Neyse biz gelelim
okulun işine. Zira iş bizi bekliyor. Umduğumuz dağlara karlar yağsa da iş bizi
bekliyor ve tek seçenek de bunlar değildi.
Mahallenin
bakkalıyla birlikte çıktık yola. Meramımızı anlatacaktık her yere. Ben makam,
mevki dinlemem. Her yere girer, isterim dedi. Olmaz öyle dedim ise de çıkmıştık
yola. Gide gide Valiliğe girdik. Eğitim işlerinden sorumlu valinin kapısının
önüne geldik. Ben şu okulun okul aile birliği başkanıyım. Vali yardımcısıyla
görüşeceğim dedi. İçeri alındık.
Vali yardımcısına
okulu öyle anlattı ki ben bile okulu sayesinde tanıdım. Rüzgar pencerelerden
vuruyor, sesi içeriye giriyor, yağmış içeri akıyor. Pencere deliklerine poşet
sokuyoruz dedi.
Çıkışta yapmayaydın
böyle. Bu kadar da değil dedim. Ben ne yaptığımı biliyorum. Abartmadan bu işler
olmaz dedi.
Biz daha Valilikten
çıkmadan ilçe milli eğitim müdürüyle yüz yüze geldim. Kendisini okul aile
birliği başkanı ilan eden yardımcım gitti. Koridorda müdürle konuştuk. Çok iyi
yapmamışsınız. Kaymakam'a da ayıp oldu. Vali yardımcısına gidilir mi, protokol
atlanır mı dedi. Meğerse bizim vali yardımcısı biz odasından çıkar çıkmaz ilçe
kaymakamını aramış. Böyle okulun var da niye bakmıyorsun demiş. Saymış dökmüş. Gördünüz
değil mi devlet adamındaki hizmet anlayışını.
Oradan çıkıp Meram
Kaymakamlığına geldim. Bekletmeden içeri aldı Kaymakam. Olup biteni anlattım.
Sizi es geçme gibi bir niyetimiz yoktu. Birlik başkanının tasarrufuna bir şey
diyemedim dedim.
Beni dinleyen
Kaymakam, kusura gerek yok. O vali yardımcısı epeydir benimle uğraşıyordu. Ona söyleyeceklerim
vardı. Bu vesileyle içimi boşalttım. Cevabını aldı, mesele kapandı dedi.
Sonra beni tanıyor
musun dedi. Hayır dedim. Senin ismin şu, Konya İHL'de okudun. Hacı Veyiszade
Yurdunda kaldın. Oranın hafızlarındansın, şu dönem mezunusun. Ayrıca iki
çocuğun üniversitede okuyor değil mi dedi. Evet dedim. İyi de bunları nereden biliyorsun
dedim.
Biz seninle aynı
yurtta kaldık. Sizden bir dönem önce aynı okul mezunuyum. Beni yurttan
çıkaramadın mı dedi. Maalesef çıkaramadım dedim ama mahcup olmadım değil. Sonra
biz şunlarla sınıf arkadaşıyız, bunları tanıyor musun dedi. Dediği kişilerin
hepsini de hatırladım. O günleri yad ettik.
Ardından cep
numaramı kaydet, çaldır ben de kaydedeyim dedi. Çayımızı içtik. Sonra anlat
şimdi okulunu dedi. Anlattım. İl özel idare başkanını aradı yanımda. Başkanım,
okulun müdürünü gönderiyorum, bir dinle ve yardımcı ol. Bu okul önceki müdür
yüzünden epey mağdur oldu. Bu müdürle telafi edelim dedi. Teşekkür edip
yanından çıkarken ne zaman bir derdin ve isteğin olursa, numaramı verdim
ararsın, kapım da açık dedi.
Kaymakam'ın
hakkımdaki bilgisine hayran kaldım. Çünkü karşımda müthiş bir hafıza
vardı. Kendi hafızamdan utandım.
Ertesi günü özel
idare başkanının verdiği randevu saatinde özel idare binasına gittim. Başkanla
görüştüm. Okulun durumunu anlattım. Ben oraya yeni okul yapacağım dedi.
Başkanım, yeni okul yapacaksanız ve hemen başlanacaksa, mevcut okul yıkılacaksa
o zaman kalorifer döşemeyelim. Boşa gitmesin dedim. İyi düşündün dedi.
Oradan çıkıp aradan
birkaç gün geçtikten sonra daha önce görüştüğüm il genel meclisi üyelerinin
yardımıyla okulumuza kalorifer döşenmesi için 17 bin lira çıkarıldığını söyledi
ilçe.
Ardından okulun yeni yeri hakkında tapu kadastro bilgilerini istedi ilden inşaattan sorumlu müdür yardımcısı. İstediklerini kısa zamanda temin edip teslim ettim. Müdür yardımcısına, hocam inşaat hemen başlanacaksa 17 bin liralık ödeneği harcamayalım dedim. Müdürüm hemen başlayacak. Para boşa gitmesin. Şayet bir aksilik olursa diye paranı emanete alalım, tenkis olmasın dedi. (Devam edecek?)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder