Benim 34 günlük
yıllık izin 6 Şubat depremiyle uzadı. Hayatım boyunca yapmadığım kadar izin
yapmış oldum.
Programa göre tek
perşembe günü dersim vardı okulda. Bir de pazar günü iki saatlik bir seçmeli
ders için gidecektim. Diğerlerine uzaktan bağlanacaktım akşamları.
Az dersen diğer
öğretmenden ders alabiliriz dedi yardımcı. Kimseden ders almayayım. Dersini
eksiltmeyeyim. Bu bana yeter dedim.
Ders yüküm azdı ama
üç tip öğrencinin dersine girdim. Bunlar: Örgün, MESEM ve Diploma Telafi
Programı.
Örgün, okula her gün
gelen ve yüz yüze öğrenim gören mesleki ve teknik Anadolu lisesi (MTAL)
öğrencileri.
MESEM, eskinin
çıraklık eğitim öğrencileri. Bunlar haftada bir gün gelip diğer günler bilişim,
gıda ve muhasebe sektöründe çalışan öğrenciler.
Diploma Telafi
Programı (DTP) ise örgün eğitimin dışına çıkmış, değişik sektörlerde çalışan ve
ustalık belgesine sahip öğrenciler. Bunlar pazar günü yüz yüze görüp diğer
günler uzaktan bağlanan kişiler. Bu yol ile bir yıl okumak suretiyle Mesleki ve
teknik Anadolu lisesi diplomasını elde ediyorlar.
Emeklilik öncesi
emeklilik yaşayacaktım 18 saatlik dersle. Çalışıyorum ama emekli gibiydi benim
çalışmam. Rehberlik saatim, nöbetim hepsi aynı gün idi. Daha ne isterdim
Allah'tan.
İlk perşembe gittim
okula. 11 Gıdanın rehberliği, 9, 10 ve 11 MESEM'lerin ve 11 muhasebenin din
kültürü derslerine girdim.
Perşembe günleri ilk
başlarda arabamla gittim. Giderken okulu bulmak için Navigasyon yardımıyla
gittim okula.
Bir defasında
otobüse bindim. Kalabalıktı otobüs. Uzun saçlı bir erkek çocuğu yer verdi.
Öğrenci de bizim okuldan dersine girmediğim bir öğrenci imiş. O kadar yolu bana
yer verdiği için ayakta gitti okula. Mahcup oldum. Bir daha da otobüse binmedim
ilk yarım dönem. Hep arabamla gittim. Dönüşte de benden sonra benim gibi
soruşturma ile okulumuza gelen iki öğretmeni çarşıya kadar getirdim.
Okulun uzaklığının
yanında bir başka handikabı, sınıflarda etkileşimli tahtanın olmayışı idi.
MESEM'lerde ders kitabı da yoktu. Bir diğer eksiklik MESEM sınıf mevcutlarının
60-70 mevcutlu oluşu idi.
Bu kadar kalabalık
sınıflarda sınıf hakimiyeti kurmak da zordu elbet. En kalabalık 9 ve 10
MESEM'lerde ilk başlarda sınıf hakimiyeti konusunda zorlanmadım desem yalan
olur.
Akıllı tahta olmadığı için ders notlarını cep telefonuma aktararak dersleri cep telefonu marifetiyle işledim.
Akşamları büyüklere uzaktan bağlandım. Uzaktan dersi güzelleştiren büyüklerin soru sorması idi. Pazar günleri de koşa koşa okula geldiler. Yüz yüze derslerimiz de dersin dışındaki sorularla daha bir güzel geçti. (Devam edecek)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder