Türkiye sınırları içerisinde Ahmet ile Hatice'den doğan
ben, Türkoğlu Türküm. Aslımı asla inkar etmem. Zaten aslını inkar eden haram
zadedir. Türk olduğumu söylemekten asla gocunmam. Mazlumların sesi olacak,
ülkeme ve dünyaya adalet başta olmak üzere tüm insani ve ahlaki ilkelerde öncü
olacak güçlü bir devletim olsun isterim. Ülkemin ve milletimin kalkınması için
elimden gelen gayreti göstermeye çalışırım. Bu yönümle kendimi milliyetçi
görürüm. Türk olmam benim için ne bir övünç kaynağıdır ne de yergi sebebidir.
Bir başkasını da ırkından dolayı yermem. Kendi ırkımı veya bir başka ırkı yekdiğerine
üstün görmem. Çünkü milliyetim benim irademle oluşmuş değildir. Allah
vergisidir. Pekâlâ, başkalarını Arap, İngiliz, Ermeni, Rum, Kürt, Çingene vs
bir başka ırktan yarattığı gibi beni de bir başka ırktan var edebilirdi. Rab Teala
farklı kavimlerden yaratılmamızı birbirimizle tanışmamız için olduğunu, Allah
katında esas üstünlüğün sorumluluk bilinciyle oluşacağını Hücurat süresinde açıklar.
Bu kısa açıklamadan sonra konuyu Andımıza getirmek
istiyorum. Malumunuz ilk ve ortaokullarda derse girmeden önce öğrenciler
tarafından okunan Andımız beş sene öncesinde Yönetmelikten çıkarılmıştı.
Danıştay 8.Dairesi kaldırılan bu madde hakkında iptal kararı verince bu karar
üzerinden son günlerde Andımız okunsun/okunmasın tartışması başladı. Anladığım
MEB farklı bir düzenleme yapmaz ise Andımız yeniden okunmaya başlanacak.
Burada Andımız'ın kaldırılması yanlıştı, Danıştay'ın
verdiği iptal kararı yerinde ve okunması gerekir tartışmalarına girecek
değilim. Andımız -okunur veya okunmaz- içeriğinde tüm halkımızda olması gereken
güzel değerler var: Doğruluk, çalışkanlık... yurdumu, milletimi özümden çok
sevmek, yükselmek, gibi. Bunlar her hâlükârda çocuklarımıza işlenmesi gerekir.
Fakat metnin içerisinde -olmayan- birlik ve beraberliğimize halel getirecek
-olmayan- barış ortamına zarar verebilecek kelime veya yargılar var. Mesela “Türküm…Ne
mutlu Türküm diyene!” gibi.
Aranızdan ne var bunda? Biz Türk değil miyiz?
Türklüğümüzden utanacak mıyız? Göğsümüzü gere gere “Ne Mutlu Türküm diyene”
diyemeyecek miyiz gibi eleştiri getirecekler çıkacaktır. Andımızdaki bu
ibareleri gören bazı kimseler şimdiden “Ne mutlu Müslümanım diyene demeye
başladı bile! Haydi bunu da geçtim, Türkiye tamamen Türklerden oluşmuyor.
İçimizde Suriyeli var, yüzyıllardır bizimle
birlikte yaşayan Kürtler var, Afgan var, Somalili vs var. Bunların okulları
ayrı değil, hepsi Türklerle beraber aynı okullarda okuyor. Sınıflarımızda
farklı ırklarda çocuklar eğitim ve öğretim görüyor. Andımızı söylerken Türk
olmayan kişiler “Türküm” diye başlayacak, “Ne
mutlu Türküm diyene” diye bitirecek. Bunları kenara alıp siz söylemeyeceksiniz, zira siz
Türk değilsiniz mi diyeceğiz? Haydi söylediler. Bu söyleyiş içten olacak mı?
Arkadaşlarının içinde bunlar kendilerini dışlanmış hissetmeyecekler mi?
Söylemeleri konusunda kendilerine baskı yapılmayacak mı?
“Burada kastedilen Türk bir ırkı ifade etmiyor, vatandaşlık
kastediyor” denebilir. Biz böyle desek de bunu bu şekilde olduğunu kabul
etmeyen ve bizi asimile edecekler diyen milyonlar var bu ülkede. Bana göre bu
sözler pamuk ipliğine bağlı birlik ve beraberliğimize katkı sağlamaz.
Ürküteceğimiz kurbağaya değmez. Ayrıca burada maksat çocuklarımıza güzel değer
ve ilkeleri aşılamak ise bunu başka türlü yapalım derim. Sonra bu değerlere
sadece çocukların değil hepimizin ihtiyacı var. Eğer bu değerler okumakla
kazandırılacaksa bunu tüm kamu-özel her kurum ve kuruluşta günlük büyüklerimiz
de söylemelidir. Söylemekle kalmayalım, hayatımızın her safhasında bunu
uygulayalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder