Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Okullarda Tek Tip Kıyafet

Bu ülke kılık kıyafet, saç ve sakaldan çok çekti. Ülke az gerilim yaşamadı. Yaptığımız bu anlamsız uygulama dolayısıyla birçok kişiyi mağdur ettik. Şimdilerde nicedir kılık kıyafet, saç ve sakal gerilimi yaşanmasa da herkes istediği gibi giyinebilse de farklı giyindiği için kimse sıkıntı yaşamasa da ortaokul ve liselerde tek tip okul formaları yaygın.   Her yıl okul yönetimleri veliye, serbest kıyafet mi okul forması mı istiyorsunuz tercihi sunuyor. Çocukları okul forması istemese de veliler formayı tercih ediyor. Velilerin yüzde ellisi forma deyince, öğrenciler okula formayla gelecek demektir. Böylece sabah sabah öğrenci annesine, bugün ne giyeyim diyemeyecek. İstese de istemese de okul formasını giyinip okulun yolunu tutacak. Forma veliler için bir kolaylık. Hem farklı farklı kıyafet almayacak hem de sabahın köründe çocuk annesini uyandırıp ne giyeyim diyemeyecek. Forma seçeneğini isteyen bir kesim daha var. Onlar da okul forması satan firmalar. Ömer Dinçer serbest kıyafeti g

Gördüğünü Uygulamada Ben

Acemi müdür olarak başladım işe. Bir iki hafta okulu izledikten sonra eski ezberleri okumaya başladım.  Her cuma İstiklal Marşı töreninde pazartesiden itibaren farklı kıyafet olmayacak, herkes okul kıyafetiyle gelecek, saçlar uzun olmayacak, sakalı çıkanlar kesip gelecek. Bir de okula özellikle pazartesi İstiklal Marşı törenine zamanında gelinecek konuşmaları yapıyorum.  Bıkmadan, usanmadan her törende söyledim bunları. Söylemekle de yetinmedim. Bir zaman sonra günlük kıyafet, saç ve sakal kontrolü yapmaya başladım. Bununla da yetinmiyorum. Gömleğinin bir düğmesi dışında ilikli olmayanları uyarıyorum. Gömleğini pantolonunun üzerine sarkıtanlara içine koyacaksınız. Okul kıyafetinin üzerine farklı renk giymeyeceksiniz gibi şeyler söylüyorum.  Bir zaman sonra sabah derse geç gelenlerin, gömleğinin düğmeleri açık ve dışına sarkıtanların okul numaralarını almaya başladım.  Zaman zaman sınıflara girip kılık kıyafet, saç ve sakal kontrolü sonucu yine okul numaralarını ajandama yazdım. Güya

Bir Zamanlar Öğrencinin Saçı

En sevmediğim yönüm idarecilik. Mizacıma ters olmasına rağmen memlekete gelmek için müdürlük sınavına girerek hiç müdür yardımcılığı yapmadan bir lisede müdür oldum. Acemiliğin doruğunu yaşadım. Ne yapayım ne edeyim derken öğrenciliğim gözümün önünden film şeridi gibi geçti:  İdarecilerimiz her sabah içtima alanında kılık-kıyafet, saç-sakal kontrolü yapardı.  Bununla da yetinmezler. Olur ya gözden kaçırdığımız olur diye ellerinde makas bir de sınıf sınıf dolaşırlardı. Büyük saç gördüler mi tren yolu açarlardı. Çünkü saçlar üç numara olmalıydı. Öyle ya disiplin ve okul başarısının yolu bunların kontrolünden geçerdi. Açılan tren yolundan kurtulmak için saçı üç numaraya ya da sıfıra vurdurmak da yetmezdi. Ancak ustura kurtarırdı saçı. Okul idaresinin ve nöbetçi öğretmenlerin kontrolünden geçen saçlarım, dersimize giren bir İngilizce öğretmeninin gözüne arardı. Her derste saçların uzamış demesinden usandığımdan ona tepki olsun diye saçımı iki defa usturaya vurdurmuşluğum bile var

BENDE PAYALAŞ! *

"Coca-Cola  ile 4 yıllık sponsorluk anlaşması yapan A milli futbol takımının yönetimini  kınıyorum   SENDE PAYALAŞ"  Dünden beri sosyal medyada tırnak içine aldığım yazıyı paylaşan paylaşana. Paylaşımdan anladığım kadarıyla bizim 7 Ekimden beri boykot ettiğimiz Coca Cola A Milli Takımın sponsoru olmuş. Hem de dört yıllığına. Sanırım önceki yıllarda da var bu sponsorluk. Boykot listemizin en başında yer alan bu içecek firması ile sponsorluk anlaşması yapan Milli Takım yönetimi kınanıyor. Kınamakla da kalınmıyor. "SENDE PAYALAŞ" demek suretiyle bizim de Milli Takım yönetimini kınamamız isteniyor. Bu paylaşım üzerine birkaç kelam etmek isterim: 1.Bunu yazan, paylaşmış da bu yazının noktası virgülüne dokunmadan paylaşanlara ne demeli? 2.Bir defa bu yazı Türkçeyi katletmiş. "Kınıyorum" demek suretiyle cümleyi bitirmiş. Nokta yok. Diyelim ki önemli olan içerik. Şu takıldığın şeye bak. Peki, haklısınız. İyi de üstündeki kınanan cümleyi küçük harfle

Futbolda 3.Stoper Ne Zaman Gerekli?

Yılmaz Vural, Özkan Sümer ile ilgili bir anısını anlatır: "Malatyaspor'u çalıştırıyoruz. Ben Özkan Hoca'nın yardımcısıyım. Bizim stoper kendi kalemize bir gol attı. Bununla yetinmedi. İkinci bir gol daha attı" . Kendi kalelerine iki gol gittikten sonra Özkan Sümer ile Yılmaz Vural arasında şu konuşma geçer.  -Yılmaz, ofansif bir futbolcumuzu çıkarıp yerine stoper sokalım. -Hocam, üç stoperler mi oynayacağız? -Buna mecburuz Yılmaz. Aldığımız stoper en azından şu şerefsizi tutsun da kendi kalemize bir üçüncü gol görmeyelim. Değilse, bu bizim anamızı ağlatacak. Not: Portekiz maçında rahmetli Özkan Sümer olsaydı, takıma üç değil, beş stoper birden sokardı.

Nass ve Nas

Bu yazımda nass ile nâs kavramlarını ele alacağım.  Bir 's' fazlalığı var nassta. Nas ya da nâs şeklinde yazılan nasta ise bir 's' eksik veya uzatma işareti var.  Nass ile Kur'an ve sünnet, nas  ile insanın çoğulu insanlar, kısaca toplum kastedilir.  Nass, buna inanan nas için bağlayıcıdır. Üzerine söz söylenmez. Ama, fakat, lakin denmez. Mutlak itaat gerektirir. Nas, nassa aykırı hareket edemez. Nassa inanmayan nas için nassın bağlayıcılığı yoktur.  Yazılı metin olan nassı, nâs hayatına tatbik etmekle yükümlüdür. Nassın dili yoktur. Konuşamaz. Neyse odur. Nassı nâs konuşturur. Bazen katı uygular bazen esnetir bazen yorumlar bazen kuşa çevirir. Nass, nâsın bazen önünü açar bazen yasak koyar bazen sınırlar bazen de ayak bağı olur. Samimi nâs için nass bir anlam ifade eder. Elinden geldiği kadar yerine getirmeye çalışır. Samimi olmayan veya din satıcı nâsın elinde nass adeta bir oyuncak gibidir. Nassı tekeline alır. Babasının malı gibi kullanır. Onun

Asgari Ücretin Her Yıl Artması

Sosyal medyada şöyle bir alıntıya rastladım: 2001                   2024         👇 Asgari Ücret 👇 102 TL              17.002 TL 90 dolar           527 dolar 102 avro          488 avro 82 l benzin      412 l benzin 143 l mazot     418 l mazot 927 l LPG         890 l LPG 3,18 çeyrek      4,25 çeyrek 510 ekmek       1700 ekmek 12,4 kg et          23.6 kg et Bu paylaşımda 2001 yılı ile 2024 yılının asgari ücreti ve bu asgari ücretle neler alınabildiğine yer verilmiş. Görünen o ki LPG dışında, diğer kalemlerde 2001 yılına göre 2024 yılında alım gücü daha iyiymiş.  Bu tür paylaşımlar bir amaca mebni olarak hazırlanır ve sosyal medyada servis edilir. Nasılsa bedava servis yapacak gönüllüleri çok.  Yine bu tür paylaşımlarla, öldük, bittik, enflasyondan belimizi doğrultamıyoruz diyenlere mesaj veriliyor. Yıllar kıyaslanıyor ve bununla, "Nankörlük ve fakir edebiyatı yapma, işte istatistikleri gör. Şimdiki haline şükret. Alım gücün daha iyi. Ne çabuk unuttun 2