İdareciler dışında
okulun tek tarih öğretmeni hocamla ilk defa okulun mescidinde karşılaştım. O da
benim gibi soruşturma ile gelmiş bu okula. Haklı olduğu bir konuda mahkemeyi de
aşındırıp hak arama yoluna gitmemiş. Velinin şikayetini de aracı vasıtasıyla velinin
istediği köpek mamasını alarak kapattı.
İçine kapanık,
konuşmayan biri. Yüzünün güldüğü de pek vaki değil. Zaman zaman espri yapmaya
kalktığında da ciddiyetinden hiç ödün vermedi. Sanırım bütün dertlerini içine
atmış olmalı. Küçük oğluyla ilgili muhabbeti güldüren cinsten. Konuşturmak için
çok takıldım kendisine. Üzerinden espriler yaptım. Sağ olsun, yapma etme
demedi. Üzerine de salı günleri evimin yakınına kadar beni getirdi. Konuşma
yerine susmayı ve dinlemeyi seçti hep. Öyle zannediyorum, söz gümüş ise sükut
altındır sözünü prensip edinmiş olmalı. Ne kadar altın biriktirdi, bir Allah
bilir. Belli ki konuşmak için değil, sükut için yaratılmış. Zarar gelmez
kendisinden. Allah yolunu açık etsin.
Cumadan cumaya
haftada bir görüştüğüm bir fizik öğretmeni vardı. Öğretmenler kurulunda
disiplin kuruluna en çok oy alarak seçildiği zaman okulun en kıdemli öğretmeni
sanmıştım. Meğer benden iki, üç ay önce gelmiş bu okula. O da soruşturma sonucu
yeri değiştirilenlerden. Çok sosyal değilim dese de herkesle diyaloğu olan ve
muhabbet eden biri. Evi Konya'nın bir ucunda, okulu ise öbür ucunda. O kadar
yolu teperek geldi iki sene boyunca. Dönüşte de beni taşıdı sağ olsun. Üç okulu
dolaştı bir yıl boyunca. Okula geldiği cuma günlerinde okulun her bir yerine
üzüm asması dikti. Asmaların çoğu da tuttu. Benimle beraber tayini çıktı ama
ardında dikili ağacı olacak. Üzümleri yiyen ardından dua edecek. Allah yolunu
açık etsin. Yeni okulunda mutlu yıllar dilerim.
Okula bu sene
gelenlerden. Sahilin sıcaklığı var kendisinde. Branşı da kuyumculuk. Ne kadar
altını var bilmem ama çok cömert. Yemeyi değil, ikramı sevenlerden. Her okula
gelişinde el emeği, göz nuru yiyeceklerini getirip masaya koydu. Herkese ikram
etti. Öğretmenler odasına gelmeyenlerin odasına kadar götürdü ikramın. Hocam,
buyur dedikçe aldım. Enfes olmasına rağmen biraz bayat gibi geldi bana dedim.
Hepsine de ne bayatı hocam. Daha sabah yaptım dedi. Memleketi Antalya'ya
gidemediği için Konya'yı mesken tutanlardan. Umarım her şey gönlüne göre olur.
Yolu açık olsun.
Bir başka muhabbet
ehli de matematikçi idi. Sayısal zekalar hep rakamla uğraştıkları için pek
espri yapmazlar ama bu matematikçi espri de yaptı, espriden de anladı. Herkesin
yardımına koştu. Yemeyi sevmeyenlerden olsa da yedirmeyi sevenlerden idi. Etli
ekmek yaptırmış bir gün tüm öğretmenlere. Öğretmen odasına girmeyen
öğretmenleri de tek tek arayıp buldu ve ikramına davet etti. Otobüs terminaline
kadar gideyim diye 33 plakalı aracına bindim bir gün. Evime kadar getirdi sağ
olsun. Kalabalık MESEM sınıflarına girdi. Kalabalıktan dert yandığı bir gün,
MESEM'lere derse girenler direk cennetlik dediğimde, inşallah demişti. İzzeti
ikramı, güler yüzü hiç eksik olmadı. Allah yolunu açık etsin.
Okulun bel kemiği ve
etkinliklerin vazgeçilmezleri idi Edebiyatçılar. Biri Uşşaklı, diğeri Bozkırlı.
Uşşak'ın insanıyla, Bozkır'ın insanı muhteşem bir ikili olmuşlar. Özene, bezene
hazırladılar öğrencileri. Ortaya güzel bir sunum ve gösteri sundular. Etkinliklere
hazırlanmak için zaman zaman derslerimi almaları hoşuma gitmedi değil.
Hiç üşendiklerini
görmedim. Az kahvesini içmedim Uşşaklının. En son ayrılacağım gün de elinden
son kahvesini içtim. Kaç kahvesini içtim hatırlamıyorum ama bir kahvenin kırk
yıl hatırı olduğuna göre yaşadığım müddetçe hatırını sayacağım. Allah yolunu
açık etsin.
Nöbetlerini nizami
tuttu Bozkırlı olan. Az sigara içen yakalamadı. Affı da yoktu hiç. Benim
görmediğimi gördü. Yenmiş, içilmiş bardak ve tabakları görünce hiç üşenmeyip
tek tek yıkadı. Olmadı, Adıyamanlı müdür yardımcısına nazire yaparcasına çi
köfte yoğurdu. Onca iş ve telaşenin arasında güler yüzünü hiç eksik etmedi.
Muhabbete de katıldı. Allah yolunu açık etsin. (Devam edecek)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder