“Bir gün baltamı kaybettim. Sağa sola, öteye beriye baktım balta yok.
Bu baltayı olsa olsa şu komşum çalmıştır dedim ve adamı uzaktan yakından takip etmeye başladım. Adamın yürüyüşü, konuşması ve her davranışı, bana onun tam bir hırsız olduğunu söylüyordu. 
Olay gününün gecesi sabaha kadar rahat uyuyamadım. Çalınmış baltamı nasıl ortaya çıkarabileceğimi uzun uzun düşünüp durdum. Sabahleyin sersem sersem kalktım ve baltamın ortalıkta olduğunu gördüm. Meğer küçük oğlum yerdeki baltanın üzerine bir kucak ot bırakmış, ben de onu görememişim. 
Baltayı bulduğum gün o komşumu gene gördüm. Ama adamın hırsıza benzer bir tarafı yoktu. Konuşması ve yürüyüşünde  de hırsızınkine benzer bir durum hissetmedim. Tam aksine, adam gayet emin ve güvenilir bir  şekilde görünüyordu bana.
Ve sonra birazcık oturup muhasebe ettim. Dün gördüğüm adam ile bugün gördüğüm adam neden birbirinin tersiydi, bu farklılığa sebep neydi acaba? Biraz insafla düşününce adamın değil, asıl hırsızın ben olduğumu anladım.
Komşumun güvenirlik ve masumluğunu çalmıştım. Kendimi de ruhen kirletmiş, ruhumun saflığını çalmıştım. Uykusuz kalarak da ömrümden bir geceyi çalmıştım.
Anladım ki nasıl bakarsan öyle görürsün. Aslında gördüğün sadece sensin”. (Mehmet Cömert’in çevirilerinden) 
Bu hikayeyi nasıl buldunuz bilmem. Bana ilginç geldi. Burada hırsızlığından şüphelendiği komşusunun her hareketini tam bir hırsıza benzetiyor. Hırsız olmadığı ortaya çıkınca da komşusunun hareketlerinin hırsıza benzer bir yanı olmadığını kanaatine varıyor. 
Hikaye hırsızlık üzerine olsa da bu bakış açısını hayatın her alanında görebiliriz. Mesela siyaseten karşıt cephede yer alan kişiyi yerden yere vururken, bir zaman sonra yan yana yürümeye başlayınca bir bakmışsın dünkü düşman dost görülebiliyor. Dün her hareketine tepki gösterirken bugün göklere çıkarabiliyoruz. 
Aslında bu hikaye, insanları değerlendirmede ne kadar sübjektif davrandığımızı ortaya koyuyor. İnsanlara bakış açımızın o an ki haletiruhiye çerçevesinde anlık değiştiğine bir örnektir. Suçlu gördüğümüz, itici bulduğumuz her insanın her hareketinden değişik anlamlar çıkarıyoruz. 
Esas problemin insanlardan ziyade bizim insanlara bakış açımızın sağlıklı olmadığını gösteriyor. Adeta borsa gibi anlık iniyor, çıkıyor.
Bu demektir ki kızgın ve öfke, sakin, duygusal, alıngan, aç ve tok, duygudaşlık, karşıtlık, suçluluk, savunma, suçlu görme, yaş hali, kişiyi yakından tanıma ya da tanıyamama vb. durumlarda kişilere davranışımız, değerlendirmemiz ve tespitlerimiz değişebiliyor.
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder