Ömür dediğimiz bir beklenti, umut ve hayal kırıklığı ile
geçiyor dense yeridir.
Küçüksün. Birçok şeyleri yapmaya gücün yoktur. Tüm yapamadıklarını
yapmak için ah bir büyüsem dersin.
Büyüyünce keşke büyümeseydim dersin. Çünkü büyüdükçe hayatın tüm
yükleri ve sorumluluğu biniyor üstüne. Sorumluluk arttıkça hayatın bir anlamı
kalmıyor ve hep çocukluğunun özlemini çekersin.
Evliliğe büyük umut bağlarız. Nikahta keramet var. Evlilikte şöyle
bir hayatım olacak, böyle mutlu olacağım dersin. Adeta tüm dertlerimiz bitecek.
Evlenirsin. Evlilik umduğun gibi çıkar ve beklentilerine cevap verirse,
keyfine diyecek yoktur. Tüm mutluluklar senindir. Ya beklediğin gibi çıkmazsa.
İşte o zaman hayal kırıklığı yaşarsın.
Bu aşamadan sonra kendinize ve eşinize hayatı zehir ederek evliliği
devam ettirirsin. Bu durumda ömrün bu dertle geçecek. Ayrılma yoluna gidersen, umulan
mutluluk yakalanabilecek mi? Eskiyle bağını koparabilecek misin? Hele bir de
çocuk varsa.
Bir takımı tutuyorsun. Yıllardır her yolu deneyip şampiyon
olamıyor. Dünyanın parasını verip dünyaca ünlü bir hoca getirip takımı emanet
ediyorsun. Hocaya çok güveniyorsun. Çünkü gittiği her takımı şampiyon yapmış,
birçok kupayı çalıştırdığı takımların müzesine götürmüş. Kurtuluşunuz bu hoca
artık.
Hoca, beklentiye cevap verirse ne âlâ. Zevkten dört köşe olunur. Ya
işler beklendiği gibi gitmezse, ortaya büyük bir hayal kırıklığı çıkar. Çünkü o
kadar ünlü hoca da derdinize çare olamamıştır. Saçtığın büyük para da cabası.
Ülkenin sıkıntısı çoktur. Ah biri gelse de bizi bu dertlerden kurtarsa.
İşte şu bizi kurtarır dersin. Desteğini verirsin. O gelen biri beklentilerine cevap
verirse tüm dertlerin gider. Ama ya beklediğin gibi çıkmazsa. İşte o zaman yaşanacak
olan bir hayal kırıklığıdır.
Çocuğunuz vardır. En iyi okul en iyi hoca en iyi muhit arayışına girersin.
Çocuğunun iyi bir şekilde yetişmesi için saçını süpürge edersin. Çocuğun başarırsa
o okul o hoca o muhit bir numaradır. Tersi çıkarsa yine hayal kırıklığı yaşarsın.
Örnekleri çoğaltabilirim. Bence fazlasına gerek yok. Tüm bu örneklerden
ortaya şu çıkıyor ki yaşadığımız hayat hep bir beklenti bir umut bir mutluluk bir
kurtuluş ve hayal kırıklığından ibarettir.
Hayal kırıklığı yaşamamak için hiçbir şeyde fazla beklentiye girmemek,
çok umut bağlamamak, azla ve mevcutla yetinmeyi bilmek, azla mutlu olmak, olana
rıza göstermek ve kimseyi, hiçbir şeyi kurtarıcı olarak görmemektir. Çünkü ne kadar
beklenti o kadar hayal kırıklığıdır. Ne kadar umut o kadar hayal kırıklığıdır. Ne
kadar mutluluk o kadar hüsrandır. Ne kadar kurtarıcı peşinde koşmak insanı o kadar
yorar, bitap düşürür ve gittikçe insanlara güveni yok eder.
Kısaca, ne kadar az beklenti o kadar çok mutluluktur. Ne kadar az umut
bağlamak, insana az hayal kırıklığı yaşatır. Kimseyi kurtarıcı olarak görmemektir.
Çünkü kimse de sihirli değnek yoktur. Ayrıca her kurtarıcı önce kendisini ihya eder
ve kendisini kurtarır. Kendisi beş kazanmadan sana zırnık koklatmaz.
Hasılı beklentisi olmamak, çok şeye ve her şeye umut bağlamamak, kimseyi
kurtarıcı görmemek, insanın kurtuluşudur. Özellikle kurtarıcılardan kurtulmak, onlarda
bir hikmet aramamak, bizi bu kurtaracak beklentisine girmemek, en büyük mutluluktur.
Bu mutluluk ise yaşanacak hayal kırıklığından iyidir.
Belki de bunların da ötesinde hayatın her alanında, kişilere bağlı olmadan, işleyen bir sisteme sahip olmak, mutluluk ve huzurun yegane kaynağıdır. İşleyen bir sistem yoksa her şeyin sonu hüsrandır vesselam.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder