3 Temmuz 2024 Çarşamba

Evlere Şenlik Bir Tarih Okuması

Türkiye-Avusturya maçını az buçuk maça ilgisi olan herkes izledi. İzlerken büyük çoğunluk çok iyi futbol oynayan Avusturya karşısında ülkemize hiç şans vermedi. Yenilmeye yenileceğiz. Bari fark yemesek dedi.

Endişe ve korku içerisinde maçı izlemeye başlamıştık ki önceki maçlardan farklı bir Milli Takım vardı sahada. Adeta her bir futbolcu sahada devleşti. 

İlk yarı ve ikinci yarının başlarında kornerden atışından Merih sayesinde maçı iki sıfır yaptık. İki sıfırdan sonra kalemize tehlikeli akınlar yapan Avusturya'ya karşın gole giden her golü karşılayan defans ve özellikle kritik kurtarışlarıyla, kaleci Mert unutulmazlar arasında yerini aldı. Hem gollerde hem defansta her şutu karşılayan Merih hiç unutulmayacak. Oynadığımız her maçta hiç istikrarını ve efendiliğini bozmadan görevini hakkıyla yerine getiren Ferdi daima gönüllerde olacak.

Kazanma umudumuz olmayan maçı kazanıp çeyrek finale adımızı yazdırdık. Tüm Türkiye bu galibiyete sevindik. Herkes kendince sevindi. Yorum yazdı, paylaşımlar yaptı. Paylaşımların her birinde cümleler farklı olsa da galibiyet ve başarıya susamışlığı ifade ediyordu ve her bir paylaşım birbirine benzer aynı duyguları ifade eden ölçülü paylaşımlardı.

Paylaşımların biri var ki evlere şenlik. Bu yazıyı da bunun için kaleme aldım. Görüp okumayanlar için paylaşımı buraya alıyorum: "Viyana 341 yıl sonra düştü. Montella başta olmak üzere bütün futbolcularımızı tebrik ediyorum. Viyana önünde Kızılelma için can veren Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ve bütün şehidlerimizin* ruhu şad olsun". 

İsmini görmesem, bu paylaşımı yapan çiçeği burnunda bir genç ya da çocuk sanır, bu paylaşımın üzerinde hiç durmazdım. Hakkında yazı yazmadan önce bu paylaşım sahte olabilir mi diye baktım. Ki sahte olsun istedim. Maalesef aslı varmış.

Paylaşımı yapan kişi tarihçi bir akademisyen. TRT ekranlarının bir bilen gediklisi aynı zamanda. Üstelik bir üniversitenin de rektörü.

Vay be dedim ve bu paylaşımı fotoğraflayarak sosyal medya profilimden şunu yazıp paylaştım:  

Bu donanım bu vizyon bu okuyuşa şapka çıkardım. Bu ufuk bende olmadığı için hayıflandım.

Hangi birimizde var bu ufuk?

Bu seviyeye gelmek için meğer tarih okumak, üzerine ihtisas yapmak gerekiyormuş. Bunların hiçbiri bende yok.

Boşuna televizyoncu olmamış boşuna rektör yapmamışlar.

Kıskansam da iyi ki böyle bilim insanlarımız var. Geldiği nokta itibariyle kalitenin tesadüf olmadığına bir kez daha inandım.

Tarih okumasından anladığıma göre Viyana'yı bu sefer düşürmek bir İtalyan'a nasip oldu”.

Ne diyeyim. Bereket, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa yaşamıyor. Yaşasa, "Ne dedin ne dedin? Bir daha söyle derdi. Ardından da sen futbolu bırak. Sadece tarih anlat sadece tarih derdi sanırım.

Bereket, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa yaşamıyor. Yaşasa, "Ne dedin ne dedin? Bir daha söyle derdi. Ardından da benden uzak ol derdi sanırım ve Shakespeare ile ilgili anlatılan şu anekdota yer verirdi:

"Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirleri incelemesi için Shakespeare'e gönderir. Ünlü yazarın cevabı: “Dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın...” olur.

Bunun hesap, siz sadece tarih anlatın tarih. Bırakın futbolu başkası yorumlasın, derdi.

*şehidlerimizin değil, şehitlerimizin şeklinde yazılması gerekirdi. Sanırım, Viyana’nın fethiyle ilgilendiği için bu ayrıntı rektörün gözünden kaçtı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder