Gördüğünüz fotoğraf inşaatta çalışan bir işçinin fotoğrafı. Öğleye kadar anasından emdiği süt burnundan gelmiş, sıcağın altında çalışırken olmadığı kadar ter atmıştır vücudundan. Çünkü elinin emeğiyle çoluğuna, çocuğuna ekmek götürmesi gerekiyor. İnşaatta çalışmanın ne derece zorluğunu bilirim. Ben de ortaokulda başlayarak lise ve üniversite döneminde ağırlıklı olarak yaz dönemlerinde az çalışmadım inşaatlarda. İşçi, öğleye kadar çalıştıktan sonra yemek molası verildiğinde dinlenmeden öğle namazını kılmaya kalkmış olmalı. Arkadaşları uzanmış yatarken o kalkmış kulluk görevini yerine getirmeye çalışıyor. Ne mescit, ne cami aradığı. Kimseyi engellemeden çıkmış kaldırıma, ağacı sütre olarak seçmiş. Kilitli taşın üzerinde seccade görevi yapacak ne kartonu var, ne de seccadesi. Ayağım acır demiyor, yorgunum biraz uzanayım demiyor. Yeter ki namaz kılmak istesin. Kulluk görevini de yerine getirince ne yorgunluk ne de acıma hepsi vız geliyor adama. Ne riya, ne caka. Bulmuş sot