Aynı bölgelerde
farklı farklı devletler kuran İslam dünyası 8-14.yüzyıllarda etkisini
sürdürmüş. Bu zaman dilimi içerisinde adeta medeniyetin zirvesini yaşamış.
Askeri güç onlarda, en geniş topraklar onlarda. Etkisi ve yetkisi de var diğer devletler
nazarında.
Yunan ve Roma
medeniyetine ait eserleri tercüme etmiş, onlara ilaveler yaparak Endülüs Emevi
devleti aracılığıyla Batı'da ortaya çıkan Rönesans’a katkı sunmuşlar.
Başta din eğitimi
olmak üzere eğitime önem vermişler.
Bugün bile adından
söz edilen ve bilime katkısı olan bilim insanı yetişmiş topraklarında.
Gittikleri yerlerde
cami, medrese, han, hamam, kervansaray, çeşme, imarethane yapmışlar.
Şehirlerinde tekke, zaviye ve türbeler dikkat çeker.
Kısaca Batı,
Ortaçağ'ı yaşarken İslam dünyası güç, imkan ve gelişmenin zirvesini yaşamış.
Günümüzde ise bir
İslam medeniyetinden söz etmek mümkün değil. Sadece geçmişe dair adı kalmıştır.
Nicedir ve bugün etkisiz elemandır ve dün Batı'nın yaşadığı Ortaçağ'ı
yaşamaktadır. Bünyesinde her alanda geri kalmışlığı barındırmaktadır.
Bir zamanlar İslam medeniyetinin
çok çok gerisinde kalan Batı medeniyeti ise İslam medeniyetini sollayıp
geçmiştir. Bilimde, teknolojide, üretimde ve her türlü gelişmede İslam
medeniyetine baskınlığı söz konusudur. Kültür ihracı yapmaktadır. Bugün
medeniyetinin zirvesini yaşıyor.
Batı medeniyeti, ilerlememiz
yeter. Yatalım artık dese, bu yatış yüzyıllar boyu devam etse, İslam dünyası
gecesini gündüzüne katarak çalışsa, Batı medeniyetini geçemediği gibi bugünkü
haline bile yaklaşamaz.
Hoş, İslam
dünyasının çalışmaya niyeti yoktur. Çünkü çalışmada gözü yoktur. Batı’yı yakalama
ve geçme derdi de yoktur. Belli etmek istemese de Batı medeniyeti karşısında
yenilmiştir. Yenilmenin ezikliğini yaşıyor.
Ezikliğini de Batı
medeniyetinin kökeninde zulüm, işkence, kan, gözyaşı, sömürü var. Biz bunları
yapmadık. Hep adalet dağıttık demek suretiyle geçiştiriyor.
Batı bugün ne
yapıyorsa bunu bizden aldı demek suretiyle kendimize pay çıkarıyoruz.
Hasılı ağlanacak
haldeyiz. Batı dünkü ağlanacak halini çabuk atlatmış ama bizim bu ezik ve geri
kalmış hali atlatacak ne gücümüz ne takatimiz ne imkanımız ne insan gücümüz ne de
plan ve programımız vardır.
Çünkü bu rahatına düşkünlük
bu birbirimizi çekememezlik bu slogan ve hamasetle yaşama bu günü kurtarma kafası
bu geçmişle övünme bu kısır tartışma bizde oldukça nicedir yattığımız kış uykusundan
uyanmamız mümkün değil. Çünkü hali pürmelalimiz kış uykusundan da öte tam bir komalık.
Komanın ise iyileşmesi ve yeniden ayağa kalması mümkün değil. Hep bakıma muhtaç
olarak yaşar. Bu da başkasına el avuç açmaktan başka bir şey değildir.
Hasılı dünyaya söyleyecek
bir sözümüz yok. Dünyaya verebilecek bir örnekliğimiz yok. Dünyanın bizden alacağı
bir şey yok.
*19.07.2024 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder