Hazine
ve Maliye Bakanlığının yayımladığı tasarruf genelgesinin ardından, Diyanet
İşleri Başkanlığı da bir basın açıklaması yayımlayarak tasarruf yönünde bir
dizi tedbir aldığını duyurdu. Alınan tedbirler arasında en dikkat çeken de
hakkında epey yorum yapılan ve tenkit edilen, Başkanlığın il dışı
seyahatlerinde kullanılmak üzere kiralanan Audi A8 aracının da geri verildiği
idi.
Bir diğer dikkat çeken
tasarruf tedbiri ise "tüm hizmet içi eğitimlerin eğitim merkezlerinde ve
Başkanlığımıza ait diğer mekanlarda yapılması" idi.
Diğer tasarruf
tedbirleri ise toplantı, görüşme ve uygun hizmet içi eğitimlerinin çevrim içi
yapılması yönünde.
Bu tasarruf tedbirlerini
okuyunca muzipliğim tuttu. Nerede kaldı itibar ya demek geldi içimden. Öyle ya
son yıllarda tasarruf tasarruf diyenlere karşı "İtibardan tasarruf
yapılmaz" sözü baya moda idi.
Koskoca Diyanet İşleri
Başkanı'na ortalığı velveleye vererek bir A8'i çok görmüştük. Halbuki ne de
yakışırdı etkin ve yetkin ve de sorumlu makam sahiplerine Audi marka A8.
Makamın itibarı için masraftan kısılmamalıydı.
A8 geri verildiğine göre
inşallah araç sahibi, tasarrufa boynum kıldan ince deyip arabasını alıp
gitmiştir. Sözleşme gereği teknik direktörlerin işine son verildiğinde olduğu
gibi kiralanan aracın belli bir miktarını almaya kalkmaz.
Şimdi ortada yoğun il
dışı programlarda kullanılmak üzere kiralanan bu A8 olmadığına göre Sayın DİB
Başkanı yoğun programlara nasıl gidecek? Beni düşündüren de bu.
Acaba diğer birçok
toplantı için çevrim içi yapılacak dediğine göre kendisi de il dışı
programlarına çevrim içi mi katılacak?
Haydi gitti diyelim.
Altında A8 olmayınca belki de karşılamaya gelecekler, o araç yoksa biz de
karşılaşmayız mı diyecek? Der mi derler. Nerede kaldı Başkan'ın itibarı bile
derler belki de.
Eldeki diğer külüstür ve
2023 model TOGG ile mi gidecek programlara? Haydi hayrola deyip çıktı yola.
Yolda araç arızalanınca tamirci mi çağıracak? O zaman gel de çık işin içinden.
Tamirci bir de aracı çekmemiz gerekecek derse o zaman Başkan ne yapacak?
Bir diğer seçenek de yol
diye bir program varmış. Bu programa girip gideceğin yer ve saati
yazıyormuşsun. Oraya giden biri de çok cüzi bir miktar seni oraya kadar
götürüyormuş. Ali Bey de böyle bir yol denese, aracın yakıt parasına küçük bir
katkı sunsa hem adamı memnun eder hem de tasarruf tedbirlerine azami derecede
uymuş olur. Belki de elinde kılıç, aracına binenin Başkan olduğunu gören araç
sahibi, hocam bendensin, valla olmaz, senin paran burada geçmez diyecek. Bir
Başkan'a otostop öneriyorsun. Bu, Başkan'a yakışmaz diyebilirsiniz. Derim ki bu
önerim bir otostop değil.
Farz edin ki otostop.
Siz istemediniz mi tasarruf tasarruf diye adamın kafasının etini yiyen. Tasarrufsa
tasarruf işte.
Sonra otostop niye ayıp
olsun. Mesela Konya'ya gelecek diyelim. Gölbaşı çıkışına kadar il içi
hizmetlerde kullandığı 2023 model TOGG ile gelse, arkasında da hazirun onu
uğurlamaya gelse, Konya'ya giden her bir araca -ki A8'de geçebilir- el
kaldırsa, şöyle baş parmağıyla Konya'ya işaret etse, aracı müsait olan kim
durmaz? Bakarlar ki DİB Başkanı. Sıraya girer yoldaki araçlar. Benim arabaya
bin benim arabaya diye. Araç sahiplerinin kavga yapmasını önlemek amacıyla,
oraya Ankara Emniyeti bir güvenlik ordusu gönderebilir. Başkan seçtiği bir
araca bindikten sonra araç sahibine emri bil maruf, nehyi anil münkerde
bulunsa, alın size irşat görevi.
Haydi A8'i geçtim.
Koskoca Başkan il dışı programlarına gitmek için elindeki birçok alternatifi
değerlendirebilir. Hatta gideceği yerde havaalanı varsa özel ya da tarifeli
uçakla gider. Oradan da müftülük alır. Belki müftülük bir hacı amcanın A8'i
bile gelebilir almaya. Yeter ki Başkan yoğun il dışı programlarını askıya
almasın, çevrim içi yapmaya kalkmasın. Sonra her iş çevrim içi ile olmaz. Haydi
diğerlerini çevrim içi halletti. Gittiği yerde namaz kıldıracaksa bunu da
çevrim içi yapacak değil. Cemaat uydum çevrim içi imama mı diyecek?
Gözlerden kaçan bir
tasarruf maddesi daha var. Bundan sonraki hizmet içi programları Başkanlığa ait
yerlerde yapılacakmış. Yani beş yıldızlı otellere gitmeyin deniyor. Bu madde
olacak şey değil. Yıllardır beş yıldızlı otellerde toplantı ve seminer yapan kamu
görevlileri için bu, çok zor olacak çok. Demedi demeyin. O karanlık mahzenlerde
çekilmez maazallah.
Neyse böyle ciddi bir
meselede bile sulandırmada üstüme yok. Huyum kurusun.
Görünen o ki tasarruf tedbirlerine tüm kamu kurumları uyacak. Hayırlı olsun demek isterim bu tasarruf genelgesine. İnşallah sonuç alınır. Yalnız gecikmiş bir tasarruf genelgesi bu. Böyle kaç genelge kaç yıl boyunca çoktan yayımlanmalıydı ve de uyulmalıydı. Heyhat ki heyhat...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder