Merhaba gazetesinin verdiği bir habere göre “Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS Harita) isimli bir sayfa, Genç TG tarafından ‘Türkiye’nin en güvenilir esnaflarının olduğu şehirler’ üzerine yapılan bir araştırmayı paylaşmış. Bu araştırmaya göre ülke genelinde esnafları en güvenilir olan 6 şehir sırasıyla şöyle: 1.Konya, 2.Malatya, 3.Diyarbakır, 4.Ordu, 5.Bursa, 6.Şanlıurfa.
Yapılan araştırma ne derece bilimsel? Araştırmayı yapanlar ne kadar ciddi? Denekler nasıl seçildi? Bu araştırma kaç kişi üzerinde yapıldı? Adaylara hangi tür sorular soruldu? Sonuçlar ne derece gerçeği yansıtıyor? Araştırma nasıl yapıldı? Tüm bunlar haberde yer almıyor.
Daha önce bu konuda yapılmış bir araştırma var mı bunu da bilmiyorum. Yalnız ilginç bir araştırma olduğu kesin. Bir o kadar ilginç olan da çıkan şehirler.
Haberle ilgili değişik sitelere baktığımda, araştırmada “Vatandaşların esnafa duyduğu güven, samimiyet, dürüstlük ve hizmet kalitesi gibi unsurların değerlendirildiği” belirtiliyor.
Güven, samimiyet, dürüstlük ve hizmet kalitesi yönünden şu şehrin esnafı daha güvenilir, bu şehrin insanı az güvenilir ya da şu şehirler iyi, bu şehirler iyi değil şeklinde toptancı bir anlayışı doğru bulmuyorum. Çünkü hiçbir şehir salt iyi ya da kötü olamaz. Her şehirde iyisi de vardır, kötüsü de.
Listede Konya’nın ilk sırada olması bir Konyalı olarak göğsümü kabartsa da yine de bir soru işareti koymak isterim ve acaba diyorum. Çünkü esnafın dürüstlüğü veya dürüst olmaması biraz göreceli. Birine, bir şehirde çok güven veren bir esnaf denk gelir, diğerine sahtekarın biri denk gelir. İyisiyle karşılaşan için o şehir güvenilir, sahtekarıyla karşılaşan için o şehir güvensizdir. Zira bir örnekten genelleme yapma gibi bir yönümüzün olduğu gerçektir. Yalnız değerlendirmede bulunurken davulun sesinin uzaktan gür geldiği de bilinen bir gerçektir. Buna “Dışı eli yakar, içi de beni” diyebiliriz.
Yazımın bundan sonraki kısmında, bu konuda değerlendirme yapmak yerine, bu araştırma sonucunu haber yapan gazetenin haberinin altına yapılan yorumların bazısına yer vermek istiyorum:
“Gerçekten sıralama böyleyse ülke bitmiştir”.
“Hepsi birer pırlanta”.
“Geçen sene Şebiarus törenlerinde otel lokanta ve diğer esnaflardan illallah etmişlerdi gelen Turistler. Dürüstlerden özür diliyorum, Konya esnafı Hz. Mevlana’nın arkasına saklanarak rezilliğin dibine dibine vurur o kadar”.
“Konya esnafı kadar kötüsü yoktur. Yüzde 95’i üçkağıtçı”.
“Türkiye’nin hemen her yerini gördüm, gezdim, pek çok yerinde bir iki yıl yaşadım. Konyalıyım. Konya esnafından kötüsünü hiçbir şehirde görmedim. Bu haber tam palavra”.
“Konya’da 2 çeşit esnaf var. Güler yüzlü olan ve olmayan. Ama her iki grubun ortak özelliği paracıdırlar. Nakit ödemeye bayılırlar; kredi kartı uzatınca abdestleri bozulur. Fiş, fatura hak getire”.
“Bu başlığı atanlar çarşıya, pazara çıkmıyorlar galiba”.
“Gerçekten böyle ise ülkenin vay haline!”.
“Konya esnafı Türkiye’de mimlidir. Bu araştırmanın gerçekle hiçbir alakası yoktur. 30 senedir Konya’da yaşıyorum. Esnafla alışverişim ve Konya dışında insanlardan, esnafla ilgili duyduklarım hiç olumlu değil. Tabi istisnalar kaideyi bozmaz”.
“Pırlantayı bırakın, bakır kuruşa bile razıyız”.
“Esnafı bir garip. Sanayicisi daha da garip. Üniversite mezunu arar ama maaşı asgarinin de altında verir. Sigorta eksik yatar, maaşın yarısı bankadan, yarısı elden ödenir. Elmas bu mu?”.
“Konya esnafı mı pırlanta ve güvenilir mi? Vallahi hiç güleceğim yoktu”.
Yapılan yorumların hepsi Konya’da ikamet edenlerden. Gördüğünüz gibi esnaf hakkındaki yorumlar pek olumlu değil. Ki yorumların bu şekil olmasını çok yadırgadığımı maalesef söyleyemeyeceğim.
Elbette Konya esnafı hakkında yapılan bu olumsuz yorumlar tüm Konyalıları ve müşterileri bağlamaz ise de yine de esnaf hakkında bir ipucu verir. İstisnalar kaideyi bozmamakla beraber demek ki çoğu Konya esnafının görüntüsü müşteri gözünde böyle.
Bu araştırmada esnafı nasıl bilirsiniz sorusu sorulmuş. Oldu olacak, bir araştırma da müşteriler üzerine yapılsa ve esnafa, 'müşterilerinizi nasıl bilirsiniz' dense, bakalım, eleştirilen esnaf, müşterileri hakkında ne diyecek?