11 Haziran 2024 Salı

Hasetçileri Bekleyen Son

Haset, fesat ve çekememezlik ile yola çıkanlar, çıktıkları bu yolda başarılı olmaları zordur. 

Bu yol ile başarılı olmayacakları gibi gittikçe küçülürler. 

Sonra da yok olup gitmeleri yüksek ihtimal. 

Yok olup gitmeseler de haset ve fesadından dolayı hem sevimsiz hem itici olurlar. 

Kimi hasetçi sinsi olur. Hasedin belli etmez. Yüze güler. Arkadan iş çevirir. Kimi de alenen yapar bu işi.

Hasetçiler ortalığı bulandırıp ortamı gerseler de mide bulandırıcı etkisiz eleman olarak piyasada varlıklarını sürdürürler. 

Büyüklük kompleksi içinde oldukları için küçüldüklerinin farkında olamazlar. Hep yenilirler ve ezik yaşarlar. Çünkü hazım sorunu yaşarlar.

Yenilgiyi kabul etmezler. Her türlü mazeret, kılıf ve gerekçenin arkasına sığınırlar. İftira atmaktan ve algı oluşturmaktan kaçınmazlar. Ortalığı velveleye vermede üstlerine yoktur. 

Yenip alt edemedikleri rakiplerine güttükleri kin, yüzlerinden ve eylemlerinden okunur. Nefret söyleminden de uzak durmazlar. Ellerinde imkan ve güç olsa çekemediği rakibini yok etmekten geri kalmaz.

Bunlar kazara maratonun bir etabında nihai zafere etki etmeyen küçük bir başarı elde etseler, abartırlar da abartırlar.

Yenilikleri rakibini tebrik etmezler. Konuşmaları arasında rakibinden bahsederken ismine yer vermezler. Rakibin korunduğunu, kendilerinin haklarının yenildiğinden dem vururlar. Gerçek başarının kendilerininki olduğunu söylemekten geri durmazlar.

Böyleleri kendine bakacağı yerde kendini hep rakibine göre mevzi alır. Bir sonuç aldığı zaman ilk öğrenmek istediği rakibinin durumudur. Hemen o ne yapmış arayışına girer.

Rakibi varlık sebebidir onun. Rakibi mutlu olursa mutsuz, rakibi mutsuz olursa mutlu olur. Onun hiç onmasını istemez.

Bu sendrom içinde olanlara şu hikaye en güzel örnektir. "Öyle bir şey iste ki Allah sana bunu verecek. Yalnız falan haset ettiğine iki katını verecek.” denmiş. Adam elde edeceği şeye sevineceği yerde haset ettiğine verilecek olan iki kata kafayı takmış. Ne isteyebilirim ne isteyebilirim diye düşünmüş. Sonunda” Ya Rabbi, benim bir gözümü kör et” demiş. Öyle ya kendisinin bir gözü kör olunca rakip gördüğünün iki gözü kör olacak.

Hiç mantık ve akıl var mı bu istekte? İşte haset edenin durumu bu. Rakibinin mutsuzluğu üzerine böyle mutluluk kurmaya çalışmaktan başka bir şey değil.

Aslında zararı hep hasetçi çeker. Ateşin odunu yakarak yok ettiği gibi kendisi de yok olur. İnsanlara tek zararı mide bulandırmasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder