Keçecizade Fuat Paşayı işitmiş olmalısınız. Bir Osmanlı
sefiridir. Osmanlı'ya Batılıların 'Hasta adam' dedikleri bir dönemde Osmanlı
sefiri olarak Avrupa'da bir toplantıya katılır.
Toplantı öncesi sefirler kendi aralarında sohbet ederlerken
Avrupalı bir sefir ortaya bir soru atar: “Hangi devlet daha güçlüdür?” diye.
-Osmanlı, diye cevap verir, Fuat Paşa. Bu cevap karşısında
diğer sefirler şaşırır ve Keçecizade’nin yüzüne bakarlar. Fuat Paşa:
-Evet, Osmanlı daha güçlüdür. Çünkü sizinkiler dışarıdan,
bizimkiler içeriden yıkmaya çalışıyorsunuz, hâlâ yıkamadınız, der. Diğer
sefirler cevap veremez ama pes de etmezler. Düşman kardeşler ve hatta 7 düvel
bir araya gelerek sonunda Osmanlı'yı yıkmayı başardılar.
Dış güçler düşmanlığını yapacaklar yapmaya. Çünkü onlar
güçlü bir devlet istemezler. Dün böyleydi, bugün de böyle, yarında böyle
olacaktır. Ama yıkıp yok etmek için ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar zaten
bunu beceremezler. Ancak Keçecizade'nin dediği gibi içeriden destek bulurlarsa
daha çabuk hedeflerine ulaşırlar.
Son yıllarda ABD'nin başını çektiği şer güçler; Türkiye'yi
yola getirmek, diz çöktürmek için her türlü yol ve melanete başvuruyor. Son
oynadıkları koz da Rıza Zarrab'ın ABD mahkemeleri tarafından yargılanması
olayıdır. Gerçi Zarrab'ın itirafçı olmasıyla hakkındaki dava, sanıklıktan
tanıklığa dönüştü. Yargılanan kim olursa olsun, orada yapılan sözde yargılama;
Türkiye Cumhuriyetini cezaya çarptırma, mevcut Cumhurbaşkanını köşeye
sıkıştırma ve halkın gözünden düşürme yargılamasıdır. ABD dışarıdan bunu
yaparken içeriden de salvolar olmalıydı. Bunun için hiç de zorlanmadılar.
Gönüllü elçileri hemen harekete geçti. Belge üzerine belge açıklıyor
bugünlerde. Hâlâ da arkası gelecek deniyor. Siyaseti öğrendi mi
bilmiyorum ama belge açıklamada çok mesafe kat etti. İlk acemiliğini 17-25
Aralık sürecinde meclis grup toplantısında tape dinleterek atlatmıştı. FETÖ'ye
karşı, ama FETÖ'nün ekmeğine yağ sürdü. Çünkü onların piyasaya sürülsün
istedikleri belgelere mal bulmuş mağribi gibi sarıldı ve okudu. ABD'ye ve
siyonizme karşı, ama onların dümen suyuna girdi bugünlerde bilerek veya
bilmeyerek.
Düşmanın istediği bir gözdü, Allah onlara verdi iki göz.
Onlar dışarıdan, bizimkiler içeriden vuruyor da vuruyor. Sade bir vatandaş
olarak olanları hayret ve ibretle izliyorum. Düşmanın niyeti belli. Bizimkilere
ne oluyor? Türkiye'nin kıskaca alındığı bir ortamda siyasi husumeti bir tarafa
bırakarak dış güçlere karşı bir ve beraber hareket edileceği yerde 'Düşmanımın
düşmanı dostumdur' denerek var gücüyle içeriden vurmaya çalışmasını izah
edemiyorum, anlamıyorum, anlamak istemiyorum. Bunun vatanseverlikle bir alakası
yok. Böyle yapmakla sanki birilerine olan minnet borcunu ödüyor. Bu tip
partilerin bu ülkede niçin iktidar adayı olamadıklarını şimdi daha iyi
anlıyorum.
ABD merkezli saldırıların içimizdeki iç ayağını görünce
nedense Rahmetli Keçecizade Fuat Paşayı hatırladım. Allah rahmet eylesin. Sen
mezarında rahat uyu paşam diyeceğim, ama maalesef senin zamanındaki
Batılıların, içimizdeki Jön Türkler’le birlikteliğini bugün bir başkası
yapıyor. Hiç ibret almamışız, tarih yeniden tekerrür ediyor maalesef. 30/11/2017 Ramazan YÜCE
* 02/12/2017 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 02/12/2017 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.