20 Haziran 2024 Perşembe

Huzur ve Sükûnetin Adresi, Fethi Sekin MTAL (2)

Benim 34 günlük yıllık izin 6 Şubat depremiyle uzadı. Hayatım boyunca yapmadığım kadar izin yapmış oldum. 

Okulun açıldığı ilk gün (20 Şubat) okula toplantıya gittim. Toplantı sonrası ders programını ilgili müdür yardımcısından aldım. Benden önce derse giren öğretmenin ders programını vermişlerdi bana. 

Programa göre tek perşembe günü dersim vardı okulda. Bir de pazar günü iki saatlik bir seçmeli ders için gidecektim. Diğerlerine uzaktan bağlanacaktım akşamları. 

Az dersen diğer öğretmenden ders alabiliriz dedi yardımcı. Kimseden ders almayayım. Dersini eksiltmeyeyim. Bu bana yeter dedim. 

Ders yüküm azdı ama üç tip öğrencinin dersine girdim. Bunlar: Örgün, MESEM ve Diploma Telafi Programı. 

Örgün, okula her gün gelen ve yüz yüze öğrenim gören mesleki ve teknik Anadolu lisesi (MTAL) öğrencileri. 

MESEM, eskinin çıraklık eğitim öğrencileri. Bunlar haftada bir gün gelip diğer günler bilişim, gıda ve muhasebe sektöründe çalışan öğrenciler. 

Diploma Telafi Programı (DTP) ise örgün eğitimin dışına çıkmış, değişik sektörlerde çalışan ve ustalık belgesine sahip öğrenciler. Bunlar pazar günü yüz yüze görüp diğer günler uzaktan bağlanan kişiler. Bu yol ile bir yıl okumak suretiyle Mesleki ve teknik Anadolu lisesi diplomasını elde ediyorlar. 

Emeklilik öncesi emeklilik yaşayacaktım 18 saatlik dersle. Çalışıyorum ama emekli gibiydi benim çalışmam. Rehberlik saatim, nöbetim hepsi aynı gün idi. Daha ne isterdim Allah'tan.

İlk perşembe gittim okula. 11 Gıdanın rehberliği, 9, 10 ve 11 MESEM'lerin ve 11 muhasebenin din kültürü derslerine girdim. 

Perşembe günleri ilk başlarda arabamla gittim. Giderken okulu bulmak için Navigasyon yardımıyla gittim okula. 

Bir defasında otobüse bindim. Kalabalıktı otobüs. Uzun saçlı bir erkek çocuğu yer verdi. Öğrenci de bizim okuldan dersine girmediğim bir öğrenci imiş. O kadar yolu bana yer verdiği için ayakta gitti okula. Mahcup oldum. Bir daha da otobüse binmedim ilk yarım dönem. Hep arabamla gittim. Dönüşte de benden sonra benim gibi soruşturma ile okulumuza gelen iki öğretmeni çarşıya kadar getirdim. 

Okulun uzaklığının yanında bir başka handikabı, sınıflarda etkileşimli tahtanın olmayışı idi. MESEM'lerde ders kitabı da yoktu. Bir diğer eksiklik MESEM sınıf mevcutlarının 60-70 mevcutlu oluşu idi. 

Bu kadar kalabalık sınıflarda sınıf hakimiyeti kurmak da zordu elbet. En kalabalık 9 ve 10 MESEM'lerde ilk başlarda sınıf hakimiyeti konusunda zorlanmadım desem yalan olur. 

Akıllı tahta olmadığı için ders notlarını cep telefonuma aktararak dersleri cep telefonu marifetiyle işledim.

Akşamları büyüklere uzaktan bağlandım. Uzaktan dersi güzelleştiren büyüklerin soru sorması idi. Pazar günleri de koşa koşa okula geldiler. Yüz yüze derslerimiz de dersin dışındaki sorularla daha bir güzel geçti. (Devam edecek)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder