Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e ait yurdun değişik okullarında çekilmiş kısa videolar önüme düştü.
Belli ki Bakan dolaşıyor. Gittiği yerlerde mutlaka okul ziyaretleri yapıyor. Çoğu okullarda bayrak ve çiçekle karşılama görüntüleri, ziyaretlerin çat kapı olmadığını gösteriyor. Bazı karelerde açılış yaptığı da görülüyor.
Sayın Bakan’ın sınıf ziyaretleri, öğrencilerle hasbihali görülmeye değer. Çünkü hem öğrencileri hem de Sayın Tekin’i, diyaloglarında doğal gördüm. İşin içinde rol yoksa, doğallık varsa bu tür diyalog ve görüşmelere şapka çıkarırım.
Önüme düşen videolardan edindiğim izlenim, Bakan’ı kırk yıllık okullu gibi gördüm. Öğrencileri de akşam sabah Bakan’la oturup kalkan kişiler gibi gördüm.
Bu arada öğrencilerdeki özgüven görülmeye değer.
Bir öğrencinin “Evde ders, okulda ders. Bıktık” demesi güldürürken düşündüren türden. Öyle ya ders ders. Nereye kadar. Gerçi öğrencinin bu bıkkınlığına sınıf katılmadı.
Bir başka öğrenci, “Beni tanıdın mı” diyor Bakan’a. “Çıkaramadım. Nereden tanımam lazım” diyor Bakan. “Konferansta karşılaştık diyor” öğrenci. Gülmemek için kendimi zor tuttum. Şu var ki konferansta karşılaştığı öğrenciyi tanıyamaması Bakan için eksi puan. Öyle ya Bakan da olsa insan konferansta karşılaştığı öğrenciyi tanımaz mı?
Tekin’in ziyaret ettiği sınıflardan biri de Bakan’la mektup yazan ya da MEBİM (Milli Eğitim Bakanlığı İletişim Merkezi) aracılığıyla, Bakan’dan sınıfını ziyaret etmesi isteği. Bakan bu kız çocuğunun sınıfını da ziyaret ediyor. “Beni davet eden şu isimli öğrenci kimdi” diyor. Kız, “Benim” dedi. “İşte geldim. Var mı isteğin” dedi. Kız, “Üniversiteye hazırlanmak için Bakanlığın hazırladığı soruları dijital ortamda çözmek yerine yazarak çözmek istiyoruz. Böyle daha iyi öğreniriz” dedi. “Okul çıktısını alıp size versin” deyip isteği sıcağı sıcağına giderdi Bakan.
Bir başka öğrenci Bakan’a mektup yazmış. Kızın mektubuyla geldi sınıfa Bakan. Kız mektubunu almak istedi. Bakan, “Hatıra olarak bu bende kalacak” deyip mektubu geri vermedi.
Bir başka öğrencinin, “Sınavlar test olsa” isteğine, Bakan, “Atacaksın değil mi? Böyle daha iyi” diyerek her isteğe de evet demedi.
Bakan’a ait okul ziyaretlerinden birine bakınca, arka arkaya Bakan’la ilgili videolar gelmeye devam ediyor. Her birini buraya almam mümkün değil. Yalnız şu var ki her bir çekim kısa kısa mesajlar içeriyor.
Verilmek istenen mesajlar önemli olmakla beraber çekimlerde rötuşun olmaması imajı benim için daha dikkate değer.
Videolardaki pozitif görüntüsüyle Bakan’ın, öğrencilere önem ve değer atfettiği gözlerden kaçmıyor. Gelen mektupları bile göz ardı etmiyor.
Yine Bakan’ın her öğretmenler gününde her öğretmenin ismine hitaben, kaç yerde toplam kaç yıl çalıştığına dair kişiye özel bilginin ardından öğretmenler gününü kutlaması da hanesine artı yazan yönü.
Bir videoda istekte bulunan bir öğrencinin öğretmeni ya da idarecisi tarafından ayarlanmış imajı gözümden kaçmadı. Bu konuya eleştirel yaklaşarak değerlendireceğim. Sayfam bitti. Bunu da bir başka yazımda ele alayım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder