Önce İsrail ile
ticaret yok dendi. Nice sonra ihraç edilen bazı ürünlere kısıtlama getirildiği
açıklandı. Şimdi de tüm ürünleri kapsayacak şekilde durdurma kararı verildi. Bu
konuda ne dersin?
Ne diyeyim, hayırlı
olsun.
Pek sevinmemişe
benzemiyorsun.
Ne yapayım? Kalkıp
oynayayım mı?
Oynama. Ama iyi oldu
falan de.
Bir şey deme yerine
sana fıkra gibi bir anekdot anlatayım. Anekdota göre iyi mi oldu, kötü mü oldu?
Bunun değerlendirmesini yaparsın.
Dinliyorum.
Eyüp ile Mehmet, dayıoğlu
ve halaoğlu. Birbirlerini pek sever pek sayar bu akran kuzenler. Yedikleri, içtikleri
ayrı gitmez bu ikilinin.
Bir gün birlikte
beldenin dışına çıkarlar. Bunları burada -daha doğrusu halaoğlu Mehmet’i-
bekleyen bir tehlike vardır. Çünkü karşı beldenin gençleriyle Mehmet’in
arasında daha önceden kalan paylaşılacak bir kozları var.
Beldenin gençleri,
Mehmet’i yaka-paça yere indirir. Tekme, tokat bir güzel döverler. Ardından çekip
giderler. Halaoğlu Mehmet, kafa-göz ve kan bere içerisinde yerde yatarken tüm
bu kavgayı kenarda seyreden ve hiç kılını kıpırdatmayan Dayıoğlu Eyüp, durun be!
Bu yaptığınız mertliğe sığar mı bile dememiş.
Etrafta kavgacılardan
kimse kalmayınca, meydan Eyüp’e kalır, iş başı yapar ve duruma el koyar. Yerde yatan
halaoğlunu yerden kaldırmak üzere harekete geçer. Aynı zamanda mübarek ağzından
şu cümleler dökülür: “—Halamın oğlu Mehmet! Sana bir daha vursalardı, başlayacaktım”
demiş.
Eksik olmasın! Böyle akrabalığı
kim yapar değil mi? Sen de sırtını dayayabileceğin böyle bir akraban olsun istemez
misin?
Doğrusunu istersen
böyle bir akrabam olsun istemem. Baksana kılını kıpırdatmamış.
Belki de çok şey yapmak
istedi ama üzüntüsünden bir şey yapamamıştır.
Neyse geçelim bunu.
Yalnız bu anekdotun İsrail ile 9,5 milyar dolarlık ticaret hacminin durdurulmasıyla
alakasını kuramadım.
Desene boşuna anlattım
bu anekdotu. Laf aramızda ben de bağlantı kuramadım. Bu arada İsrail-Gazze tek taraflı
savaş ne zaman başlamıştı?
7 Ekimde.
O zamandan bu zamana
kaç kişi ölmüş?
Sanırım 30 binden
fazla. Bir 50 bin de yaralı var. Sağ kalanların da başlarını sokacak evleri yok.
Çünkü taş üstünde taş bırakmadı İsrail.
Niçin sordun?
Hiç, öylesine.
Dayıoğlu Emmoğlu Halaoğlu Teyzeoğlu derken kimi kastettiniz?
YanıtlaSilBaşınıza gelenlere karışmam.
Fıkra, kıssa veya anekdot kıssadan hisse alınsın diyedir. Kişilerin kastedilmesine bakmamak gerek. Kişilerle işim olmaz.
YanıtlaSil