26 Kasım 2017 Pazar

Bu Velinin Derdine Derman Olacak Baba Yiğit Var mı?

Bir veli Konya'nın gözde okullarından birini telefonla arar. Telefona okulun müdür yardımcısı çıkar. "Beyefendi, okulunuzda 5.sınıfta okumakta olan bir öğrencinin velisiyim. Konuyu yarın yapılacak olan veli toplantısında açacağım ama önce size telefonda söylemek istiyorum. Önünüzde kağıt-kalem var mı? Not alır mısınız" der. Yardımcı, 'Konu nedir beyefendi' dedikten sonra veli, meseleye girer:

"Okulunuz öğretmenleri başarıyı artırmak ve özel okullarla yarışmak için ne yapıyor? Gördüğüm kadarıyla öğretmenler düşük not veriyor. Mesela çocuğumun sınıfının matematik ortalaması 70'tir. Bu çocuklar bu puanlarla fen lisesine nasıl gidecekler? Öğretmenlerinize söyleseniz de verdikleri puanları biraz yükseltseler. Tamam, hepsi 100 olmasın. 70 alana 85 verse, 85 alana 100 verse..." Araya girip yardımcı sözü alır: 'Sayın velimiz, biz bir defa öğretmenimizden not istemeyiz. Ayrıca notu öğretmen vermiyor, öğrenci alıyor. Çocuğunuzun sınıfının matematik ortalaması 70 ise bu tüm öğrencilerin notu 70 demek değildir. 30 da vardır, 90 da. Sınıfın başarısı düşükse öğretmen sınavı yeniler. Öğretmenlerimiz ne yaptığını bilir. Onlara bu dediklerini söylemem hakaret anlamına gelir..." der. Veli tekrar söze girer, "Siz beni anlamadınız. Bu çocukların fen lisesine girmesi ve özel okullarla yarışabilmesi için mutlaka notlarının yükseltilmesi gerekiyor. Mesela öğretmenleriniz sınavdan önce yazılıda çıkacak soruları öğrencilere verebilir. Böylece öğrenciler yüksek not alır. Okulunuzun başarısı yükselir, daha fazla öğrenci fen lisesine girer. Ben bir defa kendi çocuğumu düşünmüyorum, okulunuzun başarısı yükselsin. Ben çocuğumu sizin okula gönderirken Konya’nın en iyi ortaokullarından biri diye göndermiştim. Ama anladım ki öyle değilmişsiniz. Zaten sadece 10 öğrenciniz fen lisesine gitmiş. Siz hala beni anlamıyorsunuz" diye devam eder sözüne. Yardımcı, ‘Sayın veli, öğretmenlerimiz ne yaptığını biliyor, ben sizin işinize karışsam hoşunuza gider mi’ dediyse de konuşma velinin hoşuna gitmez.

Yardımcının veli ile diyalogu uzun mu uzun. Özetlemeye çalıştım. Ama bir sonuç alınamasa da yardımcı not almış gibi konuşulanları hafızasına yerleştirmiş. Ama herkesi ikna etmekte mahir yardımcı, maalesef bu veliyi ikna edememiş gördüğünüz gibi. Çünkü velinin dümen suyuna girmemiş. İçinizde bu veliyi ikna edecek bir baba yiğit varsa yardımcı olsanız iyi olur.

Çocuğunun bütün derslerine 100 verilse mutlaka astarını da ister ileride. Eğer çocuğu fen lisesini kazanamazsa bu sefer gelip “Hocam, ne biçim eğitim verdiniz? Hak etmediği halde çocuğuma yüzleri dayamışsınız, biz bu notları görünce ailecek uçtuk. Ama sınava girince ancak mahallemizdeki sınavsız okulu kazandı çocuğumuz. Niye fazla not verdiniz? Bu yaptığınız hiç etik değil. Bizi kandırmaktan hakkınızda suç duyurusunda bulunacağım…” derse hiç şaşırmayalım.

İşin garibi eğitim ve öğretime eğitimciler dışında herkes müdahil. Fazla not versen de olmuyor, düşük versen de. Zaten hak edenin tam hakkını vermesini/almasını kimse kabul etmiyor.

Bu ikili görüşmede dikkatimi çeken bir şey daha var. Veli her defasında ‘Siz beni anlamadınız’ diyerek suçlayıcı konuşuyor. Tamam, yanlışta olsa görüşünü ifade etti. Bakış açısı bu şekildedir. Konuşma istediği minval üzere gitmeyince her defasında ‘anlamadınız’ diyor. Halbuki ‘anlamadınız’ iletişimi kapatan, muhatabı suçlayan bir ifadededir. Karşı taraf anlamasa bile bunun doğrusu ‘anlatamadım’ şeklinde olmalıydı.

Hülasa, cebinizden mi veriyorsunuz öğretmenim. İsteyenin bir yüzü, vermeyenin iki yüzü kara olur. Verin gitsin. Kırıldığı yere kadar...26/11/2017 Ramazan YÜCE


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Panjurun Avantaj ve Dezavantajları

Evinizin pencerelerinde panjur varsa yaşadınız demektir. Çünkü yağmur yağışta pencereler batmayacak, güneşte evi yakmayacak, soğuk havalarda...