Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Fetvalar Din Değildir *

Müslümanlar, bir şeyin dine uygun olup olmadığı konusunu hep merak etmişlerdir. Din adına söz söyleyen birini gördükleri zaman insanlar kafasına takılan veya yaptıklarının dine uygun olup olmadığını sorarlar. Uygundur veya değildir ya da caizdir veya caiz değildir görüşleri dinin o konudaki görüşünü ifade eder. Buna fetva denir. Fetva: "İslam hukuku ile ilgili bir sorunun dini hukuk kurallarına göre çözümünü açıklayan, şeyhülislam veya müftü tarafından verilebilen belge veya görüş" demektir. "Bir şeyi, gereği gibi, iyice anlayıp bilme; kişinin lehinde ve aleyhinde olan şeyleri bilmesi; İslam hukukunda din ve dünya işleri ile ilgili ana kaynaklardan yararlanarak konulmuş olan kuralların bütünü" demek olan Fıkıh ilminin konusudur fetva. Bir konuda helaldir/haramdır, mekruhtur/müstehaptır, mubahtır, caizdir veya değildir şeklinde verilen fetvalar, Müslümanlar arasında katılıyorum/katılmıyorum şeklinde hep tartışma konusu olagelmiştir. Çünkü bir konuda verilen fark

Merkezi Açık Sınavlar *

Liseyi dışarıdan okumak isteyenler için MEB, yılda üç defa Açık Lise Sınavları, Anadolu Üniversitesi gibi bazı üniversiteler de yine yılda üç defa Açık Öğretim Sınavları yapar. MEB'in yaptığı sınavlarda öğretmenler, üniversitelerin yaptığı sınavlarda da öğretim görevlileri görev alır. Yeterince istekli olmadığı takdirde üniversiteler görevli ihtiyacını MEB'den karşılar. Bu sınavlardaki gözlemlerimi aktarmak istiyorum: 1.Salon başkanları ve gözetmenler, sınavın başlamasından bir saat öncesinde görevli olduğu okulda olması gerekirken sınav saati bir saat sonra başlayacak öğrencilerin çoğu, görevlilerle beraber yola düşer. Görevliler, sınavın başlama saatini içeride beklerken onlar da okul bahçesinde bekleşirler. 2.Açık lise sınavlarında her salonda en az beş kişi gelmez. Açık öğretimde katılım biraz daha fazladır. İki-üç eksikle sınav yapılır. YGS, LGS ve KPSS türü sınavlarda ise katılım ise neredeyse yüzde yüzdür. 3.LGS, YGS ve KPSS gibi sınavlarda süreyi ayarlamak ve

Benimle Yarışmaya Var mısınız? (2)

Bir gün bir yarışma programının sunucusu olursam  " Handschuhschneeballwerfer "  kelimesiyle ilgili soracağım ilk baraj sorusundan sonra aşağıdaki ikinci baraj sorusunu soracağım. Bu soruya da doğru cevap veren sonunda büyük ödülün olduğu yarışmaya dahil olacaktır. Sorum, halen kullandığımız rakamlar üzerine olacaktır. Buyurun! 1. Kullandığımız 1, 2, 3, 4, 5 rakamları aşağıdaki milletlerden hangisine aittir? A-Araplar                     B-Yunanlar C-Hintliler                    D-İngilizler 2.Halen Arapların kullandığı ١، ٢ ،٣، ٤، ٥ rakamları hangi millete ait rakamlardır? A-Araplar                       B-Hintliler  C-Yunanlılar                  D-Mısırlılar 3.Önce kendilerinin kullandığı, daha sonra dünyanın kullandığı, herkesin benimsediği en kullanışlı rakamları bırakarak başka bir millete ait, çok kullanışlı olmayan rakamları alıp hala kullanmaya devam eden millet hangisidir? A-Hintliler                        B-Mısırlılar C-Araplar           

Benimle Yarışmaya Var mısınız?

Hayal ettiğim her şey olduktan(bunu siz, bir baltaya sap olduktan sonra diye de anlayabilirsiniz) uygun görülürsem bir yarışma programını sunmak olacaktır.  Sunuculuk artı, soru hazırlama işine de burnumu sokmama izin verirlerse soracağım ilk soruyu sizinle paylaşmak istiyorum. Bu soru bir defa da sorulup geçilecek bir soru değildir. Değişik zamanlarda değişik yönleriyle yarışmacıların karşısına çıkacaktır. Hedefim, kimseye bir kuruş para vermemek olacaktır. Kendinizi hazır hissediyorsanız, sorumu sormak istiyorum: 1."Handschuhschneeballwerfer" kelimesine on defa baktıktan sonra bir defa da siz yazınız. Beş harfe kadar yaptığınız yanlışlar doğru kabul edilecektir. 2. "Handschuhschneeballwerfer" kelimesinin doğru telaffuzu hangisidir? Süreniz 15 dakikadır. 3. "Handschuhschneeballwerfer" kelimesinin doğru anlamı hangisidir? Süreniz 1 saat. Cevabı bulmak için defter, kitap serbest. 4. "Handschuhschneeballwerfer" kelimesi ka

Diyanetin Fetvası ***

Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından düşük bütçeli ailelere yönelik olarak başlatılan konut kampanyası için devlet bankasından kredi kullanmanın caiz olup olmadığına dair bir soruya Din İşleri Yüksek Kurulu: "…TOKİ aracılığıyla devreye alınan son uygulama ile devletin, alt veya orta gelirli vatandaşlarına yönelik olarak ürettiği bir sosyal konut projesidir. Bu projede, peşinat haricindeki tutar, kamu bankaları vasıtasıyla kredilendirilmekte olup devletin söz konusu borçlandırmadaki amacı, faiz geliri elde etmek değil, aksine ödeme güçlüğü içindeki vatandaşlarının ev sahibi olmalarına yardımcı olmaktır. Bu itibarla, devlet TOKİ'nin bu uygulamasında başka bir yolla konut alma imkanı tanımadığından, belirtilen niyet ve amaçlar doğrultusunda söz konusu projeden yararlanmak caizdir." fetvasını vermiştir. Bu fetvadan "Sosyal Konut Projesi" kapsamında TOKİ'nin orta ve dar gelirli insanlara yönelik yapacağı konutları alabilmek için şartları tutanlara, kamu bankal

İktidarımda Problemlere Çözüm Önerilerim

*İşsizliği önlemek için; 1.Her ailede bir kişiye iş verilecek. Aileden ister kadın, ister koca, ister oğlu, ister kızı çalışsın. 2. Bir ailede birden fazla kişi çalışıyorsa onun işine son verilecek. 3.Çalışan aile ferdi, diğer aile fertlerinin geçimini üstlenecek. 4. Tüm bu önlemlere rağmen hala işsizliğe çözüm bulunamamış ve bazı ailelere iş verilememiş ise, yaşı ne olursa olsun; beşikten mezara ilim çerçevesinde o kişilere öğrenci statüsü verilecektir. Öğrencilik, iş bulununcaya kadar devam edecektir. *Konut sıkıntısını gidermek için; 1. Birden fazla evi olanların fazla evlerini, tapuya gösterdikleri bedel üzerinden devlet satın alacaktır. Bu evler evsiz, barksızlara ve kirada oturanlara kira öder gibi devlet tarafından satılacaktır. Yıllık kira artışı, yıllık tüfe ve tefe göre belirlenecektir. 2. Evlenen oğlan evlendikten sonra da babasının yanında/evinde kalmaya devam edecektir. Gelinler, yeniden kaynana ve kaynata ile tanışacaktır. Gelin-kaynana arasında çıkacak sor

Yazık Bu Öğrencilere! ***

Yaşça kendimden büyük esnaflık yapan bir akrabamı ziyaret ettim. Çay içerken laf döndü dolaştı, okullar ve öğrencilere geldi: Cumartesi ve pazar günleri okullar kapalı değil mi? Bildiğim kadarıyla tatil. Buna rağmen sabahın erken saatinde sırtına çantasını alan çocukları yollarda görüyorum. Bu çocuklar nereye gidiyor böyle" dedi. Derin bir nefes aldıktan sonra kendisine, cumartesi ve pazar günleri resmi tatil ama okullar açık. O gördüğün çocuklar ek derse gidiyorlar. Kimi okullarında açılan kurslara, kimi ücretini verip etüt merkezlerine, kimi özel derse gidiyor.  Kimi de hafta içi okul dersleri bittikten sonra akşamleyin etüt ve kurslarda soluğu alıyor.  Neredeyse tüm yıl durum böyle, dedim. Öyle değil mi gerçekten? MEB'in iş takviminde eğitim ve öğretimin 180 iş gününden az olamaz dediğine bakmayın siz. Resmiyette öyle olsa da neredeyse 365 gün öğretim işiyle uğraşıyor bu öğrenciler. Yaz nedir, kış nedir, on beş tatili nedir, resmi tatil nedir bilmezler. Okullar yaz tat