Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temizinden Sürekli İş

Bir iş istiyorum. Nasıl bir iş? Parası iyi olsun. Şöhreti olsun. Hep gündemde olacağım, beni yormayacak bir iş. Bir de başarılı olayım ya da olmayayım, beni yerimden etmeyecek bir iş. Bana hesap sorulmayacak bir iş. Kısaca kırsam da döksem de ağzıma yüzüme bulaştırsam da ölünceye kadar başında kalacağım bir iş. Böyle bir işim olacak ama bu işte hep baş olacağım. Bulabilir miyim böyle bir iş?  Bir an için iş garantisi olan ne uzayan ne de kısalan devlet memurluğu istiyorsun sandım ama hep baş olmalıyım dediğine göre devlet memurluğu istemiyorsun. Bu durumda sana böyle bir iş ancak siyasette olur. Orada baş olabilir miyim? Olursun.  Ne yapmam lazım?  Önce vekil olarak kendini Meclise bir at. Orada kendini biraz göster.  Sonra?  Beklemeye koyul. Genel başkanlığa göz kırp. İstemem yan cebime koy imajı ver.  Sonra?  Fırsatları değerlendir. Fırsat eline geçti mi örgüt beni istiyor, günah benden gitti de. Kapağı genel başkanlığa at. İşte oldun ebedi.  Tamam mı?  Ta

Enflasyona Meydan Okuyan Ürün

Ürünlere zam gelmiş Çok umurumda sanki Poşet fiyatına bak Hepten aynı değil mi? Poşet deyip de geçme!  Taşınmaz onsuz ürün. Nimet dense yeridir. Anlarsın olmayınca. Hep yerinde sayıyor. Şımarıp değişmiyor. Zamma meydan okuyor. O halde bu gam niye?   Hayat pahalı derken Poşet niçin görülmez? Bunlara göz lazım göz Üzerine bir gözlük.    Ürünlerin her biri Birer poşet olsaydı Her şey ucuz olur Pahalılık olmazdı.   Bardak dolu iken Boşuna bakmak niye?   Sende bu kafa varken Çok söze hacet yok.

Oğlum Ekmek Kuyruğunda

Tasarruf tedbirlerini artırmamız lazım. Ekmek beş lira olmuş. Ekmeğin neyini tasarruf edeceğiz. Alacağız mecburen. Alacağız almaya da yine de tasarrufun yollarını bulmalıyız.  Ne yapabiliriz? Gelin hep beraber düşünelim.  Mesela?  Ekmeği bırakabiliriz mesela. Üstelik kilo sorunumuz da olmaz.  Bu olmaz. Ekmeksiz bir yemek ve hayat düşünemiyorum. Sonra bir kilolu biz miyiz? Herkes kilolu.  O zaman bayat ekmek alacağız. Üstelik hazmı kolaydır. Ne mideye oturur ne de cebe koyar.  Bayat bayat da gitmez ki.  O zaman ekmeği azaltacağız.  Bu güzel fikir. Yalnız yemeye başlayınca kendimizi alamıyoruz. O zaman bir öneri de sen getir. Aklıma ekmek almanın dışında bir şey gelmiyor.  O zaman ekmek almaya günlük sen gideceksin.  Giderim.  Giderim diyorsun da salgından bu yana ekmek aldığın var mı? Ama pandemide bize yasak kondu. Mecburen sen aldın. Hazır pandemi riski de kalmadığına göre günlük ekmeği sen alacaksın. Benim için zor olacak ama ekmeksiz yemek yiyec

Güle Oynaya

Arkadaşların bisikleti var. Ben de istiyorum. Tamam, alalım. Ne zaman alıyoruz? Ben almayacağım. Sen alacaksın. Nasıl? Benim param yok ki. Her şey para mı? Sen yeter ki iste. Parayı boş ver sen. Sen bisiklet istiyor musun? Evet.  O zaman senin için bir kampanyaya başvuruyorum. Gerisi sana kalmış.  Ne yapacağım? Aha cami.  Gördüm camiyi. Cami ne alaka? Bisiklet istedim, sen bana camiyi gösteriyorsun.  Bisikleti buradan alacaksın.  Nasıl yani? Cami bisiklet mi satıyor?  Hayır evlat. 40 gün buraya geleceksin. Karşılığında bir kuruş vermeden bir bisikletin olacak.  Beş vakit mi?  Hayır bir vakit.  Hangisi? Öğle ya da ikindi olaydı bari.  Hayır, hiçbirisi. Sabah namazına gideceksin.  Nasıl gideceğim? Güle oynaya. Öğle, ikindi olsa tamam. Sabah namazı güle güle oynaya? Kampanyanın adı bu. Uyku?  O kadar da fedakarlık yap. Artık sorumluluğunu almalısın. Şunun şurasında askerliğine ne kaldı. Namazdan gelince uyursun. Uyku kaçacak değil ya. Daha

Bir Ülkenin Değeri

Bir ülkenin maddi ve manevi varlıkları o ülkenin değeridir. Bir ülke değerleriyle değerlidir veya değildir. Bir ülke ederi kadar değerlidir.  Bir ülkenin ne kadar değerli veya değersiz olduğunun objektif kıstasları elimizde olmasa da bazı fiili durumlar o ülkenin değeri hakkında bize bir bilgi verebilir. Aynı şekilde bir ülke insanının kendisini ne ve nasıl görmesinden ziyade dışarıda nasıl göründüğü de bir kanaat verir. Ekonomik kalkınmışlık, gelir gider durumu, fert başına düşen milli geliri, kendi kendine yetmesi, parasının değeri ve alım gücü, üretimi, ekonomik krizler ülkesi olmaması, halkının ekonomik sıkıntı çekmemesi, enflasyon, hayat pahalılığı ve devalüasyon yoluyla parasının pul olmaması, Üretilenlerin marka değeri olması, bu markaların dünyaya pazarlanması, ülkeye ait ürün ve firmaların başka ülkelerde var olması, oralarda tutunması, aranan ve tercih edilen olması... Ürünlerinde fiyat istikrarı, herkesin önünü görmesi, mali dengesi, Ülke insanının ülke parasıyla

Bankamatikte Bir Yaşlı

Yolum üzeri bankamatikten biraz harçlık çekeyim dedim. Üç kişi vardı bankamatiğin başında. İkisi gençten biri yaşlı. Sıraya geçer geçmez iki genç bankamatikle uğraşan yaşlıya bir şeyler söyleyip gittiler. Belli ki gençler teyzeye yardım için oradaydılar. Giderlerken telefonunla çekseydin önerilerine, ah öyle çekmesini bilsem dediğini duydum teyzenin. Belli ki teyzeye yardımcı olamamışlar.  Her neyse bankamatikte bir kişinin kalması hoşuma gitti. Aptal ıslatan yağmuru da yağmaya devam ediyor bu arada. Teyzenin işi bitmedi bir türlü. Beklediğim yer kaldırım üzeri. İşlek bir caddenin yaya yönünden de işlek bir yeri. Çok geniş de değil. Hem gelip geçen rahat geçsin hem de şu teyze darphanede para mı basıyor diyerekten merak edip yan tarafa geçtim. O da ne! Gördüklerime inanamadım. Bir an için salgın devam ediyor da benim mi haberim yok dedim. Teyze, marketlerin manav reyonlarında bolca gördüğümüz, alıp kullanılması ücretsiz olan şeffaf beyaz poşetlerden birini sağ eline geçirmiş.

Okumuşun Seyri

Çarşı, pazar ateş pahası. Fiyatların yanına varılmıyor. Hiç dert yanma. Bırak kırıldığı yerden kopsun. Hiç dert yanma.  Bunu da mı söylemeyeyim. Bırak da içimi dökeyim.  İçini dök dökmeye de sonrasında duyacakların içine oturur. O zaman seni ben bile kurtaramam.  Ne olur konuştuğumda da? Vatan haini derler. Nankör derler. Soğan, patatese ülkeyi satıyor derler. Derler oğlu derler. En iyisi uslu uslu otur. Vatan hainliği ne alaka? Piyasadan dert yanmanın karşılığı bugünlerde bu. Bunların karşısına ezan, bayrak konuyor. Ezan susmayacak, bayrak inmeyecek deniyor. Kişinin geçim gailesi yaşamasında, fiyatlardan dert yanması ayıp mı ki birileri bana ülkeyi satıyor diyecek. Ne zamandan beri insanın namerde muhtaç olmamak için hesap kitap yapması vatan hainliğiyle eşdeğer oldu? Konuşmana bakılırsa, ne demek istediğimi anlatamadım. Çok iyi anladım. Anlamadığım kişinin devesine sahip çıkması niçin garip karşılanıyor? Söylediklerinin doğru olması, haklı görüleceğin anlamı