Ana içeriğe atla

Huzur ve Sükûnetin Adresi, Fethi Sekin MTAL (7)

Çok ciddi duruşu vardı ilk zamanlar. Sessiz sedasız oturur gördüm hep. Soru sorarsam yanarım diye düşünmedim değil. Bilişim meslekçisi olunca zaman zaman yazıcı ve bilgisayar çıktısı için yardım istedim. Anlayacağım şekilde gösterdi sağ olsun ve kızmadı hiç. Rehberlik yıllık planını çıkarırken programı yapan kişinin isminin olduğu yeri programdan nasıl kaldırdı. Hala çözemedim. İyi usta işin püf noktasını göstermez dedikleri bu olsa gerek. Şen şakrak biri olduğunu zamanla anladım. İnce ince esprilerine muhatap oldum. Yolu açık olsun. 

Okulun tek rehber öğretmeni. Simav'dan gelmiş okulumuza ilk atama olarak. Tayin isteme hakkı olmasına rağmen tayin istemeyip okulda kaldı. Okulumu seviyorum diyenlerden. Öğrencilere rehberlik yaptığı gibi disiplin yönünden de bir idareciyi aratmaz. Okulun dışında zula yerde sigara içen öğrencileri arabasının önüne katarak okulun bahçesine kadar getirdi bir gün. Sınıf kontrollerinde öğrencileri tek tek kontrol eder. Affı da yoktur. 19 Mayıs etkinliğinin öncülerinden. Öğrencileri bayrama hazırladı. 20 Mayıs günü tüm öğrencileri organize ederek günü piknik ve etkinlik havası içerisinde geçirdi. Gönüllülük esasına bağlı olarak öğretmenlerden katkı almak suretiyle tüm öğrencilere dondurma ikramı yaptı. Büyükle büyük, küçükle küçük. Öğretmenlerle özellikle kadın öğretmenlerle sıkı fıkı. Öğrenci görüşmeleri dışında öğretmenler odasına gelip muhabbete katılmayı bildi. Şen şakrak, ne yaptığını bilen biri. Yolu açık olsun. 

Okulun bilişim şefi. Öğretmenler odasının bilgisayar, yazıcı arızalarında, yazıcının toneri bittiğinde bir telefonla sessiz sedasız yanınıza geliverir hemen. Girdiği dersin dışında, fırından çıkan ekmekleri arabasıyla taşır. Okulun çay ve okul kültürüne katkı parasını toplar. Düğün ve taziyelere hediye ayarlar. Okul etkinlikleri için gönüllü katılanların kişi başına düşen miktarı çıkarır. Hal hatır ve gönül almayı bilir. Hiçbir şeye hayır diyemeyenlerden. Ekmeğini alsan sesini çıkarmayacak biri. Allah yolunu açık etsin. 

Okulun ilk gününde yanına oturarak tanıştığım ilk kişi beden eğitimi öğretmeni. Ankaralı olduğunu son hafta öğrendim. Konya'yı mesken edinmiş. İnsan o kadar mı sessiz, sakin, beyefendi ve saygın olur. Hepsini üzerinde toplamış. Böyle sakin durduğuma bakmayın beni çalıştırdığım takımlarda görün der gibi bir hali var. Bu da altın biriktirenlerden. Allah yolunu açık etsin. 

Bu sene geldi okulun gıda öğretmenleri. Hal, hareket ve duruşlarından görmüş geçirmiş Anadolu insanı olduğu yüzlerinden okunuyor. Her ikisi de sessiz sedasız konuşulanları dinleyenlerden. Okulun fırınıyla hemhal oldular. Fazla konuşmayarak biz laf değil, iş üretiriz der gibiydiler. Öğretmenler odasına teşehhüt miktarı geldiklerinde hal hatır bildiler. Bilgili, görgülü, olgun ve hoşgörülü bir profil çizdiler. Ortak sınavlarda fırından kalkıp gelip sınav evrakını almaya geldiklerini görünce sorumluluklarına şapka çıkarmaktan başka bir şey yapamadım. Allah yollarını açık etsin. 

Okulun muhasebe bölüm şefi idi. Evden çeker gelirdi okula. İzzet ve ikramına hiç esirgemeyenlerdendi. Bugün şunu yapacağım derdi sabahtan. Bilgisayarı hiç boş bırakmadı. Hem yazdı hem çizdi hem form doldurdu hem de muhabbete eşlik etti. Esprilere karşılık verdi, espri de yaptı. Yolu açık olsun. 

Okulun diğer kuyumcu öğretmenini de öğretmenler odasında nadiren gördüm. Ne kadar altını var bilmem. Bildiğim, fazla konuşmayıp dinleyenlerden. Geldiği zaman masada işlerini hallederken hal hatır sormayı, selam verip almayı ve güler yüzünü eksik etmedi. Yolu açık olsun. 

Okulun tek İngilizce öğretmeni. İmtihanı büyük olanlardan. Eşini kaybetti genç yaşta. Girdiği sınıflarda tüm tahtanın İngilizce kelimelerle dolduğunu, üşenmeyip hepsini tek tek yazdığını görürsün. Öğretmenler odasında pek durmayıp teneffüsleri dışarıda geçirenlerden. Yolu ve bahtı açık olsun. 

Okulun kimya öğretmeni de yeni gelenlerden. Atanmadan önce özel sektörde epey çalışmış. Ağzı laf yapan, sosyal biri. Stajyerliğinin kaldırılışıyla tatlısını yedik. Kesesine bereket. Ders günümüz çakışmasa da iz bırakanlardan oldu. Yolu açık olsun. (Devam edecek) 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde