Görünen o ki bu toplum protesto ve boykot için yaratılmış.
Yatıyoruz, kalkıyoruz. Boykot diyoruz.
Boykot kolaylaştıran ve kitlelere
ulaştıran en büyük aparatımız ise sosyal medya platformu.
Oturduğumuz yerden bir tuşa basarak
boykot başlatabiliyor, firmaları hedef gösterebiliyoruz.
Kısaca boykot hayatımızın bir
parçası. Buna bir de sosyal medya mücahitliğini eklemek lazım.
Bir zamanlar Yahudi malı diye
Yahudi markalarının listesine yer veriyorduk. Son yıllarda ise buna Yahudi
mallarının satışını yapan, onların ürünlerinde indirim yapan zincir marketleri
de boykot listesine alır olduk.
Bir ara BİM marketleri boykot
ettik. Şimdi de boy boy resimlerle "Bir alana bir bedava" kampanyası
düzenleyen A 101 marketleri boykot listesine aldık.
Bununla da yetinmedik. Falan firma
çalışanlarını cumaya göndermedi. Şu firma yolda namaz molası vermedi. Bu firma
Yahudi ürünlerine sessiz kaldı deyip marka ismi vererek boykot yaptık.
İşin garibi bugüne kadar kaç yıl
olduğunu unuttum kaç ürünü kaç firmayı boykot ettiğimizi de. O günden bugüne ne
boykot ettiğimiz ürünlerde bir iflas var ne zarar ne de zincir marketlerde bir
geri adım. Marka ürünler de tereklerde, zincir marketler de faaliyette.
Gördüğümüz gibi bugüne kadar ne
kadar boykot uygulamışsak hiçbirinde başarılı olamamışız.
İşin garibi, Yahudi ürünlerini boykot ediyoruz. Bu ürünlerin
satışını yapan firmaları da. İyi de bu ürünlerin bu ülkede üretilmesine, bu ülkede
faaliyet göstermesine ve satışına izin verenlere niye hiç sözümüz yok. Öyle ya elinde
güç ve imkan olan birileri, bu Yahudi ürünlerine izin vermezse, tüm ürünlerimiz
yerli olsa boykota gerek kalır mı hiç?
Bir şeyde başarı yoksa sonuç alınamıyorsa ne diye aynı eylemleri
yapar dururuz. İnanın anlamış değilim. Attığımız her taş bir kurbağaya değse, inanın
gam yemeyeceğim. Bence işin kolaycılığına kaçıyoruz.
O zaman boykota ayıracağımız zamanı başka şeylere vermemiz lazım
gerektiğini düşünüyorum. Mesela kötü komşu mal sahibi yapar atasözünü her birimiz,
özellikle protesto ve boykotta öncü rol oynayanlar kendilerine ev ödevi edinse,
bismillah deyip Yahudi ürünleriyle hem kalite hem fiyat yönünden yarışacak ürünler
imal edip piyasaya sürsek, yerlisi varken kim gider de Yahudi ürününü alır?
Bunun için akıl, zeka, yetişmiş kadro ve sermaye mi gerek? Akıl
da zeka da yetişmiş kadro da var bu ülkede. İstenirse sermaye de bulunur. Son model
arabalarımızı satsak, 4+1 evlerde ve villalarda oturmasak, üç kuruş paramızın üstüne
dört kuruş borç bularak yeni bir ev almasak, cebimizdeki dövizleri bozdursak, altın
hesabımızı ortaya koysak, ortaya ganimet gibi sermaye çıkar. Bu sermaye ile üretmediğimiz
ürün ve marka kalmaz.
Bunun için bir araya gelip plan yapmamız ve rahatımızdan ödün
vermemiz, bir seferberlik başlatmamız gerek. Aynı şekilde çalışıp kafa yormak için
sosyal medya mücahitliğini de bırakmamız lazım. Günübirlik yaşamayı ve küçük düşünmeyi
bırakıp büyük düşünmemiz lazım.
Üretelim her bir ürünün emsalini, tereklerde Yahudi malı ile
yerli ürünümüz yan yana olsun. Kaç kişi gider de Yahudi malını alır. Biz yeter ki
kaliteyi tutturalım.
Hasılı Yahudi mallarını boykota verdiğimiz ömrümüzü üretmeye verelim. Bunun için büyük düşünmek gerek. Var mıyız büyük olmaya yoksa küçük kalalım iyi, biz boykot etmeden yaşayamayız mı diyoruz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder