30 Ekim 2018 Salı
İstanbul Havalimanı ***
29 Ekim 2018 Pazartesi
Tüm Mesele Bardağı Yere Bırakabilmekte *
“Bardağı tartmadıkça gerçekten ağırlığını ben de bilemem” der Profesör. Sonra öğrencilerine yeni bir soru daha yöneltir:
“Hiçbir şey!” diye yanıtlar öğrenciler.
Bu kez de profesör “peki bu bardağı bir saat boyunca tutsaydım ne olurdu?” diye sorar.
Öğrencilerden biri “kolunuz ağrımaya başlar.” der.
Daha sonra profesör şu soruyu sorar “peki bu bardağı bir gün boyunca elimde tutsaydım ne olurdu?”
Öğrenciler; “kolunuz ağrırdı, kol kaslarınız kas spazmı vb geçirirdi” şeklinde yanıtlar verirler.
Bu sefer de profesör öğrencilerine “ peki tüm bu sorunlar olurken bardağın ağırlığında bir değişme olur muydu?” sorusunu yöneltir.
“Hayır!” der tüm öğrenciler.
Profesör, “Peki o zaman kolun kas spazmı geçirecek kadar ağrımasına neden olan şey neydi? Acıdan ve ağrıdan kurtulmak için bu durumda ne yapmam gerekir?” sorusunu yöneltir.
Öğrencilerden biri “Bardağı yere bırakın, düşsün!” diye yanıt verir.
“Evet” der profesör ve devam eder. “Hayatın problemleri de böyle bir şeydir. Onları kafanda birkaç dakika tutarsın. Bir sorun yokmuş gibi görünür. Uzun bir süre düşünürseniz bu sefer başınız ağrımaya başlar. Biraz daha uzun düşünürseniz, artık sizi bitirmeye başlar ve hiçbir şey yapamaz duruma gelirsiniz. Hayatınızdaki problemleri düşünmek önemlidir. Fakat çok daha önemlisi her günün sonunda, uyumadan önce elinizdeki bardak gibi onları yere bırakmaktır. Ertesi sabah bardağı yine bıraktığınız yerden alabilirsiniz. Böylece güne sabah daha taze uyanır, gün içinde karşınıza çıkabilecek problemlerle mücadele edebilecek güçte olursunuz. Bu nedende bugün eve gittiğinizde “ELİNİZDEKİ BARDAĞI YERE BIRAKIN!”
* 31/10/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
28 Ekim 2018 Pazar
"Çok Akıcı Bir Üslubun Var!"
Adalet Duygusunu Zedelememek Lazım!
27 Ekim 2018 Cumartesi
Cumhuriyet Bayramı Sadece Öğrenci ve Öğretmenlerin Bayramı mıdır?*
* 29/10/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Çözüm Yerine Sorun Üreten Siyasetimiz *
Ülke yönetimi diyebileceğimiz siyasetin
görevi sorun çözmektir, sorun olmak değil. Sorunu çözemiyorsa bile en azından
sorunu yönetmeyi bilir, sorun üretmez. Çünkü her türlü sıkıntıya çözüm üretme
gibi bir misyonu vardır siyasetin. En azından ben böyle görmek istiyorum.
Dünyada nasıldır bilmiyorum ama bizim ülkemizde siyaset her şeye bir çözüm
üreteceği yerde maalesef durmadan sorun üretiyor. Çünkü kendisi sorunun
kaynağı. Bu durumu gördükçe bırakın bir sorunu çözmeyi, sorun olmasınlar yeter
diyorum.
Bizde siyaset problem üretme yeri gibi
çalışıyor. Bu işi deruhte edenler nasıl beceriyorlarsa ellerini attıkları her
şey problem olup çıkıyor. Konunun iç veya dış siyasetle ilgili olması fark
etmiyor. Biri kara diyorsa diğeri ak der. Bir şeyin doğru olup olmaması önemli
değil. Önemli olan karşı kulvarda yer almak, aynı karede yer almamaktır. Bir
konuda aynı düşünseler varlık sebeplerini inkar etmiş olurlar. Tüm hesap
seçmene mesaj vermek sanki. Seçmene mesaj vermek amacıyla yapılan açıklamalar
halkı kutuplaştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Belki siyasetimizin en
başarılı olduğu alan bu. Halkı ne kadar gerersek bu işten daha çok ekmek yeriz
düşüncesinde olmalılar. İşin garibi kahir ekseriyeti aynı dili konuşuyor.
Çözüm yerine hep sorun üreten
siyasetimizin hiç iyi yönü yok mu derseniz olmaz olur mu? İsterseniz biraz
beyin jimnastiği yapalım. Siyasetimizin en başarılı olduğu alanlar:
●Özlük haklarını koruma ve iyileştirme
konusunda bir ve beraberler. Aralarında asla tartışma çıkmaz. Çıkarılması
gereken mevzuatı bir gece de çıkarırlar.
●İstisnasız hepsi iyi bir demagogdur.
●Görevleri hep birbirini eleştirmektir.
●Kendi partilerine asla toz kondurmazlar.
●Liderleri için canlarını verirler.
●Her konuda söyleyecek sözleri vardır.
Mazeret üretmede, bahane ve gerekçe bulmada üstlerine yoktur.
●Yapsın veya yapamasın seçim zamanlarında
vaat üstüne vaat vermede kimse ellerine su dökemez.
●İktidara hangisi gelirse gelsin işe adam
alımında kayırmacılık yapılır. Kısa yoldan kadrolaşma yoluna gidilir.
●Hepsi iyi bir niyet okuyucusudur. Senin
ne dediğin değil, onların ne anlamak istediğidir önemli olan.
●Çamur atmada mahirdirler.
●Dün söylediklerini bir çırpıda revize
edip “u” dönüşü yaparlar.
●Hepsinin kırmızıçizgileri vardır.
İzledikleri çizgilerinin yanlış olduğu ortaya çıksa bile o kırmızıçizgiyi devam
ettirirler. Bu konuda bir istikrar abidesidirler.
●Seçimi kaybederlerse genelde ya halkı
suçlu bulurlar ya seçimde şaibe var derler ya da istatistiklere boğarak kendilerini
başarılı gösterirler.
●Hiçbirinde uzun vadeli bir siyaset
yoktur. Günübirlik yaşarlar. Günlük veya seçimlik kazanımı kazanım sayarlar.
●Kendi icraat ve yapacaklarını
anlatacakları yerde rakibini kötüleyerek çamur atarak oy avcılığına soyunurlar.
●Yaptıkları erdem, fazilet siyaseti değil,
algı siyasetidir.
●Hepsi için her seçim ölüm kalım
meselesidir, en önemli seçimdir.
●İktidar veya memleket rakibinden
kurtarılması gereken bir olgudur.
●Çoğu, asla bir öz eleştiri yapmaz. Çünkü
hata yaptığını kolay kolay kabullenmez.
●Hepsi ülkeyi kurtaracağım, uçuracağım,
memleketime ve insanına hizmet edeceğim diye gelir, bir daha gitmemek üzere
çabalar, giderken de gelene enkaz devreder.
●Hepsi kendisini olması gerekenle değil,
kendinden öncekiyle kıyaslar.
●Demokrasi, özgürlük, fikir ve vicdan
hürriyeti diye iktidara gelenlerin yaptığı ilk iş, gücünün yettiği herkese
gözdağı vermektir.
●Parti liderleri başarılı olsa da olmasa
da özellikle başarısız olduğu durumlarda kendi istemediği müddetçe kurultay
yoluyla asla değiştirilemez. Çünkü lider, seçimi kazanmaktan ziyade ilk önce
delege ve üye yapısıyla oynayarak parti içinde hakimiyetini pekiştirir.
●Çoğunun memleket sevgisi kedinin ciğeri
sevmesi gibidir. Önce canan değil, candır. Siyaset halk için değil, kendileri
içindir.
●İktidara gelen kendi zenginini oluşturur.
●Tabanını tutmak için hepsi gerilim
siyaseti izler, ortamı gerer, halkı kutuplaştırır.
●Siyasete giren kolay kolay bırakmaz.
Orada tutunmak için her yol denenir. Çoğunun gönlünde mezarda emekli olmak
vardır. Çünkü bizde siyaset bir meslek gibi görülür. Kim deruhte ettiği mesleği
bırakabilir ki...
●Siyasetin hangi kademesinde olursa olsun
siyasetçinin ihya olmayanı yoktur. Kendi köşe olduğu gibi çoluğu-çocuğu ve
akrabaları da ihya olur...
Gördüğünüz gibi ülkemizde izlenen
siyasetin kendisi başlı başına bir problem olsa da bu tür siyasetin başarılı
olduğu alanlar da epey varmış. Bu kadar başarı beklemiyordum. Bizdeki bu
siyasetin istisnası yok mu? Var diyorsan vardır, yok diyorsan yoktur. Nereden,
nasıl baktığına ve kimi tuttuğuna bağlı.
*01/11/2021 tarihinde Barbaros ULU adıyla Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
26 Ekim 2018 Cuma
Beddualar değişiyor artık!
Şimdi günümüzde hala kullanılmakta olan beddualar şu şekilde değişebilir:
●Burası Kadıköy! Buradan çıkış yok→ Burası Suud Konsolosluğu!
●Eceli gelen cami duvarına işer→ Eceli gelenin yolu Suud Konsolosluğuna düşer.
●Canına susadın galiba!→ Seni Suud Konsolosluğuna gönderelim.
●Cesedin kurtlara ve kuşlara yem olsun!→ Suud Konsolosluğunun eline düşesin.
●Cesedin kim vurduya gitsin→ Suudluların eline geçsin!
●Allah belanı verecek senin→ Son durağın Suud Konsolosluğu olsun!
●Bir mezarın bile olmasın!→ Suud Konsolosluğuna teslim edilsin.
●Kimsenin başına gelmeyen senin başına gelsin!→ Suud Konsolosluğunun eline düşesin.
Uyarı amaçlı da kullanılabilir:
Dikkat, içeri girmek tehlikeli ve yasaktır!→ Dikkat, Suud Konsolosluğu!
MEB'in Önceliği Nedir?
25 Ekim 2018 Perşembe
2023 Eğitim Vizyonu Andımız Kadar Gündem Oluşturmadı *
* 27/10/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
24 Ekim 2018 Çarşamba
Çocuklarımın Anası
Nice yıllara inşallah hem bana, hem de çocuklarımın anasına!
Güçlü Yarınlar İçin 2023 Eğitim Vizyonu ***
*** 25/10/2018 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros Ulu adıyla yayımlanmıştır.
21 Ekim 2018 Pazar
Burnumuza Gelen Kokuları ancak Kral Giderir *
* 24/10/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Ürküttüğümüz Kurbağaya Değecek mi? ***
*** 23/10/2018 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros Ulu adıyla yayımlanmıştır.
Arbedede Darbe Almak! **
** 21/11/2018 tarihinde Kahta Söz'de yayımlanmıştır.
Ürküttüğümüz Kurbağaya Değse Bari!
19 Ekim 2018 Cuma
Andımız Geri mi Geliyor? *
* 22/10/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.