Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Haziran, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BENDE PAYALAŞ! *

"Coca-Cola  ile 4 yıllık sponsorluk anlaşması yapan A milli futbol takımının yönetimini  kınıyorum   SENDE PAYALAŞ"  Dünden beri sosyal medyada tırnak içine aldığım yazıyı paylaşan paylaşana. Paylaşımdan anladığım kadarıyla bizim 7 Ekimden beri boykot ettiğimiz Coca Cola A Milli Takımın sponsoru olmuş. Hem de dört yıllığına. Sanırım önceki yıllarda da var bu sponsorluk. Boykot listemizin en başında yer alan bu içecek firması ile sponsorluk anlaşması yapan Milli Takım yönetimi kınanıyor. Kınamakla da kalınmıyor. "SENDE PAYALAŞ" demek suretiyle bizim de Milli Takım yönetimini kınamamız isteniyor. Bu paylaşım üzerine birkaç kelam etmek isterim: 1.Bunu yazan, paylaşmış da bu yazının noktası virgülüne dokunmadan paylaşanlara ne demeli? 2.Bir defa bu yazı Türkçeyi katletmiş. "Kınıyorum" demek suretiyle cümleyi bitirmiş. Nokta yok. Diyelim ki önemli olan içerik. Şu takıldığın şeye bak. Peki, haklısınız. İyi de üstündeki kınanan cümleyi küçük harfle

Futbolda 3.Stoper Ne Zaman Gerekli?

Yılmaz Vural, Özkan Sümer ile ilgili bir anısını anlatır: "Malatyaspor'u çalıştırıyoruz. Ben Özkan Hoca'nın yardımcısıyım. Bizim stoper kendi kalemize bir gol attı. Bununla yetinmedi. İkinci bir gol daha attı" . Kendi kalelerine iki gol gittikten sonra Özkan Sümer ile Yılmaz Vural arasında şu konuşma geçer.  -Yılmaz, ofansif bir futbolcumuzu çıkarıp yerine stoper sokalım. -Hocam, üç stoperler mi oynayacağız? -Buna mecburuz Yılmaz. Aldığımız stoper en azından şu şerefsizi tutsun da kendi kalemize bir üçüncü gol görmeyelim. Değilse, bu bizim anamızı ağlatacak. Not: Portekiz maçında rahmetli Özkan Sümer olsaydı, takıma üç değil, beş stoper birden sokardı.

Nass ve Nas

Bu yazımda nass ile nâs kavramlarını ele alacağım.  Bir 's' fazlalığı var nassta. Nas ya da nâs şeklinde yazılan nasta ise bir 's' eksik veya uzatma işareti var.  Nass ile Kur'an ve sünnet, nas  ile insanın çoğulu insanlar, kısaca toplum kastedilir.  Nass, buna inanan nas için bağlayıcıdır. Üzerine söz söylenmez. Ama, fakat, lakin denmez. Mutlak itaat gerektirir. Nas, nassa aykırı hareket edemez. Nassa inanmayan nas için nassın bağlayıcılığı yoktur.  Yazılı metin olan nassı, nâs hayatına tatbik etmekle yükümlüdür. Nassın dili yoktur. Konuşamaz. Neyse odur. Nassı nâs konuşturur. Bazen katı uygular bazen esnetir bazen yorumlar bazen kuşa çevirir. Nass, nâsın bazen önünü açar bazen yasak koyar bazen sınırlar bazen de ayak bağı olur. Samimi nâs için nass bir anlam ifade eder. Elinden geldiği kadar yerine getirmeye çalışır. Samimi olmayan veya din satıcı nâsın elinde nass adeta bir oyuncak gibidir. Nassı tekeline alır. Babasının malı gibi kullanır. Onun

Asgari Ücretin Her Yıl Artması

Sosyal medyada şöyle bir alıntıya rastladım: 2001                   2024         👇 Asgari Ücret 👇 102 TL              17.002 TL 90 dolar           527 dolar 102 avro          488 avro 82 l benzin      412 l benzin 143 l mazot     418 l mazot 927 l LPG         890 l LPG 3,18 çeyrek      4,25 çeyrek 510 ekmek       1700 ekmek 12,4 kg et          23.6 kg et Bu paylaşımda 2001 yılı ile 2024 yılının asgari ücreti ve bu asgari ücretle neler alınabildiğine yer verilmiş. Görünen o ki LPG dışında, diğer kalemlerde 2001 yılına göre 2024 yılında alım gücü daha iyiymiş.  Bu tür paylaşımlar bir amaca mebni olarak hazırlanır ve sosyal medyada servis edilir. Nasılsa bedava servis yapacak gönüllüleri çok.  Yine bu tür paylaşımlarla, öldük, bittik, enflasyondan belimizi doğrultamıyoruz diyenlere mesaj veriliyor. Yıllar kıyaslanıyor ve bununla, "Nankörlük ve fakir edebiyatı yapma, işte istatistikleri gör. Şimdiki haline şükret. Alım gücün daha iyi. Ne çabuk unuttun 2

Yürüyüş Parkuru Görgü Kuralları

Şehrin uygun yerlerine, insanımızın nefes alacağı yeşil alan yerleri oluşturmada belediyeler epey bir tecrübeli. Belediyeler nereye bir park açarsa, yemyeşil yapıyor. Ağacından çimine, bankından kameriyesine, yürüyüş parkurundan ara geçiş yollarına, tuvaletinden kafesine varıncaya kadar hepsini düşünüyor ve halkın hizmetine sunuyor.  Park yapmakla kalmıyor. Sulama, temizlik ve güvenliğini de ihmal etmiyor. Yürüyüş parkuru eskidikçe yeniliyor.  Evinden bunalan; arkadaşıyla buluşmak, çayını bu parklarda içmek, kahvaltı yapmak, parkurunda yürümek isteyen bu parklarda buluyor kendisini. Yediden yetmişe, kadınıyla erkeğiyle sabahın erken saatlerinde yürüyüş severlerle başlayan park sefası, gecenin geç saatine kadar devam ediyor. Adeta bir panayır yerini andırıyor bu tür parkların çoğu. Yaz akşamlarında iğne atsan düşmez buralarda. Kısaca parklar önemli bir işlevi yerine getiriyor. Bu tür parklara gelenlerin çoğu oturmak için geliyor. Kimi de sadece yürüyüş yapmak ve ter atmak

Müslüman ile İslamcı

Birbirinin yerine kullanılan iki tabir var. Bunlar: Müslüman ve İslamcı.  Önce TDK bu iki tabire ne anlam vermiş bir bakalım.  Müslüman: İslam dininden olan. İslam dininin kurallarını yerine getiren kimse.  İslamcı: Müslümanlığın esaslarını sadece dinî hayatta değil, hukuksal, ekonomik ve siyasal düzenlemelerde de geçerli kılmak isteyen.  Bu iki tabir bazen birbirinin yerine de kullanılır ise de her İslamcıya Müslüman denirken her Müslüman İslamcılığı kabul etmeyebiliyor.  Bu iki kavram arasındaki ayrımı, Sunucu Mehmet Akif Ersoy'un kısa bir videosunda gördüm. Tanımadığım biriyle konuşuyor. Sizlerle paylaşmak isterim. Sunucu, kendi dindarlığıyla meşgul olana Müslüman, başkasının Müslümanlığıyla meşgul olana İslamcı denir dedikten sonra sözü muhatabı aldı.  Muhatabı, ben kendi dindarlığımla uğraşırım dedi. Ardından tasavvufta şöyle bir hikayeye yer verilir deyip hikayeyi anlatmaya başladı: Şeyhin oğlu büyümüş. Şeyh, oğluna haydi sabah namazını kılmak için camiye gi

Nafile Boykot Turlarımız

Kökeni Beni Nadir, Beni Kaynuka, Beni Kureyza tehcirlerine mi yoksa Hayber Fethine mi ya da sonraki olaylara mı dayanır bilmem.  Bildiğim, taraflar her ne kadar millet ve milliyetlerin düşmanı değiliz dese de Yahudiler Müslümanlardan, Müslümanlar da Yahudilerden hiç haz almaz.  Biz bir de üstüne antisemitik değiliz deriz.  Şu var ki bu iki millet bir kazana atılsa mümkün değil birlikte kaynamaları. Hangisinin eline fırsat geçse yekdiğerini bir kaşık suda boğar. Nitekim şimdi fırsat, imkan ve güç Yahudilerin elinde. Var gücüyle Filistinlileri yok ediyor. Yarın devir dönse, Yahudilerdeki bu fırsat, imkan ve güç Müslümanların eline geçse, İsrail devletinin bu yaptığına karşılık Müslümanlar da benzerini yapacak. Yahudi'ye dünyayı dar edecek. Çünkü ezilen ezer, incinen incitir, orantısız güç kullanılan, orantısız güç kullanır. Yahudiler de daha doğrusu İsrail de bunu biliyor olmalı ki işi sıkı tutuyor. Kökünü kazıyayım diyor. Nasılsa bu aşamaya gelinceye kadar potansiyel t

İndi-Bindi, Ekmek ve Çay

Kaç aydır ürünlerin etiketinin değişmediği, aynı ürünü her gidişimizde aynı fiyattan aldığımız hepimizin malumu. Fiyatlar yüksek olsa da sevindiriciydi bu. Çünkü fiyatlara bir istikrar gelmişti.  Mayıs enflasyonu ile yıllık bazda enflasyonun zirvesini gördüğümüzü, haziran ayından itibaren enflasyonda gözle görülür bir düşüşün olacağını Hazine ve Maliye Bakanı tarafından açıklandı. Bu demektir ki bundan sonra fiyatlar düşmese de yerinde sayacak, ürünlere yeni zam gelmeyecekti. En azından ben böyle düşünmüştüm. Fakat benim evdeki hesap tutmadı. Çünkü, Enflasyonun düşüşe geçeceği günler eli kulağında iken Konya'da; Bayram öncesi dolmuş indi-bindi ücretlerinin mesafesine göre 15, 18, 20, 23 lira şeklinde güncellenmesi,  200 gramı 7 lira olan ekmeğin 9 lira yapılması,  Bayram sonrası esnaf çay ocaklarındaki çayların 10 lira olması,  Bana manidar geldi. Çünkü o kadar yüksek enflasyonda dolmuş, ekmek ve çay kurtardı ise enflasyon inince hayli hayli kurtarırdı.  Bildiğim

Küçük İşletmelerdeki Nakit Sevgisi

Alışverişlerde kredi kartı kullanmak hayatın bir parçası oldu. Çoğu kimse birden fazla kredi kartı kullanıyor. Kart olunca çoğunluk cebinde nakit de bulundurmaz oldu. Bir zamanlar bir ay daha ötelemek, borcu döndürmek ve asgarisini ödeyerek günü ve ayı kurtarmak için kullanılan kredi kartı, şimdilerde nakit yerine kullanılıyor. Her alışverişe cepte para olmaksızın giden çoğu kimse, alışveriş yaptığı yerden İban isteyerek aynı anda nakit EFT yapıyor. Yani hesabında nakit olmasına rağmen adeta nakitsiz yaşıyor insanımız. (Esnaf İbana yönelince, Maliye Bakanlığı İbanları incelemeye alacağını açıklayınca, ödemeyi İban ile yapmada daha dikkat edilir oldu.) Kartlı hayat yaygınlaştıkça küçük bakkal dükkanlarında ve bazı pazarcı esnafında bile post makinesi var. Bir zamanlar kartı uzatınca bozuk çalan esnaf, açık hesaba yazmaktansa kredi kartına çekmeyi daha ehven bulur oldu. Bir ara post makinesini göstermemek için bazı esnaf, cihazı havlunun altına gizlerdi. Bazısı da nakde ayrı, k

Sınavda Bir MESEM Öğrencisi

MESEM 9.sınıflara ilk saat 2/2. yazılılarını yapıyorum. Kağıtları dağıttım.  Tek kelimelik cevap yazacakları.  Daha önce de sorumlu tuttuğum ünitenin sorularını cevaplarıyla birlikte yazarak çalışma sorusu olarak göndermiştim.  36 kişilik sınıf mevcudundan 15 kadar kişi gelmişti sınava. Sınıfın yarısından fazlası okul kıyafetiyle gelmediği için aşağıda mıntıka temizliğine kalmıştı.  Beş on dakika geçtikten sonra gruplar halinde öğrenciler sınıfa sökün etmeye başladı. Her gelen öğrenciye kağıtlarını önlerine bıraktım.  Bazıları yazmaya başlarken bazıları bekliyor.  Niye bekliyorsunuz dediğimde, kalemimiz yok dediler.  Öyle ya sınav da olsa MESEM'lerin en büyük eksiği kalemlerinin olmayışı idi. İki tükenmez kalemim vardı. İki kişiye verdim. Diğerlerine gidin diğer sınıflardan bulun gelin dedim.  Sınıf sınıf dolaşarak kalem bulan olduğu gibi bir kısmı da bakkala kalem almaya gitti. Birkaç kişinin yine kalemi yoktu. Arkadaşlarınız bitirince onlardan kalem alır

Böyle Bir Yazı Yazılmamalı

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in, menfur cinayete kurban gitmesinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen bu cinayet gündemden hiç düşmedi. Savcılığın iddianame hazırlamasıyla bu cinayet daha yoğun bir şekilde belli platformlarda konuşulur oldu.  Mahkeme günü yaklaştıkça eşi de televizyon ve YouTube'da görünür oldu. Acılı eş, cinayette dahli olan kişiler tutuklu olmasına rağmen verdiği kaç sayfalık ifadenin iddianamede yer almadığını anlatıyor ekranlarda. Belli ki yardım istiyor. Eşinin cinayetinde dahli olan kişiler de yargılansın deyip bazı isimlere yer veriyor. Onlar dışarıda geziyor diyor. Sıranın kendisine de geleceği endişesini dile getiriyor. Derdini dile getirmek ve adaletin hakkıyla tecellisi için hangi kanal davet ederse gidiyor. TV dışında Youtube'a çıkıyor. Sesimi duyursunlar diye siyasi parti temsilcileri ile görüşüyor. Cumhurbaşkanı ile bile görüştü. Kısaca kimden yakınlık görmüşse gidip derdini anlatıyor. Bir YouTube programında

Huzur ve Sükûnetin Adresi, Fethi Sekin MTAL (11)

Öğrencileri değerlendirirken bu sene derslerine girdiğim 11 Bilişim sınıfından bahsetmeden olmaz. Bu okulda bu sınıfı çok özel gördüm. Saygı, sevgi, dinleme, nezaketin her türlüsünü bu sınıfta gördüm. Okulun her türlü etkinliğini bu sınıf çekti. Yetenekleri mükemmel. Edebiyat öğretmenleri ilmek ilmek işlemiş bunları. Ders işlemek bile farklıydı bu sınıfta. Akademik başarı da çıkar bu sınıftan. Yeter ki bu öğrenciler kendilerine güvenmiş, azmetmiş ve takviye almış olsun. Aile bütçesine katkı olsun diye şimdiden okul dışında çalışan öğrenciler var. Bu öğrenciler büyüdüklerinde ekmeğini taştan çıkarırlar.  Bence bol bol İHL açılacağına bu okul türleri açılmalı her yere.  Okulun handikapları, okulun pek tanınır olmaması, şehir merkezine uzaklığı, öğrenci mevcudunun azlığı, açılan bölümlere uygun, okul çevresinde esnaf, sektör ve sanayinin olmaması, çoğu öğrencinin iki vasıtayla okula ulaşması.  Otobüsünü kaçıran, yolda bekleyen öğrencileri yol üzerinden geçen öğretmenlerin aracın

Huzur ve Sükûnetin Adresi, Fethi Sekin MTAL (10)

Öğretmen ve idareci yönünden bu uzun değerlendirmenin ardından öğrenci değerlendirmesine geçmek istiyorum.  Adı üzerinde bu okul bir meslek lisesi. Sınavsız öğrenci alıyor. Öğrencilerin ekseriyeti akademik yönden başarılı olmayan öğrencilerden oluşuyor. Akademik başarıları olmasa da ahlaki ve davranış yönünden öğrenciler benden tam puan aldı. İyi ki bu okula gelmişim dedim öğrencileri tanıdıkça. Harbi çocuklar. Yalan ve dolanla pek işlerini görmedim. Başlarında öğretmen olmasa da sorumluluklarının farkındalar. Okul bir başına öğrencilere bırakılsa okula bir şey olmaz. Teneffüslerde dahi okulda gürültü, patırtı yok. Sessiz mi sessiz okul.  Akademik yönden gözle görülür bir başarıları olmasa da her bir öğrenci, seçtiği gıda, muhasebe ve bilişim alanında uzman öğretmenler eliyle bir güzel yetişiyor. Lise mezunu olurken her birinin kolunda altın bileziği olarak mezun oluyorlar. Her biri de bölümünde başarılı.  Bu okulun öğrencileri, milyonlarca akademik yönden ilerlemek için okuyan

Huzur ve Sükûnetin Adresi, Fethi Sekin MTAL (9)

Zaman zaman tekrara girsem de okulumuz idareci, öğretmen ve personeline kısaca değinmeye çalıştım. Meslek lisesi olması hasebiyle bölüm ve Lab. olmak üzere unvanları şef olan çok kişiyle tanışmış oldum. Şefe doydum dense yeridir. Bir artısı var mı şefliğin bilmem ama öğretmenliğin dışında ikinci bir unvanları var.  Okulu; erkeğiyle, kadınıyla, idarecisiyle, personeliyle tam bir uyum içinde gördüm. Daha önce bahsettiğim gibi iki kişinin bir araya gelip birbirini çekiştirdiğine, çekememezlik yaptığına şahit olmadım. Ne idareci ne öğretmeninde kompleks ve büyüklük hissi gördüm. Onca birikimlerine rağmen hepsini tevazu sahibi ve hasbi insanlar olarak tanıdım bu teşehhüt miktarı çalışmamda. Ben giderken hoş bir seda bıraktım mı bilmiyorum ama ayrılırken hepsinin, nazarımda ayrı bir yeri olduğu, gönlümün bir yerinde hep saklı kalacak. Çünkü hepsi bana hoş bir seda bıraktılar. Kısa bir süreliğine de olsa bu okul bende ayrı bir haz ve lezzet bıraktı. Hayatım boyunca da unutmayacağım bir ok

Huzur ve Sükûnetin Adresi, Fethi Sekin MTAL (8)

Okulun bir diğer Matematikçisi. Geçen dönem perşembe günleri MESEM sınıflarına girdik birlikte. Bu sene aynı gün hiç dersimiz olmadı. Sadece pazar günleri DTP derslerinin açılışını o yaptı. Ardından bayrağı ben devraldım. Hafta içi uzaktan dersleri ise o benden sonra yaptı. Dersin bitiminde çözdüğü soruları ve ders notlarını sıcağı sıcağına atanlardan. Yüz yüze görüşmekten ziyade telefonla görüştük zaman zaman. Oturulur kalkılır kendisiyle. Yolu açık olsun.  Okulun WEB sayfasına attığı etkinlik resimleriyle ve etkinlik duyurusuyla hatırlatacağım kendisini. Pek konuştuğunu görmedim. Selam, kelam ve hal hatır dışında sessizliği ön planda idi. Yolu açık olsun.  Çok yer diye tanıttılar bana. Hepsini yer, bitirir dediler. Çok yediğini de görmedim ama adı çıkmış bir defa. Arkadaşları takıldıkça takıldı. O da tüm takılmalara gülümseyerek cevap verdi. Öğretmenler odasına pek uğrayanlardan olmasa da karşılaştığım zaman güler yüzünü, selam ve kelamını, hal hatır sormayı eksik etmedi sıcak

Huzur ve Sükûnetin Adresi, Fethi Sekin MTAL (7)

Çok ciddi duruşu vardı ilk zamanlar. Sessiz sedasız oturur gördüm hep. Soru sorarsam yanarım diye düşünmedim değil. Bilişim meslekçisi olunca zaman zaman yazıcı ve bilgisayar çıktısı için yardım istedim. Anlayacağım şekilde gösterdi sağ olsun ve kızmadı hiç. Rehberlik yıllık planını çıkarırken programı yapan kişinin isminin olduğu yeri programdan nasıl kaldırdı. Hala çözemedim. İyi usta işin püf noktasını göstermez dedikleri bu olsa gerek. Şen şakrak biri olduğunu zamanla anladım. İnce ince esprilerine muhatap oldum. Yolu açık olsun.  Okulun tek rehber öğretmeni. Simav'dan gelmiş okulumuza ilk atama olarak. Tayin isteme hakkı olmasına rağmen tayin istemeyip okulda kaldı. Okulumu seviyorum diyenlerden. Öğrencilere rehberlik yaptığı gibi disiplin yönünden de bir idareciyi aratmaz. Okulun dışında zula yerde sigara içen öğrencileri arabasının önüne katarak okulun bahçesine kadar getirdi bir gün. Sınıf kontrollerinde öğrencileri tek tek kontrol eder. Affı da yoktur. 19 Mayıs etkinli

Huzur ve Sükûnetin Adresi, Fethi Sekin MTAL (6)

İdareciler dışında okulun tek tarih öğretmeni hocamla ilk defa okulun mescidinde karşılaştım. O da benim gibi soruşturma ile gelmiş bu okula. Haklı olduğu bir konuda mahkemeyi de aşındırıp hak arama yoluna gitmemiş. Velinin şikayetini de aracı vasıtasıyla velinin istediği köpek mamasını alarak kapattı.  İçine kapanık, konuşmayan biri. Yüzünün güldüğü de pek vaki değil. Zaman zaman espri yapmaya kalktığında da ciddiyetinden hiç ödün vermedi. Sanırım bütün dertlerini içine atmış olmalı. Küçük oğluyla ilgili muhabbeti güldüren cinsten. Konuşturmak için çok takıldım kendisine. Üzerinden espriler yaptım. Sağ olsun, yapma etme demedi. Üzerine de salı günleri evimin yakınına kadar beni getirdi. Konuşma yerine susmayı ve dinlemeyi seçti hep. Öyle zannediyorum, söz gümüş ise sükut altındır sözünü prensip edinmiş olmalı. Ne kadar altın biriktirdi, bir Allah bilir. Belli ki konuşmak için değil, sükut için yaratılmış. Zarar gelmez kendisinden. Allah yolunu açık etsin.  Cumadan cumaya haftada

Huzur ve Sükûnetin Adresi, Fethi Sekin MTAL (5)

Bu döneme yeni müdürle başladık. Gıyaben tanıyordum daha önce kendisini. Hal hatır sormaktan öte geçmedi muhabbetimiz. Odasında pek durmadı. Elinde malzeme çantasıyla okulun altını, üstünü elden geçirdi. Elinin değmediği yer kalmadı. Her yeri güzelleştirdi ve kullanışlı hale getirdi. Gerekli yere beton bile attı. Meccanen yaptıklarına tamirci çağırsaydı, okulun epey bir parası çıkardı. Gören de onu eskinin meslek lisesinden mezun biri bilir. Halbuki İHL mezunu idi. Üzerine tarih okumuş. Öğretmen ve müdür olmasaydı, elle gösterilir ünlü bir tamir ustası olurdu. Paraya da para demezdi. Ama o parayı değil, meccanen çalışmayı seçmiş. Her okula lazım okulun eksik ve aksağını giderecek. Tamirden arta kalan zamanını, öğrenciye ve veliye ayırır gördüm. MESEM öğrencilerine bile okul kıyafetini zorunlu kıldı. Her sabah kılık kıyafet kontrolünden hiç ödün vermedi. Okul kıyafetiyle gelmeyenlere her sabah mıntıka temizliği yaptırmaktan bıkıp usanmadı. Onca meşgale arasında güler yüzüyle daima poz

Huzur ve Sükûnetin Adresi, Fethi Sekin MTAL (4)

Biraz daha özele inersem, girişin sağında bir müdür yardımcısı var. Onun hakkında ilk kanaatim olumsuzdu. Böyle müdür yardımcılığı mı yapılır? Böyle yapacaksa bıraksın şeklinde dert yandım. Çünkü ne konuşurken gördüm ne gülerken. Dert küpü gibi bir görüntü vermişti bana. Bunu özellikle yazıyorum ki ilk intiba ve ön yargının yanlışlığına dikkat çekmek için. Hatta zümreme dert yanmıştım. Zümrem, o öyle değil, iyi biri dese de gel sen bunu bana anlat.  Bana abi diye hitap eden bu müdür yardımcısını tanıdıkça şeker gibi olduğunu anladım. Anladıkça zamana bırakmadan ilk yargımın ne kadar yanlış olduğunu anladım ve mahcup oldum. Hoşsohbetti aynı zamanda. İşini yaparken doğru yapayım, yanlış yapmayayım diye biraz stresli idi. Hepsi bu kadar. Branşı konusunda araştırıp incelemiş. Ezber bozan fikirleri vardı. Tayinim çıktığında bir konuya girdi ki dinlemekten kendimi alamadım. Mübarek, bir buçuk yıldır neredeydin, benim tayinim çıkınca mı coştun böyle dedim. Allah yolunu açık etsin.  Mesl

Huzur ve Sükûnetin Adresi, Fethi Sekin MTAL (3)

Perşembe ve pazar günlerinden ibaret ilk yarım dönemim, okula alışma dönemimdi. Kendi halimde gidip geldim okula. Pek kimseyle muhatap olmadım. Öğretmenler odasına da nöbet defterini imzalamanın ve ders kitabı alıp koymamın dışında pek girmedim. Girmek istesem de nöbetçiyim. Nöbet yerinde olmam gerekti.  Bir diğer husus da ilk gittiğim yere çabuk intibak sağlayamam. Çünkü asosyal bir yapım var. Girerken utana sıkıla girdim hep.  Öğle arası soluklanmak üzere girdiğim zaman okulun kadın öğretmenlerinin ziyafetleriyle karşılaştım. Her perşembe bu ikramı alışkanlık haline getirmişler. Almam için ısrar ettiler. Teşekkür ederim dedim ise de ucundan, kıyısından tadarak başladım yemeye. Öğretmenler odasına gitmediğim zaman bazı öğretmenler, öğretmenler odasına davet ettiler ikram için.  Okula başladığım ikinci yarım dönemim çok fazla teşriki mesaide bulunmadan bu şekil geçti.  İki aylık bir yaz tatilinden sonra 2023-2024 öğretim yılına başladık. Bu sene ders yüküm de fazla idi. Rehbe

Huzur ve Sükûnetin Adresi, Fethi Sekin MTAL (2)

Benim 34 günlük yıllık izin 6 Şubat depremiyle uzadı. Hayatım boyunca yapmadığım kadar izin yapmış oldum.  Okulun açıldığı ilk gün (20 Şubat) okula toplantıya gittim. Toplantı sonrası ders programını ilgili müdür yardımcısından aldım. Benden önce derse giren öğretmenin ders programını vermişlerdi bana.  Programa göre tek perşembe günü dersim vardı okulda. Bir de pazar günü iki saatlik bir seçmeli ders için gidecektim. Diğerlerine uzaktan bağlanacaktım akşamları.  Az dersen diğer öğretmenden ders alabiliriz dedi yardımcı. Kimseden ders almayayım. Dersini eksiltmeyeyim. Bu bana yeter dedim.  Ders yüküm azdı ama üç tip öğrencinin dersine girdim. Bunlar: Örgün, MESEM ve Diploma Telafi Programı.  Örgün, okula her gün gelen ve yüz yüze öğrenim gören mesleki ve teknik Anadolu lisesi (MTAL) öğrencileri.  MESEM, eskinin çıraklık eğitim öğrencileri. Bunlar haftada bir gün gelip diğer günler bilişim, gıda ve muhasebe sektöründe çalışan öğrenciler.  Diploma Telafi Programı (DTP) is