Nasıl bir ülkede yaşadığımızın, bu ülkeyi kimlerle paylaştığımızın, devletin işleyişinin evlere şenlik olduğunun resmidir sahte diploma ile 19 yıl görev yapmak.
Dile kolay sahte diploma ile 19 yıl görev yapmak ve bundan devletin 19 yıl sonrasında haberdar olması vahim, bir o kadar da fecaat gerçekten.
Olay Trabzon'da görev yapmakta olan bir öğretmenin diplomasının sahte olduğunun tespitiyle patlak veriyor. Hakkında nitelikli dolandırıcılıktan iddianame hazırlanıyor, aldığı maaş ve ek dersinin yasal faiziyle isteneceği ve 4 ila 12 arasında mahkumiyet alacağı beklenirken mahkemeye sunulan belgelerin fotokopi olduğu iddiasıyla sahte öğretmene mahkememiz beraat kararı vermiş. Anasından doğmuş gibi suçsuz olduğu mahkeme tarafından tescillenince kızımız, bunca emeğim ne olacak diye sormuş. Kızımız haklı. Hatta "Emekliliğime bir yıl kaldı, bir yıl daha çalışayım emekli olayım. Beni en doğal hakkım olan emekliliğimden mahrum ettiler, üstelik beni buraya çağırarak öğrencilerimden ayırdınız, mağdurum, yetkililer hakkında maddi ve manevi tazminat davası açıyorum" diyerek davacı olsa bu mantıkla öyle zannediyorum, davayı kazanır. Bizde bu mahkeme oldukça böyle bir kararın çıkması kuvvetle muhtemeldir. Zaten 19 yılda birçok öğrenci yetiştirmiştir. Belki de kendisini yargılayan da öğrencisi olabilir. Mahkememiz 'Doktor Civanım' filmini çok izlemiş belli ki. Orada da sahte doktor rolündeki Şaban da ceza almamıştı. Hakim berat ettirmiş; tüm ahali, Şaban'dan şikayetçi olmadığı gibi bize çok faydası dokundu diye şehadet etmişti. Hiç ceza almadan bir kahraman edasıyla giderken mahkeme hakimi de bir şikayetinden dolayı sahte doktordan yardım istemişti. Öyle zannediyorum davayı beraatla neticelendiren mahkeme heyeti, hukuk okuma veya kitabi yargılamadan ziyade bol bol doktor civanım'ı izlemiş.
Anlayacağınız biz sevdik mi adam gibi severiz. İster sahte olsun, ister hakiki. Bakanlık da çok sevmiş bu öğretmenimizi. 2015 yılında kendisini başarı belgesiyle taltiflemiş, üstüne bir de yılın öğretmeni seçmiş. Anladığım kadarıyla sahte diplomayla 19 yıl öğretmenlik yapan öğretmenimiz -kendi ifadesiyle- "Başarılı bir öğretmenim, geçmişim başarılarla dolu, hiç rapor almadım" demiş.
Evlere şenlik bir öğretmenlik serüveninin ardından gelen beraattan sonra ne yapıp ne edilmeli, bu öğretmen mesleğine devam ettirilmeli. Çünkü ilk başlarda birkaç nesli yok etse de emeklilik öncesi bu işi iyice öğrenmiş ve tecrübeli bir öğretmen olmuştur mutlaka. Hazır ceza almamışken olayın bu yönü düşünülmeli bence.
Merak ediyorum devlet ciddiyeti dedikleri böyle bir şey midir? Bu ülkede isteyen istediği şekilde at koşturacak ve 19 yıl devlet uyuyacak ve tesadüfen öğretmenin sahte olduğu ortaya çıkacak. Bu bir defa başarı değil, bizim ayıbımızdır. Gülünç duruma düştük. Madem diplomanın sahte olduğu tespit edildi, olmuş olacağı kadar, bundan sonra yapılacak bir şey yok deyip sümen altı edilseydi bu olay. En azından daha fazla gülünç duruma düşülmezdi. Sahi mahkemelerimiz hangi tür suça, ne kadar ceza veriyorlar, öğrensek de biz de ona göre hareket etsek.
Madem bu komedi ortaya çıktı, yetkililer bu işi iyice irdelesin. Sahte diplomayı kabul eden kişiden başlayarak tüm sorumsuz sorumlulardan müteselsilen hesap sorulsun ve bu sahte öğretmene cezayı mahkemeler değil, KHK'larımız versin. Yaptığı yanına kar kalmamalı ki bunu gören ardından gelen nesil sahte öğretmen olmaya kalkmasın. Verilecek ceza dilden dile dolaşan darbı mesel olsun. Olsun ki kimse nitelikli-niteliksiz sahteliğe kalkışmasın.
Bu öğretmen müsveddesinin yaptığı yanına kar kalacaksa o zaman eğitim fakültelerini kapatalım, çocuklarımız boşu boşuna okuyacağız, öğretmen olacağız diye çabalamasın. Diyelim ki öğretmen olmak isteyen bir yolunu bulup öğretmen olsun. Hiç olmazsa ne devlet masraf eder, ne de aileler. 22.11.2017 Ramazan YÜCE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder