O değilden “Batan gemiyi önce fareler terk eder deyimi hakkında
başkası ne demiş diye sanal aleme baktım. X hesabındaki profilinde biri şöyle paylaşmış:
“Batan gemiyi önce fareler terk eder. Farelerin
korkaklığına vurgu yapan bir deyim.
Yanlış.
Fareler geminin sintinesine yakın yerlerde yaşar.
Gemi batarken ilk onların olduğu
yerler suyla dolar.
Yani korkaklıktan değil.
İlk fark ettikleri için.” Alp Sirman
Burada çarpıtmayalım, bu deyimler kastedilen bu değil diyebilirsiniz.
Tamam bu anlamda kullanılmasa da olur olmaz her yerde bu deyimi kullanmayalım. Kişi
doğru yolda iken bu uğurda mağdur oldu, başına tehlike geldi diye kaçmayalım. Ama
kırdığı yumurta kırkı geçmiş, her yeri kokutmuş, oturduğu koltuğa ben ustayım deyip
arkasından o kadar uyarana rağmen gemiyi kayalıklara toslatmaya götürüyorsa, bırakın
da bu tehlike anında bu tehlikeyi görenler söz dinlemeyen usta şoförü bir başına
bırakıp fareler gibi atlasın. Akıllıca hareket budur.
Anca beraber kanca beraber, biz bu yola beraber çıktık. Uğrunda
ölürüz demesin.
Bir yerde, birileri ustalığına güvenerek faydadan ziyade zarar
veriyorsa, laftan sözden anlamıyorsa, o kaptanı kendi düşene ağlanmaz deyip bir
başına bırakmaktır.
Basiret, feraset, öngörü ve sağduyu budur.
Unutmayalım ki gemiyi kayalıklara toslatmaya götüren kaptanın
en büyük destekçisi, tüm bu tehlikeye rağmen arkadan destek veren yolculardır.
Ortada bir suç, bir tehlike varsa ve bu telafisi mümkün olmayan
yaralar açıyorsa, bunun en büyük suç ortağı o kaptana destek veren yolculardır.
İyilik onu bir başına bırakmaktır. Akıl ve izan bunu gerektirir.
Hasılı “Batan gemiyi önce fareler terk eder” deyimini yerli
yerinde kullanalım. Fareleri her daim günah keçisi ilan etmeyelim.
Farelere söz söylenecekse, bir söz de zararı ayyuka çıkmışlara olsun. Adalet bunu gerektirir. Değilse, kimse yola çıktıklarını yolda değiştirmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder