Yolum üzeri
bankamatikten biraz harçlık çekeyim dedim. Üç kişi vardı bankamatiğin başında.
İkisi gençten biri yaşlı. Sıraya geçer geçmez iki genç bankamatikle uğraşan
yaşlıya bir şeyler söyleyip gittiler. Belli ki gençler teyzeye yardım için oradaydılar.
Giderlerken telefonunla çekseydin önerilerine, ah öyle çekmesini bilsem
dediğini duydum teyzenin. Belli ki teyzeye yardımcı olamamışlar.
Her neyse bankamatikte
bir kişinin kalması hoşuma gitti. Aptal ıslatan yağmuru da yağmaya devam ediyor
bu arada.
Teyzenin işi bitmedi bir
türlü. Beklediğim yer kaldırım üzeri. İşlek bir caddenin yaya yönünden de işlek
bir yeri. Çok geniş de değil. Hem gelip geçen rahat geçsin hem de şu teyze
darphanede para mı basıyor diyerekten merak edip yan tarafa geçtim.
O da ne! Gördüklerime
inanamadım. Bir an için salgın devam ediyor da benim mi haberim yok dedim.
Teyze, marketlerin manav
reyonlarında bolca gördüğümüz, alıp kullanılması ücretsiz olan şeffaf beyaz
poşetlerden birini sağ eline geçirmiş. Tuşlara da bu elinin parmaklarıyla
basıyor. Bir an için mikrop sağ elinden geçmeyecekti belki ama eğer bir mikrop
varsa sol elinden geçecek dedim. Çünkü poşet geçirilmiş sağ eliyle tuşları
kullanırken sol ekranda dokunması gereken yerlere de poşetsiz sol eliyle kaç
defa dokundu.
Öncesinde ne kadardır
burada bilmiyorum teyzenin. Benim istediğimi vermiyor, kendisi miktar öneriyor
dedi. İptale basıp kartını aldı. Sonra çantasını açtı. İçinden para cüzdanına
benzer bir el çantası çıkardı. Fermuarını açtı. Kartı koyduktan sonra fermuarı
kapattı. Büyük çantanın içine koydu. Çantanın fermuarını çekti.
Tüm bunları bankamatiğin
önünde yapıyor. Kenara çekilmeyince de bekliyorum.
Son fermuarı da kapattı.
Şükür gidiyor derken teyze fikir değiştirdi. Tekrar çantasına davrandı. Kartı
almak için az önceki işlemleri tek tek yeniden yaptı. Kartı bankamatiğe
girdirdi. Poşetli eliyle şifresini yazdı. Poşetsiz sol eliyle sol ekrandan
istediği meblağı işaretledi. İstediğimi vermiyor dedi tekrar. Ardından biraz para
çekti. Kartı aldı. Kenara çekilmeden büyük çantanın içindeki küçük çantanın fermuarını
açtı, kartı koydu, fermuarı kapattı. Çantanın içine koydu. O çantanın da fermuarını
çekti.
Bitti mi? Keşke bitse. Aynı
usulle tüm işlem basamaklarını tersinden tek tek yaparak kartı çıkardı ve bankamatiğe
bir kez daha taktı. Şifresini yazıp istediğimi niye vermiyor da başka miktar öneriyor
dedi. Ekrana baktı baktı baktı. Ben ne mi yaptım. Onun bakmasına baktım ekranı görmeden.
Sonra kartı çıkardı. Tüm
işlemleri işlem sırasına göre tekrar yaptı bankamatiğin önünde. Tekrar takar mı
demeye kalmadan şükür ki ayrıldı.
Ardından gençlerin telefonla
halletseydin önerisini ben uyguladım. Paramı çekip teyze daha kaldırımdan ayrılmadan
uzaklaştım.
Sonrasında teyze nereye gitti,
elindeki poşeti çıkardı mı, çıkardı ise çöpe attı mı yoksa sonra kullanırım diye
poşeti dürüp çantasına mı koydu? Tüm bunları göremedim.
Yaşını, başını almış bu teyze,
daha ne kadar yaşar bilmiyorum. Ömrünü Allah bilse de bu şekil ağır canlıların ve
kendine Müslüman olanların çok uzun yaşadıklarına dair içimde bir hissiyat var.
Yine arkasında bankamatik sırası bekleyenler de ondan önce gider diye düşünüyorum.
Uzun yaşama ihtimali olan
bu teyzenin ölüm gerekçesi ne olur bilmem ama mikrop kapmaktan bu kadar korktuğuna
göre ölümü belki mikropsuzluktan olur, eğer buna korunma yöntemi denirse tabi. Mikrop
kaparsa da sağ elinden ziyade poşetsiz sol elinden mikrop kapar. Çünkü o elini de
bankamatiğe değdirdi hem de kaç defa. Ama mikrop kapmasa da mikrop kaparım korkusu
onu bir gün götürür.
Tüm bu gördüklerimi niye anlattığımı merak ederseniz, bankamatikten nasıl para çekeceğinizi bilmiyorsanız, öğrenin diyedir. Siz de arkada bekleyenleri saç baş yoldurmak isterseniz, teyzeyi örnek alın ve bu iyiliğimi de unutmayın.
Yorumlar
Yorum Gönder