Toplum olarak fiziğe önem veririz. Öze, içe pek önem vermeyiz. Önemli görsek de birinci önceliğimiz değil. Biraz kapalı mı geldi. Ne mi demek istiyorum? Örneklerden gidelim o zaman: Bir araç satın alacağımızda ilk önce kaportaya bakarız. Çürük var mı? orijinal mi? Boya var mı? Önden, arkadan vuruk var mı? Yani iskeletine bakarız öncelikle. Aracın motoru kesinlikle ilk önceliğimiz değildir. Eş adayı ararken de namzedin boyuna, bosuna, endamına ve fiziğine bakarız. İçi, iç dünyası öncelikler arasında ilk üçe pek girmez. Hele bir de kadrolu çalışan ise aliyyül âlâ olur vesselam. Kurbanlık hayvana mı bakacağız, yine gözümüz hayvanın fiziğinde. Hasılı her şeyimiz fizik. Alaverelerimiz fizikle başlıyor, fizikle bitiyor. Lise 1'den itibaren hayatımıza bir de öğrencilerin korkulu rüyası Fizik dersi giriyor. Ne olduğunu doğru dürüst anlamadan sınıf geçmek ve test çözmek için uğraşır dururuz. Hayatımız, içimiz, dışımız fizik dersek yeridir. Fizikle yatar, fizikle kalkarı