09.12.2015 tarihinde, gazetemizin bu sayfasında "Başlarken" başlığıyla
çıkmıştı ilkyazım. Her başlangıcın bir bitişi olduğu gibi bugün de
"Bitirirken" başlığıyla size veda ediyorum.
Gazetemizin sahibi Sayın Ahmet Baydar Beyefendinin teklifiyle yazı hayatına
gazetemizde başlamıştım. Benim için ilk denemeydi. Acemiliğimi burada attım
anlayacağınız.
Yazmaya başlarken neyi dert ediniyorsam, onu yazacağım demiştim. Dediğim
gibi de yaptım. Kelime dağarcığım ve kapasitem ne kadarına el verdiyse yazmaya
çalıştım, hiç ara vermeden. Genelde toplumsal olaylar başta olmak üzere hemen
hemen her konuya değindim. Pazartesi, çarşamba, cuma ve cumartesi günleri çıkan
yazılarımdan dolayı gazetemden, "Bu yazıyı yayımlayamayız" şeklinde
bir endişe sezmedim. Bir ara dört ay kadar müstear isimle bir başka gazetede
yazarken gazete yönetiminin korkusundan yayımlayamadığı yazımı, Anadolu'da
Bugün gazetesine gönderdim. Yazım hiç tırpan yemeden yayımlandı. Anlatmak
istediğim, yazılarımı yazarken serbest ve hür bir ortamda yazdım. Gazete
dediğin de böyle olmalıydı zaten.
Yazılarım kimi, ne kadar ürküttü bilmiyorum. Ama içimden geldiği gibi kendi
üslubumca yazdım. Bazen mizahi bir dil kullandım, bazen taşlama yaptım,
olaylara bazen düz girdim, bazen duygusal yaklaştım, bazen de üstü kapalı
yazmaya çalıştım. Ne kınandım ne de kınanır endişesi taşıdım, yarası olan
gocunsun istedim. Ne kadar başarılı oldum bilmiyorum. Bunu bilse bilse -varsa-
okuyucularım bilir. Giderken gönüllere dokunarak kubbede hoş bir seda
bırakabildim mi? Bunu da bilmiyorum. Eğer yazılarımla, bazılarının gönlüne
girebilmiş, bazılarının dertlerine tercüman olabilmiş, bazılarını da rahatsız
edebilmiş isem ne mutlu bana! Böyle bir şey yoksa bu vesileyle kurtulmuş oluyor
benden gazetemiz ve okuyucuları.
Yazacaklarım mı bitti? Hayır. Ülkede o kadar sorun varken yazacaklar
biter mi? Sağ olsun ülke, yazı konusu olsun diye benim için durmadan
sorun üretti. Yazma heyecanımı kaybetmiş de değilim. Gazetemizde yazılarıma son
vermemin özel bir nedeni yok. Yazılarımı nihayete erdirme düşüncesi, kendimin
aldığı bir karar. Bakalım yazdıkça zevk alan ve heyecana kapılan ben, gazetede
yazmayınca yapabilecek miyim? Bunu zaman gösterecek. Ne zaman ki yazmayınca,
olmayacak derim ve gazetem de "Sayfan hazır" der ise tekrar niye
olmasın. Belki de bırakır bırakmaz içimde bir burukluk ve "İyi yapmadın ey
Abdurrahman Çelebi! (Koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi
denir)" der, pişmanlık duyarım ve “sigarayı bıraktım” diyen bazı
tiryakilerin tekrar sigara içmeye başladıkları gibi ben de yazmaya geri
dönerim. İrademi de bu şekilde test etmiş olacağım.
Bu vesileyle köşe yazarlığı teklifi yaparak beni onurlandıran gazetenin
sahibi Sayın Ahmet Baydar'a, yazmaya başlamadan önce görüşerek tanıştığım ve o
süreçte zaman zaman görüşüne başvurduğum ve her zaman desteğini esirgemeyen Gazetemizin
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Sayın Erhan Dargeçit'e ve gazetenin her kademesinde
görev yapan -isimlerini sayamayacağım- gazetemizin diğer emekçilerine ve okuyucularıma
buradan teşekkürü bir borç bilirim.
Yazarken üslubuma alabildiğine dikkat ettim. Olur ya, bilmeden
hata etmiş, kalp kırmış ve maksadımı aşan cümleler sarf etmiş ve zülfüyâra
dokunmuşsam af ola... Hoşça kalın!
Not: Gazete yönetiminden öğrendiğime göre “Tabiat boşluk kabul
etmez” sözü gereği, benim boşalttığım köşeyi bundan sonra Barbaros ULU Bey dolduracakmış.
Hayırlı olsun!
*02/01/2021 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.