerle muhabbeti esirgemedi. Bir
diğer hüneri okulun çi köftecisiydi. Kaç defa öğretmenlere çi köfte yoğurdu. Ne
de olsa Adıyamanlıydı. Buralı olup da çi köfte yoğurmayı bilmeyen olur muydu?
Anaları onları çi köfte yoğursun diye yaratmış sanki. Branşı felsefe idi ama
sair felsefecilere hiç benzemiyordu. Ben de içinizden biriyim der
gibiydi.
Yeter yoruldum
demedi. Öğretmenlerin dışında öğrencileri de kapsayacak şekilde tüm öğrencilere
çi köfte yoğurdu. Öğrenci ve öğretmen bu tür etkinlikle karnını doyurdukça onun
yorgunluğu gitti. Allah kendisinden razı olsun. Bunun da yolu açık olsun.
Giriş katta okulun
tek kadın müdür yardımcısı vardı. Telefonla ilk muhatap olduğum kişi idi. İlk
yarım dönemimde Diploma Telafi Programını deruhte etmesi hasebiyle kendisiyle
çokça muhatap oldum. Sınav zamanları ve pazar günleri o açtı, o kapattı. Çok konuşan
biri olmamasına rağmen dış kapı önünde zaman zaman lafladık. Dönemindeki DTP
öğrencileriyle kafası iyi tuttu. Öğrenciler okulu onunla sevdi. Mezun
öğrencileri zaman zaman ziyaretine gelmeye devam ediyor. Bir anne olarak
ilaveten müdür yardımcılığı yapmak zor olmasına rağmen idareciliği seviyor
gördüğüm kadarıyla. Allah yolunu açık etsin.
Yarım dönem eski tanıdığım müdürle çalıştım. İkinci dönemin başında geçirdiği beyin kanaması dolayısıyla uzun süre okula gelemedi. Geldikten sonra da bahçenin ağaçlarını sulama işine kendisini verdi. Kendisiyle fazla çalışamadık. Çünkü okulda 8 yılını doldurunca rotasyonla komşu okula gitti. Allah sağlık versin ve yolunu açık etsin. İyi insanlarla çalışmayı nasip etsin. (Devam edecek)
Yorumlar
Yorum Gönder