Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Yaşa da Göreyim!

Kiralık ev bulunmuyor Bulunsa da yanına varılmıyor Oturuyorsan kaç katı isteniyor Bu durumda kirada otur da göreyim.  Kiralar kazanç kapısı oldu Bir kira asgari ücreti geçti Bu devirde evi olmayanlar  Kirada otursun da göreyim.  Yüksek kiraya % 25 sınır getirilmiş Ev sahipleri bu oranı geçemezmiş Bu kurala uymaya kalkacak olursan Ev sahibiyle papaz olma da göreyim.  Çocuğu gelir ev sahibinin Avrupa'dan Çocuğunu evlendirmeye kalkar kısa yoldan Ya kendi oturmaya kalkar ya da çıkarır satışa Bu durumda bu evde otur da göreyim.  Emekli maaşın 7.500 ise Ek gelirin de yoksa Evin de kira ise Bir ev kirala da göreyim Hasılı kiralık evde oturuyorsan  Gelirin bir yirmiyi geçmiyorsa Bu zamlar artmaya devam ettikçe Ağız tadıyla yaşa da göreyim. Yüce! Şiir yazdım diye sevinme Ben de oldum bir şair deme Dünya kuruldu kurulalı Böyle şiir ne gördü ne de okudu. 

Sen misin Ayağımı Yerden Kessin Diyen? (2)

2005 yılında ilk göz ağrım olan 88 model 131 Şahin yok pahasına sattıktan sonra bir arkadaşım, pazarlamacı değilsen, zamanla yarışmıyorsan, araba alma. Gideceğin yere taksi çağır, daha ucuza gelir demesine rağmen 2011 yılında 2000 model Nissan Primera markalı ikinci bir araç aldım. O günden bugüne 12 yıl geçmiş. Bu araba eskidi, yeni model al denmesine rağmen aynı arabaya binmeye devam ediyorum. Zaten fazla arabaya binen biri değilim. Bu zaman zarfında bu arabaya üç oğlan bindi. Ben de ara ara. Toplamda 15-20 bin km yapmışızdır. Arabaya fazla binmesem de bunun yerine toplu taşıma ve yürümeyi tercih etmeme rağmen araba evin önünde hep hazır durdu. Yıllık bakımlarını yaptırdım. Yağını, suyunu değiştirdim. Her sanayiye gidişimde bir çuval para verdim. İlk aldığımda yazlık ve kışlık lastiklerini yenilemiştim. Her sene yazlık ve kışlık değiştirip yaz ve kış şartlarına hazır hale getirdim. İki sene önce dört mevsim lastik aldım. Yıllık MTV’yi hiç sektirmeden ödedim. İki yılda bir v

Rahatsız Olan Öteye Gitsin

Yanlış anlamazsan bir şey soracağım. Lütfen.  Yıkanmaz mısın hiç? Zamanı gelince yıkanırım.  Zaman derken?  Duruma göre bazen günde bazen günaşırı. İyi de kokuyorsun. Rahatsız edecek şekilde hem de Ne yapabilirim ki? Daha fazla yıkanmalısın.  Yıkan demek kolay.  Niye ki ben çok severim yıkanmayı.  Ben de severim ama şu aşamadan sonra yıkanmak bedel ister. Zira lüks oldu artık.  Anlamadım.  Şu faturaya bak. Ne demek istediğimi anlarsın. Tamıtamına 461,5 lira. Bu da üç kişilik bir aileye gelen. Kalabalık aile ne yapacak bu durumda? Çok gelmiş. Ne düşünüyorsun bundan sonra? Daha az yıkanmayı. Süresi gelmeden yıkanmamayı. Mesela?  Haftada bir yıkanmak gibi.  Bu sıcaklarda kokarsın. Kokundan yanına varılmaz. Kokmakla kalmaz, kaşınır durursun.  Seni kokudan rahatsız oluyor diye ocağıma kendi ellerimle incir diktiremem. İyi de nasıl bir araya gelip çay içebileceğiz? Kolayı var. Çayları karşı masalarda içeriz. Yani mesafeli otururuz, olur biter. Böylece kokumdan rahatsız olmazsın. Hem uzak mes

Hayırsız Evladın Özellikleri

Ailenin, kız çocuklarının ardından gelen, sevgisini fazlasıyla gösterdiği özel evladıdır. Sonsuz krediye sahiptir.  Ailenin hatta sülalenin yüzlü çocuğudur. Bunun için saçlar süpürge edilir. Var yok bu çocuğun önüne serilir. Bir dediği iki edilmez. Bu çocuğun yetişmesi için ellerinden gelen arda konmaz. Çocuk için doğru dürüst kural konmaz.  Yanlış ve hataları görülmez. Kırdığı yumurtalara sonsuz tolerans gösterilir.   Çocuk da kendisine olan aşırı sevginin ve verilen kredinin farkındadır. Bu sevgiyi karşılıksız bırakmaz.  Gününü gün eder. Her türlü maceraya atılır. Ailem bir şey der mi demez. Çünkü o ne yaparsa, en iyisini yapar, her şey ona yakışır. Zira var mı o evlat gibisi. Üstelik anlamadığı yok. Her şeyden de anlar. En azından bildiğini ve anladığını söyler durur. Para harcamada üstüne yoktur. Nasılsa arkasında dağ gibi ailesi var.  Harcamada hesap kitap tutmaz ve bilmez. Harcadığından dolayı kimse ona hesap sormaz, parayı nereye harcadın demez. O da mirasyedi

Sen misin Ayağımı Yerden Kessin Diyen? (1)

Fakültede öğrenci iken evlenmiştim. Okulu üç çocuğumla bitirdim. Dört ay vekaleten görev yaptıktan sonra görev yapmak üzere diyar diyar dolaştım. Uzun süre yerleşik hayatım olmadığı için adeta göçebe gibiydim. Kışları görev yerimde yazları "Gel, ne olursan ol, yine gel" denen memlekette geçirdim. Arabam olmadığı için gidip döneceğim yerlere hep otobüslerle gittim. Enflasyonu bol bir dönem olan 90'lı yıllarda otobüs fiyatları da şimdiki gibi katmerli idi. Çocuklar küçükken onlara bilet almazdım. Beş kişi iki koltukta idik. İkisi kucağımızda, biri ortamızda. Uyuyanı koltuğun altına yatırırdık. Uzun yolculukları bu şekil sıkış mıkış geçirirdik. Bununla kalsa iyi. Bir de garaja giderken, garaja indikten sonra eve gitmek için elimizde valizler, dolmuşlara binerdik. Zaman zaman da arabası olan eş dost bizi garajlara kadar götürür, garajdan alırdı.  Arabasızlık zordu vesselam. Hem rahat yolculuk yapmak için hem de eşe dosta yük olmamak için eski meski, modelli modeli, ay

Baldan Tatlı Sirkenin Şimşek Hızıyla Alınması

Yıl 2005-2006 öğretim yılı. İngilizce öğretmenim yanıma geldi. "Hocam MEB’in bastırdığı ders kitabı iyi değil. Yayınevi, 130 lira olan bu kitabı bizim okula özel; tüm öğrenciler aldığı takdirde 90 liraya verecek. Ne dersin, aldıralım mı?" dedi. Hocam illa bu kitap olacaksa bak elinde bir kitap var. Öğrencilere fotokopi yap, ver dedimse de kitabın dışarıdan geldiğini, fotokopi ile çoğaltmanın yasak olduğunu söyledi. Hangi kitapçılarda satıldığını sordum. "Hocam tek kitapçıda satılıyor, falan yayınevi dedi. Ben bir görüşeyim dedim ayrıldım. Çocuğum da 9. sınıf öğrencisi. Ondan da aynı kitabı istemiş öğretmeni. Bir öğretmen kendi çocuğu için aynı kitapçıdan   60 liraya almış aynı kitabı.  Girdim kitapçıya. Fiyatına 125 lira dedi. Ardımdan giren birisine 130 TL dendi. Kitapçı az tenhalaşınca bir arkadaş 60'a almış sizden. Bana da bu fiyata verin dedim. "Olmaz" dediler. Az sonra hangi okulda çalıştığımı sordular. ... Anadolu Lisesinde dedim. "O okuldaki

TDK Türkçeyle Oynuyor

NTV'de yer alan habere göre TDK 12. baskıyla birlikte pek çok sözcüğün yazımını değiştirdi. İşte o sözcüklerin bazılarının yeni halleri:               Eski   /Yeni Doğubeyazıt / Doğubayazıt  Horon vurmak / Horon tepmek Çiğ börek  / çi börek  Yeşilzeytin  / yeşil zeytin Unvan / Ünvan  Marmara Ereğlisi / Marmaraereğlisi Sultan efendi / Sultanefendi Yakan top / yakantop Kümeden düşmek / küme düşmek  Pilili / Pileli  Kayyum / kayyım Yeşilsoğan / Yeşil soğan Yeşilbiber / yeşil biber  Hasıraltı / hasır altı  Akça armudu / akçaarmut Boy bos  / boy pos Bazı sözcükleri özellikle birleşik kelimelerdeki bu güncelleme haberini okuyunca pes, Türkçeyi koruma ve geliştirme görevi olan bu TDK ne yapmaya çalışıyor dedim. Gören de Türkçe yeni bir dil, TDK de bu dili yeni öğretmeye ve yerleştirmeye çalışıyor sanır. Tamam, yanlış kullanılan kelimeleri değiştirsin. Ama örneklerde görüldüğü üzere kah birleştirmiş kah ayırmış. Buna niye gerek duydu, anlaşılır gibi de